Propaganda ve Çeviri Hataları: Mokusatsu Olayının İkinci Dünya Savaşı’na Etkisi
Nesibenur TAMGACI
ÖZ
Bu makalede, çeviri hatalarının tarihsel olaylar ve propaganda üzerindeki etkileri Mokusatsu olayı üzerinden incelenmektedir. 1945’te Japonya’nın Potsdam Bildirgesi’ne verdiği yanıtın yanlış tercüme edilmesi, Müttefiklerin bu yanıtı “reddetme” olarak algılamasına yol açmış ve ABD’nin Hiroşima ile Nagasaki’ye atom bombası atma kararını hızlandırmıştır. Makale, yalnızca çevirinin kelime aktarımı değil, aynı zamanda kültürel ve politik bağlamın doğru anlaşılmasının önemini vurgulamakta; çevirinin propaganda, medya ve kamuoyu yönetimiyle olan ilişkisini tartışmaktadır. Bu olay, günümüzde uluslararası ilişkileri ve medya dilinde çeviri hatalarının yol açabileceği sonuçlar açısından önemli dersler sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Mokusatsu, Potsdam Bildirgesi, Propaganda, Uluslararası ilişkiler, Çeviri hatası.
ABSTRACT
This article examines the impact of translation errors on historical events and propaganda through the case of the Mokusatsu incident. In 1945, Japan’s response to the Potsdam Declaration was mistranslated, causing the Allies to interpret it as a rejection and accelerating the United States’ decision to drop atomic bombs on Hiroshima and Nagasaki. The article emphasizes that translation is not merely the transfer of words but requires an accurate understanding of cultural and political context. It also discuss the connection between translation, propaganda, media, and public opinion management. The incident offers significant lessons on the possible consequences of translation errors in contemporary international relations and media discourse.
Keywords: Mokusatsu, Potsdam Declaration, Propaganda, International relations, Translation error.
- GİRİŞ
Çeviri birçok anlamda değerlendirilebilir ve genellikle farklı kültürler arasında köprü görevi görmesiyle bilinir. Propaganda ise güçlü bir araçtır. Çeviri süreci ile birleştiğinde propaganda, önemli kararların alınmasına ve bu kararların sonuçlarına büyük etki edebilir. Tarafları öfkeye ya da barışa yönlendirebilir. Bu süreçte en büyük sorumluluk, doğru çeviri yapabilen kişiye, yani çevirmene aittir. Tarihte birçok olayın, bazı tarihçilere göre hâlâ tartışmalı olan yönleri, çeviri hatalarından etkilemiştir.
Bunlardan sadece bir örnek, Mokusatsu olayıdır. Japon Hükümeti, 1945 yılında yapılan Potsdam Bildirgesi’ne verdiği yanıtta kullanılan bir ifadenin yanlış tercüme edilmesi nedeniyle Batılı yetkililer tarafından “reddetme” olarak algılanmasıdır. Bu tercüme hatası, ABD’nin Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası atma kararında önemli bir rol oynamıştır.
- TARİHSEL BAĞLAM
1945 Mayıs ayında Almanya teslim olmuş ve Avrupa cephesi sona ermesine rağmen Japonya savaşmaya devam ediyordu. O dönemde Japonya’da farklı gruplar vardı: Askeri kanat (general ve komutanlar) sonuna kadar savaşmak istiyordu, sivil hükümet (Başbakan Suzuki ve danışmanlar) ise teslimiyeti düşünüyordu ama çok ağır şartlarla karşılaşacaklarını biliyordu. Askeri kanat, Hiroşima ve Nagasaki’yi önleyebilecek diplomatik girişimlere şüpheyle yaklaşıyorlardı.
ABD, Birleşik Krallık ve Çin, 26 Temmuz 1945’te Potsdam Bildirgesi’ni yayınladı. Bildirgede Japonya’ya şu mesajlar verildi:
- Şartsız teslim ol: Japonya, tüm savaş faaliyetlerini durduracak ve Müttefiklerin koyacağı şartları kabul edecek.
