TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNDEKİ GELİŞMELERİN TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NA ETKİLERİ
Türkiye, sürekli gelişmekte olan ve gelişimini gelecek nesillere aktaran ülkelerden birisi olmaya devam etmektedir. Özellikle savunma sanayii ele alındığında, son yirmi yıl gözetilirse, Türk savunma sanayisi çok ciddi gelişmeler gerçekleştirmiştir. Savunma sanayide “yerli ve milli” mottosuyla gelişimini sürdüren şirketlere öncelik tanınmış olup, özellikle hava savunma şirketleri ön plana çıkmıştır. Yerli ve milli üretilen insansız hava araçları, zırhlı paletli araçlar, taşıyıcılar, gemi ve kruvazörler, piyade tüfekleri ve tabancaları, kariyerler, amfibik botlar gibi muharebe alanının üç ana unsuru olan hava, kara ve deniz alanlarında faal olarak kullanılmaktadır. Uluslararası arenada özellikle insansız silahlı ve silahsız hava araçları, Türkiye’nin prestiji ve savunma sanayideki kabiliyetini ciddi manada arttırmaktadır. Hala devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı’nda da Türk mühendisliğinin savaşın seyrini nasıl değiştirdiğini görmekteyiz. Gerek yabancı medya gerek yerel medya, Türk mühendisliğinin ürünü olan bu gelişmeleri hassasiyetle takip etmektedir. 10 Kasım 2020’de sona eren Karabağ Savaşı’nda da Türkiye savunma sanayisi etkisini göstermiştir. Türk dış politikası, küresel çapta olmak üzere Türk savunma sanayisi önderliğinde şekillenmeye devam etmektedir. Buna en yakın örnek olarak Rusya’nın, Avrupa üzerindeki etkileri ve Türkiye’nin askeri kapasitesi sayesinde; Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne dahil edilmesi ele alınabilir.
Türk Savunma Sanayisi, son yirmi yılda ivmesini gözle görülür şekilde arttırmıştır. Özellikle yerli üretimin son on yılda artması, dışa bağımlılık konusunda Türkiye’nin elini rahatlatmıştır. Suriye toprakları, Karabağ bölgesi ve Ukrayna toprakları üzerinde birebir olarak kullanılarak ve test edilerek AR-GE süreçlerinden geçen Türk savunma sanayisi ürünleri muharebe alanında kendini kanıtlamaya devam etmektedir. Türkiye jeopolitik konumu gereği sürekli teyakkuz halinde bulunduğundan, savunma sanayii vazgeçilmez bir konumdadır. Türk dış politikası ana konu olarak ele alındığı zaman, bölgesel bir güç haline gelen Türkiye; mevcut Suriye hükümetinin seçilmesi ve bölgedeki istikrarın sürdürülmesi konularında oldukça ciddi bir konuma sahiptir. Türkiye’nin sınır güvenliği ve bu güvenliğin istikrarı konusunda kullanmış olduğu seçeneklerin caydırıcılığı; Orta Doğu coğrafyasında Türk diplomasisi gerçeğini ortaya koymaktadır. Savunma sanayii pazarında, Türkiye söz sahibi bir ülke konumundadır ve insansız hava araçları konusunda vazgeçilemez bir ortaktır.
S-400 krizi ve sonrasında ambargolara maruz kalan Türkiye, ödemesini yapmış olduğu F-35 jetlerinden de mahrum bırakılmıştır. Bu kriz sonucu Rusya’ya yaklaşan ve Amerika’dan uzaklaşan Türkiye; Kurmay kadrosu, yetkin mühendisleri ve askeri kabiliyetleri yoğrulmuş Türk ordusunun gücünü arkasına alarak Türk savunma sanayisinde devrim gerçekleştirmiştir. Türk tarihi gerçeği olan, Türk halkının askeri kimliği bu çalışmalara halk nezdinde büyük maddi ve manevi destek sağlamıştır. Uluslararası arenada, Türkiye imajını tekrardan şekillendirmeye devam etmektedir. Bu süreç, 2025 yılı içerisinde 913.9 milyar Türk Lirası gibi bir kaynak kullanımını da içermektedir. Türkiye, F-35 jetleri eksiğini Eurofighter Typhoon jetleriyle kapatmak istemiştir ancak Türkiye karşıtı ülkelerin gösterdiği diplomatik hareketler bu süreci zorlaştırmıştır. Ancak son zamanlarda yaşanan Rusya krizi, Avrupalı devletlerin gözünde Türkiye’nin ne kadar önemli bir ortak olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Almanya, Eurofighter Typhoon jetlerinin Türkiye’ye satışı konusundaki itirazlarını kaldırmış olup, İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya’nın onayı beklenmektedir. Ayrıca, Eurofighter Typhoon jetlerinin Türkiye’ye satışını İngiltere teklif etmiştir. Türk diplomasisi, son on yıl içerisinde savunma mekanizması üzerinden ciddi derecede şekillenmiştir. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, röportajında “Türk ordusu, muharebe unsurları ve teçhizatı ile savaşta test edilmiş ve deneyimini göstermiş bir ordudur. Avrupa’da bu tür kaç ordu var?” cümleleriyle Türk dış politikasında ordunun ne kadar etkili olduğunu tekrardan bizlere hatırlatmıştır.
