PAPA FRANCIS DÖNEMİ VE PAPALIK SEÇİM RİTÜELLERİ
Giriş
Katolik Kilisesi, yalnızca dini bir kurum değil, aynı zamanda tarih boyunca politik, kültürel ve entelektüel etkileri olan küresel bir yapıdır. Bu yapının en yüksek ruhani ve sembolik otoritesi olan papa, yalnızca bir din adamı değil; aynı zamanda dünya çapında milyonlarca insanın vicdanını yönlendiren, uluslararası ilişkilerde sembolik güce sahip bir figürdür. Papa’nın seçimi, yüzyıllardır süre gelen törenler, ritüeller ve dini anlamlarla örülü kompleks bir süreçtir. Bu süreç, Katolik teolojisinin temel taşlarından biri olan apostolik halefiyet doktrinine dayanır: Papa, doğrudan doğruya Aziz Petrus’un halefidir ve bu görev ona Tanrı tarafından, Kilise aracılığıyla verilmiştir (Duffy, 2006, s. 19). 2013 yılında Papa Benedict XVI’nın istifasıyla başlayan olağanüstü süreç, Jorge Mario Bergoglio’nun Papa Francis olarak seçilmesiyle sonuçlanmış ve Kilise tarihinde birçok anlamda bir kırılma noktası olmuştur. Latin Amerika’dan gelen ilk papa olan Francis, hem papalığın sembolik yönünü hem de işlevsel yapısını yeniden yorumlamış; teolojik alanda olduğu kadar sosyo-politik alanda da dikkat çekici reformlara imza atmıştır.
Bu çalışma, üç temel eksen üzerine kurulmuştur. Birincisi, papalık kurumunun tarihsel kökeni ve ritüellerinin teolojik anlamıdır. İkinci eksen, Papa Francis’in liderliğinde Katolik Kilisesi’nin yaşadığı dönüşümleri analiz etmektedir. Üçüncü eksen ise, gelecekteki papalık seçim süreçlerinin nasıl bir evrime tabi olabileceğini, hem dini hem de sosyolojik açıdan değerlendirmeyi hedeflemektedir. Çalışma boyunca kullanılan kaynaklar, Vatikan arşiv belgelerinden modern akademik analizlere kadar geniş bir spektruma yayılmaktadır. Bu çerçevede, papalık seçimlerinin yalnızca geleneksel törenler dizisi olmadığını; aynı zamanda Kilise’nin kendini yeniden kurma ve ifade etme biçimi olduğunu göstermek hedeflenmiştir.
1. Papalık Kurumunun Teolojik ve Tarihsel Kökeni
Papalık kurumu, erken Hristiyan topluluklarında liderlik tartışmalarıyla şekillenmiş ve zamanla Roma Piskoposu’nun üstünlüğü üzerinden kurumsallaşmıştır. Bu kurumsallaşmanın en önemli teolojik temeli, Matta İncili'nde geçen şu pasajdır: “Sen Petrus’sun ve ben bu kayanın üzerine Kilisemi kuracağım” (Matta 16:18). Bu pasaj, Katolik dogmasında, papaların Aziz Petrus’un halefleri olduğuna dair temel dayanak olarak kabul edilir (Kelly, 1986, s. 41). Aziz Petrus’un Roma’da yaşayıp şehit edilmesi, Roma Piskoposluğu’na dinsel bir üstünlük sağlamış ve bu durum, daha sonraki yüzyıllarda papalığın evrensel liderlik iddiasının temelini oluşturmuştur.
4. yüzyılda Hristiyanlık Roma İmparatorluğu’nun resmi dini haline geldikten sonra, papalık yalnızca dinsel değil, siyasal bir güç merkezi hâline gelmiştir. Orta Çağ boyunca papalar, Avrupa siyasetinde aktif roller üstlenmiş, kimi zaman imparatorlarla çatışmış, kimi zaman kralları kutsayarak siyasi dengeyi belirlemişlerdir (Ullmann, 2003, s. 65). Bu dönemde papalığın otoritesi yalnızca dini değil, hukuki ve siyasi bir iktidar formu olarak da kodlanmıştır.
Ancak Reform hareketleri (özellikle 1517 sonrasında) papalık kurumunun teolojik meşruiyetini ciddi biçimde sarsmıştır. Martin Luther’in papalığın dünyevi çıkarlar uğruna yozlaştığına dair eleştirileri, Katolikliğin dogmatik temellerini sorgulamaya açmıştır (MacCulloch, 2003). 19. yüzyıla gelindiğinde, Birinci Vatikan Konsili’nde (1870) kabul edilen “papanın yanılmazlığı” dogması (pastor aeternus) ise papalığın içsel bir krizden çıkış arayışıdır ve aynı zamanda Katolik teolojisinin merkezileştirilmesini sağlamıştır (Vidmar, 2005, s. 132).