- Aksi takdirde büyük bir yıkım yaşanacak.
Bildirge, Japonya teslim olmazsa “hızlı ve büyük bir yıkım” tehdidini içeriyordu. Bu, atom bombası veya başka bir ağır silahların kullanım olasılığına işaret ediyordu. Amaç Japonya’yı savaşın sonuna kadar sürüklemek yerine barışa zorlayarak Müttefiklerin kayıplarını azaltmaktı.
Bildirgenin ardından düzenlenen basın toplantısında bir gazeteci, “Potsdam Bildirgesi’ne nasıl yanıt vereceksiniz?” diye sordu. Başbakan Kantarō Suzuki, “我々はポツダム宣言に対して黙殺する (mokusatsu suru)” dedi. Kelime, bağlama göre “sessiz kalmak / yorum yapmamak”, “görmezden gelmek / önemsememek” veya “sessizlikle geçiştirmek” anlamlarına geliyordu.
- ÇEVİRİ HATASININ ANALİZİ
Mokusatsu ifadesi, Japonca bağlamında birden fazla anlam taşıyan çok katmanlı bir kelimedir. Suzuki’nin 26 Temmuz 1945’teki basın toplantısında kullandığı “黙殺する (mokusatsu suru)” ifadesi, bağlama göre “sessiz kalmak / yorum yapmamak”, “görmezden gelmek / önemsememek” veya “sessizlikle geçiştirmek” anlamlarına gelir. Ancak İngilizceye çoğunlukla “ignore / dismiss / treat with contempt” şeklinde çevrilmiş ve Batılı yetkililer tarafından Japonya’nın Potsdam Bildirgesi’ni reddettiği biçiminde yorumlanmıştır. Bu çeviri hatası, yalnızca dilsel bir yanlışlık olmaktan çıkmış; aynı zamanda diplomatik algıyı doğrudan etkileyen bir araç hâline gelmiştir.
Suzuki’nin asıl amacı, Japon askeri kanadını yatıştırmak ve zaman kazanmak iken, Batılı yetkililer bu ifadeyi Japonya’nın bildirgeyi açıkça reddettiği şeklinde yorumlamışlardır. Bu yanlış yorum, ABD’nin atom bombası kararını hızlandırmış ve Müttefikler’in Japonya’ya karşı tutumunu sertleştirmiştir. Bu durum, çevirinin sadece bir dil aktarımı olmadığı, aksine uluslararası ilişkilerde kritik bir rol oynadığına dair çarpıcı bir örnek oluşturur.
Mokusatsu’nun farklı çeviri seçenekleri ve olası etkileri incelendiğinde, her bir seçeneğin diplomatik algı üzerinde farklı sonuçlar doğurabileceği görülmektedir. Örneğin “sessiz kalmak / yorum yapmamak” şeklinde daha nötr bir çeviri, Müttefikler’in beklemede kalmasına ve diplomatik alan yaratılmasına olanak sağlayabilirken, “ignore / dismiss” gibi sert çeviriler, doğrudan bir reddetme olarak algılanmış ve hızlı bir askeri müdahale kararına zemin hazırlamıştır. Bu örnek, çeviride bağlamın, kültürel nüansların ve niyetin doğru aktarılmasının önemini vurgulamaktadır.
Mokusatsu olayı, tarihsel bir bağlamda küçük bir kelime seçiminin bile savaş stratejileri ve uluslararası politikada büyük etkiler yaratabileceğini gösterir. Çeviri hatalarının sadece yanlış anlaşılmaya yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda propaganda ve kamuoyu algısını şekillendirme gücüne de sahip olduğu bu örnekle net bir biçimde ortaya konmuştur. Bu durum, tercümanların, özellikle diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında çalışırken, dilin ötesinde kültürel ve bağlamsal farkındalığı göz önünde bulundurmalarının önemini bir kez daha hatırlatmaktadır.