Türk savunma sanayisinde ivme yakalayan şirketler başlıca: ASELSAN, BAYKAR, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, FNSS, STM, OTOKAR, BMC gibi firmalar yer almaktadır. Araştırma ve geliştirme bütçesi 26 milyar 307 milyon TL (TÜİK) olarak ayrılmış olup, savunma sanayiideki iş hacmi 12,2 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Savunma sanayii sektörü 2023 yılı verileri göz önünde bulunduğunda ise 5,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bu firmalarda baş olarak gösterebildiğimiz ASELSAN, Türkiye’nin en büyük savunma şirketidir. ASELSAN bünyesinde üretilen, askeri muhabere sistemleri(elektronik harp sistemleri gibi), radar sistemleri olarak EREN RADAR ve AKREP RADAR gibi, KORKUT, GÖKDENİZ, NEFER gibi silah sistemleri ve Türkiye envanterinde büyük paya sahip hava savunma mekanizmalarından HİSAR-A+ ve HİSAR-O+ alçak ve orta irtifa hava savunma sistemleri, SİPER sistemi gibi mekanizmalar; yerli ve milli üretimin Türk Ordusu’nun hem savunma hem de saldırı alanında büyük avantajlar kazandırmaktadır. Ayrıca BAYKAR şirketinin üretmiş olduğu insansız hava araçları(İHA) Türkiye’nin sınır ve sınırötesi operasyonlarında da faal olarak görev almaktadır. BAYKAR bünyesinde üretilen Bayraktar kodlu TB2, AKINCI, TB3 ve KIZILELMA; TUSAŞ bünyesinde üretilen ANKA, AKSUNGUR ve KAAN(MMU): Türkiye’nin küresel çapta azılı bir üretici olduğunu göstermektedir. Öne çıkan bir diğer şirketler ise OTOKAR ve BMC olarak ele alınabilir. OTOKAR ve BMC firmalarının, kara orduları için üretmiş olduğu zırhlı araçlar sadece Türk ordusu için değil, diğer devletlerin orduları için de büyük bir fırsata dönüşmüştür. İki firmanın ihracat yaptığı ülke sayısı 50’nin üzerindedir. Çekya, Ukrayna, Romanya, Azerbaycan, Somali gibi ülkelere yapılan satışlar; bu şirketlerin sadece Türkiye coğrafyası üzerinde değil, uluslararası arenada da Türkiye’nin söz sahibi olduğunu göstermektedir. 2025 yılına girildiğinde, savunma sanayii ihracatının 10 milyar dolar üzerine çıkması beklenmektedir. TSK, 2024 yılı itibariyle yerlilik ve millilik oranını Ekim 2024 tarihli İletişim Başkanlığı yazısına göre %80’e çıkarmıştır. İstikrarlı bir gelişme kateden Türk Savunma Sanayisi; TSK bünyesindeki personelin sadece muharebe alanındaki yetkinliğini arttırmakla kalmıyor, ayrıca ordu personelinin donanım ve kabiliyetini de arttırmaktadır.
Türkiye’nin iç ve dış politikası doğrudan, savunma sanayinin gelişimiyle etkilenmiştir. SİHA Diplomasisi, Türkiye’nin üretmiş olduğu BAYKAR Bayraktar TB2’nin çeşitli ülkelere satışı; Türkiye’nin uluslararası prestijini arttırmıştır. S-400 krizi de ABD ile Türkiye arasında bir huzursuzluk ortamı yaratmasına rağmen, ASELSAN ve ROKETSAN firmalarının geliştirip ürettiği hava savunma sistemleri(HİSAR); Türkiye’nin savunma sanayii alanında sergilemiş olduğu dik duruşun örneğidir. 2024’te savunma sanayii ihracatı 7,1 milyar ABD Doları’na ulaşmış ve ekonomik hayata da etki etmiştir.
Orta Doğu ve Avrupa’da güç dengelenmesi ve güvenlik ikilemi terimleri, Türkiye için dinamik bir konuma sahiptir. Yunanistan’ın F-35 jetlerini satın alması ve Türkiye’nin Eurofighter Typhoon jetlerine yönelmesi, S-400’lerin yerleştirilmesi, Türk ordusunun modernizasyon çalışmaları kapsamında iyileştirilmesi, ayrıca Türk Donanması son beş yılda çok büyük ivme kazanmış olup; Mavi Vatan ilkeleri uygulanmaktadır. Mavi Vatan, Türkiye’nin bölgesel güç olarak diplomasisini yönlendirmekte ve Türk diplomasisi, yine ve yine savunma sanayisi üzerinden etkilenmektedir. Sonuç olarak, Türk savunma sanayisi; Türk diplomasisini büyük ölçüde etkilemektedir. Türk ordusu, bölgesel çapta kendinden söz ettirmektedir. Orta Doğu coğrafyasında faal olarak en etkili ve güçlü orduya sahip olan Türkiye, bölgedeki diğer güçler olan İran, Suudi Arabistan, İsrail ve Pakistan’dan gerek ordu kapasitesi gerek modernizasyonları gerekse teknolojik ilerlemeleri sayesinde ayrılmaktadır.
Türkiye, 2025 yılı itibariyle, savunma harcamaları yaklaşık 21,75 milyar ABD Doları; iç güvenlik harcamaları da ele alındığında toplam bütçe 38,28 milyar ABD Doları’na tekabül etmektedir.
KAYNAKÇA:
- CLASH REPORTS
- T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
- AVRUPA BİRLİĞİ KAYNAKLARI
- İLETİŞİM BAKANLIĞI TUİK
- SAVUNMASANAYIIST
- TSK KAYNAKLARI
- REUTERS
- TUDEP
- ANADOLU AJANSI
- BMC
- TOLGA ÖZBEK
- SSB
- INVEST IN TURKEY
EMRE YİĞİT ODABAŞ
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
Yorumlar
Yorum Gönder