2. Papalık Seçim Süreci ve Ritüelleri
Papalık seçimleri, kilisenin kurumsal sürekliliğini sağlaması açısından son derece kritik öneme sahiptir. Bu süreç “konklav” olarak adlandırılır ve Latince “cum clave” (anahtarla kilitli) kelimelerinden türemiştir. Konklav, kardinallerin, dış dünya ile tüm temaslarını keserek yeni papa seçimine kapalı bir şekilde katıldıkları süreci ifade eder (Baumgartner, 2003).
Konklav süreci günümüzde 120 kardinalin oy kullanmasıyla sınırlıdır. Oylama Sistine Şapeli'nde gerçekleştirilir ve her turda üçte iki çoğunluk sağlanması gerekir. Her oylamadan sonra sobadan çıkan dumanın rengiyle dışarıya bilgi verilir: Siyah duman seçim yapılmadığını, beyaz duman ise yeni papanın seçildiğini gösterir (Allen, 2002, s. 88).
Papalık seçimlerinin ritüel yapısı sadece formalite değil, inananlar için derin bir metafizik anlam taşır. Kardinaller, her oylamadan önce dua eder, vicdanları önünde Tanrı huzurunda sorumluluk taşıdıklarını kabul ederler. Seçim sonucunda yeni papa adayı, seçimi kabul ettiğinde üzerine beyaz papalık cübbesi giydirilir ve “Habemus Papam” (“Bir Papamız Var”) ilanıyla halka duyurulur (Sullivan, 2012).
Bu ritüellerin her biri, apostolik sürekliliğin ve Tanrı’nın Kilisesi üzerindeki iradesinin bir tezahürü olarak kabul edilir. Ancak modern çağda bu ritüellerin anlamı, daha çok sembolik bir performans olarak da yorumlanmaktadır (Warner, 2013).
3. Papa Francis’in Reformcu Papalığı
2013 yılında seçilen Jorge Mario Bergoglio, yani Papa Francis, birçok yönden papalık tarihinde bir ilktir. Güney Amerika’dan seçilen ilk papa olmasının yanı sıra, Cizvit tarikatına mensup olan ilk papadır. Ayrıca Papalık adını Aziz Francis’ten alarak yoksulluk, tevazu ve çevresel duyarlılıkla özdeşleşen bir liderlik profili çizmiştir (Ivereigh, 2014, s. 47). Bu tercihler, onun papalığının temel hatlarını daha en başından ilan etmiştir: Yoksulların yanında duran, mütevazı, gösterişsiz, ama ahlaki otoritesi güçlü bir liderlik.
Papa Francis’in liderliğini farklı kılan unsurların başında yapısal reformlar gelir. Vatikan Bankası’nın finansal şeffaflık ilkelerine göre yeniden yapılandırılması (Valero, 2016), cinsel istismar skandallarına karşı daha kararlı önlemler alınması ve Curia Reformu bu bağlamda öne çıkan uygulamalardır. “Evangelii Gaudium” (2013) ve “Laudato Si’” (2015) adlı apostolik mektuplar, onun sosyal adalet, ekolojik sorumluluk ve çağdaş dünyada kilisenin rolü üzerine düşüncelerini açıkça ortaya koymuştur. Özellikle “Laudato Si’”, çevre sorunlarına teolojik ve etik bir perspektiften yaklaşarak, iklim değişikliği konusunu dini gündemin merkezine taşımıştır (Thompson, 2017).
Francis’in LGBTİ+ bireyler hakkındaki “Kimim ki onları yargılayayım?” (2013) açıklaması, Kilise tarihinde belki de en tartışmalı ve etkili ifadelerden biridir. Bu yaklaşım, Kilise’nin daha kapsayıcı, daha az yargılayıcı bir çizgiye evrilmesi gerektiğini vurgular (Gaillardetz, 2015). Kadınların kilise içindeki rolü üzerine yaptığı çağrılar da benzer şekilde önemlidir; diakoni görevinin kadınlara da açılması yönündeki çağrıları, kilisenin patriyarkal yapısında kırılmalar yaratma potansiyeli taşımaktadır (Zagano, 2019).
Francis’in reformları, sadece yapısal ya da söylemsel değil; aynı zamanda pastoral yaklaşımlarda da kendini göstermiştir. Daha sade bir dil kullanması, lüks taşıma araçları yerine sıradan bir Ford Focus’u tercih etmesi ve Vatikan sarayında yaşamayı reddedip Aziz Marta Konukevi’nde kalması, bu değişimin sembolik göstergeleridir (Ivereigh, 2014, s. 122).