Mokusatsu ifadesinin Japonca bağlamı, Batılı yetkililer ve basın tarafından farklı şekilde yorumlandı. Bu durum, çevirinin bağlamı yansıtamadığını ve diplomatik kararlara etkisini gözler önüne seriyor. Aşağıdaki tablo, Japonca ifadenin olası anlamlarını, İngilizceye yapılan çevirilerini ve Batılı tarafların algılamalarını özetlemektedir:
Tablo 1: Bağlam ve ihtimaller
Bu tablo, çeviride bağlamın ve kültürel nüansların ne kadar kritik olduğunu göstermektedir. Bir kelimenin farklı çeviri seçenekleri, tarihsel ve diplomatik sonuçlar üzerinde doğrudan etkili olabiliyor. Mokusatsu örneğinde, çeviri hatası sadece bir yanlış anlam değil; aynı zamanda savaşın yönünü değiştiren propaganda etkisi yaratmıştır.
- MODERN ÇIKARIMLAR
Başarılı bir çeviri yalnızca dil becerileriyle ilgili değildir; aynı zamanda kültürel anlayışları ve bağlamı da içermesi gerekir. Dil kültürel bağlamından ayrı düşünülemeyeceği gibi, çeviri de bundan bağımsız değerlendirilemez. Çeviride bağlamın temel olmasının sebebi, anlamı belirleme ve belirsizliği çözmedeki kritik rolüdür. Birçok kelimenin birden fazla anlama sahip olması ve kültürel anlayışlarına göre değişebilmesi bağlam dikkate alınmadığında çevirmenin yanlış yorumlamasına sebep olabilir. Bu nedenle çeviri sırasında kültürel anlayış, nüanslar ve bağlam göz ardı edilmemelidir.
Bir diğer önemli unsur ise çevirinin kime yönelik olduğunu unutmamak, yani hedef kitle farkındalığını daima korumaktır. Çünkü bağlamı doğru anlamak, hedef kitleyi doğru anlamaktan geçer.
Uluslararası çevirilerde, özellikle diplomasi ve hukuk alanında yapılan hatalar çok daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Küçük bir çeviri hatası sözleşme anlaşmazlıklarına, itibar kayıplarına ve Mokusatsu olayı gibi binlerce kaybın yaşanabileceği trajik sonuçlara yol açabilir. Son sözü söyleyen tercüman, bu nedenle büyük bir güce sahiptir.
Bu ise bizi bir tartışmaya götürmektedir: Yapay zeka (AI) destekli çeviri araçları çevirmenin yerini alabilir mi? Çünkü AI destekli çeviri araçları yukarıda bahsedilen kültürel ve dilsel nüansları anlamak, karmaşık hukuki ve diplomatik dili doğru aktarmak ve sektöre özgü jargon ile teknik terimleri ele almak konusunda hâlâ yetersizdir. Bu araçlar yanlış yorumlara ve dolayısıyla ciddi diplomatik sorunlara yol açabilir.
Bu açıdan, Mokusatsu olayı, yalnızca tarihe değil, aynı zamanda günümüz çeviri uygulamalarına da ışık tutmakta ve tercümanın rolünün ne kadar kritik olduğunu bir kez daha göstermektedir.
En genel anlamıyla propaganda, “Toplumun görüş ve davranışını, kişilerin belirli bir görüşü, belirli bir davranışı benimsemelerini sağlayacak biçimde etkileme çabasıdır.”. Propaganda birçok açıdan değerlendirilebileceği gibi uluslararası faaliyetlerde güçlü bir silahtır ve kamuoyunun yönetimi ile gücüne güç katmaktadır. Jean-Marie Domenach propagandayı doğruluğu bakımından şu şekilde sınıflandırmıştır:
- Beyaz Propaganda (White Propaganda): Kaynağın güvenilir, resmi ve açık olduğu propaganda türüdür. Kaynak alınırken veya verilirken oldukça dikkat edilmesi gerekir.
- Siyah Propaganda (Black Propaganda): Aslı olmayan propagandaların yapıldığı, uydurma ve asılsız kaynakların olduğu propaganda türüdür. Özellikle savaş veya baskının yoğun olduğu durumlarda psikolojik baskı aracı olarak kullanılır. Beyaz propagandanın tam zıttı olarak değerlendirilebilir.
- Gri Propaganda (Grey Propaganda): Kaynağın bazen açık bazen ise gizli kaldığı durumlarda kullanılan bir propaganda türüdür. Yapılan mesajlar ile ilgi çekici hale getirilebilir; ancak güvenirliği her zaman sorgulanabilir.
Mokusatsu olayı bu türler açısından incelendiğinde, kaynağın Japon hükümeti ve başbakanı Suzuki olması yani tamamen gizli olmaması; ancak ‘’mokusatsu’’ kelimesinin tercüme edilme şekli ile Hükümetin bildirgeyi sert bir şekilde reddettiği şekilde yansıtılması, hedef kitleyi yanıltıcı bir algıya sürüklemesiyle gri propaganda türü olarak değerlendirilebilir. Yani propagandanın amacı siyah propaganda türü gibi tamamen kasıtlı olarak sahte bilgi vermek değildir; ama bağlamdan kaynaklı yanlış algı yaratmaktır. Bu da gri propaganda özelliği taşımaktadır. Bu olay, propaganda araçlarının yalnızca hükümetler arası diplomatik kararları değil, aynı zamanda kamuoyunu da etkileyebileceğini göstermektedir
Tercümenin Japonya’nın net olarak reddi olarak sunulması ve bağlam dışında değerlendirilmesi, Batı basınına sert bir mesaj olarak algılanmış ve bu şekilde de çevrilmiştir. Ciddi kayıpların yaşandığı bu dönemde harap ve yorgun olan toplum manipüleye açık durumda değerlendirilmiştir. Haber ajanslarının tercümeyi manipüle ederek durumu dramatize etmesi büyük bir baskı yaratmıştır. Bir bakıma zaman kazanmak adına yapılan bu basın açıklaması, yanlış tercüme ve baskı sebebiyle askeri ve diplomatik kararların hızlanmasına ve müttefiklerin Japonya’nın niyetini yanlış anlamasıyla sonuçlanmıştır.
- SONUÇ
Mokusatsu olayı çeviri, çeviri hatalarınının uluslarası ilişkiler ve tarih üzerindeki etkilerini açıkça gösterir. 1945’te Japonya’nın Potsdam Bildirgesi’ne verdiği yanıtın yanlış tercüme edilmesi, Müttefikler tarafından sert bir red olarak algılanmış ve ABD’nin Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası atma kararını hızlandırmıştır. Bu tercüme hatası kelime seçimlerinin, bağlamın ve kültürel anlayışın çeviride ne kadar kritik olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda propaganda ve medya aracılığıyla nasıl yönlendirilebileceğini de göstermektedir. Günümüzde çeviri hataları, bağlamı yanlış yorumlanan ifadeler ve manipüle edilen içerikler, uluslararası faaliyetlerde ve önemli diplomatik süreçlerde ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Mokusatsu örneği, tercümanın sadece kelimeyi değil, kültürel ve politik bağlamı anlamasının, propaganda ve kamuoyu yönetimini değerlendirirken ne kadar belirleyici olduğunu hatırlatmaktadır.
KAYNAKÇA
Domenach, J.-M. (1969). Politika ve Propaganda. İstanbul: Varlık Yayınları.
DergiPark. (2021). Propaganda ve türleri: Jean-Marie Domenach sınıflandırması.
DergiPark. (2023). Çeviride bağlamın önemi ve uluslararası etkileri.
Poeditor Blog. (2023). Importance of context in translation.
Erişim: https://poeditor-com.translate.goog/blog/importance-of-context-in-translation/?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=tc
Teaching American History. (n.d.). Potsdam Declaration.
Erişim: https://teachingamericanhistory.org/document/potsdam-declaration/#utm_source=chatgpt.com


Yorumlar
Yorum Gönder