Ancak Papa Francis’in reformları her zaman olumlu karşılanmamıştır. Özellikle gelenekçi Katolik çevrelerden ve bazı yüksek rütbeli kardinallerden ciddi tepkiler almıştır. “Amoris Laetitia” (2016) belgesindeki boşanmış bireylerin komünyon alabilmesine yönelik esnek yorumlar, bazı teologlar tarafından dogmatik bir zayıflama olarak değerlendirilmiştir (Faggioli, 2017).
4. Papa Francis’in Cenazesi ve Papalık Seçimleri: Yeni Dinamikler, Eski Ritüeller
Papa Francis’in geçirdiği inme sonucu ölümü sonucu Aziz Petrus Meydanında düzenlenecek tören ile 26 Nisan Cumartesi günü defnedilecek. Apostolik Anayasaya göre Töreni Kardinaller Koleji Dekanı “Kardinal Giovanni Battista Re” yönetecek. Ve Yine Gelenek ve yasalara göre “Sede Vacante” dönemi boyunca (yeni papa seçilinceye kadar) Koleje başkanlık edecektir.
Francis’in halefinin kim olacağı, yalnızca kişisel nitelikler bağlamında değil, aynı zamanda reformist mi yoksa gelenekçi mi olacağı sorusu etrafında şekillenmektedir. Özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika kökenli kardinallerin sayıca artması, Batı merkezli papalık geleneğinin kırılabileceği ihtimalini gündeme getirmektedir (Allen, 2019).
Gelecekteki konklavlarda şu faktörlerin etkili olması muhtemeldir:
Demografik dönüşüm: Katolik nüfusun Avrupa’da azalması, Latin Amerika ve Afrika’da artması, papalık seçimi üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır.
Reform talepleri: Francis döneminde başlayan reform hareketlerinin devam ettirilip ettirilmeyeceği temel bir ayrım çizgisidir.
Kültürel temsil: Daha önceki Avrupa-merkezli kilise yapısına karşılık, yeni bir papanın farklı bir kıtadan gelmesi, Kilise’nin evrensel iddiasını pekiştirebilir.
Siyasal baskılar: Çin, ABD, Rusya gibi ülkelerle ilişkilerde izlenecek diplomatik stratejiler, yeni papanın seçilmesinde etkili olacaktır.
Geleneksel konklav ritüellerinin aynen korunması beklenmektedir. Ancak seçim sürecinin daha şeffaf, medya önünde daha açık ve hesap verebilir hale gelmesi için içeriden bazı taleplerin yükseldiği de bilinmektedir (Reese, 2013).
Sonuç
Papa Francis, Katolik Kilisesi’nin modern dünyadaki konumunu yeniden tanımlayan bir lider olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Onun döneminde başlatılan reformlar, yalnızca idari veya sembolik değil; aynı zamanda teolojik ve epistemolojik bir dönüşümün ipuçlarını taşımaktadır. Papalık seçim ritüelleri, bu dönüşümün en sembolik göstergelerinden biridir. Yüzyıllardır süregelen bu ritüeller, bir yandan sürekliliği, öte yandan değişim arzusunu temsil etmektedir.
Gelecekteki papalık seçimleri, yalnızca yeni bir liderin belirlenmesi anlamına gelmeyecek; aynı zamanda Katolikliğin 21. yüzyılda nasıl bir teolojik duruş benimseyeceğinin de göstergesi olacaktır. Reformist çizginin sürdürülüp sürdürülmeyeceği, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin kilise içindeki rollerinin ne olacağı, çevresel adaletin ne kadar merkeze alınacağı gibi sorular, yeni papanın karakteriyle doğrudan ilişkili olacaktır.
Dolayısıyla, papalık yalnızca bir ruhani makam değil; tarihin, kültürün ve politikanın iç içe geçtiği dinamik bir yapıdır. Papa Francis’in çizdiği reformist yol, bir yandan gelenekle hesaplaşırken, öte yandan kiliseyi yeniden tanımlama iddiası taşımaktadır. Gelecekte bu yolun nasıl bir rotaya evrileceği ise yeni seçilecek papanın kişiliğinde hayat bulacaktır.
Kaynakça
1. Allen, J. L. (2002). Conclave: The politics, personalities, and process of the next papal election. Crown Publishing.
2. Allen, J. L. (2019). The future church: How ten trends are revolutionizing the Catholic Church. Image Books.
3. Baumgartner, F. J. (2003). Behind locked doors: A history of the Papal elections. Palgrave Macmillan.
4. Duffy, E. (2006). Saints and sinners: A history of the Popes (3rd ed.). Yale University Press.
5. Faggioli, M. (2017). The rising Laity: Ecclesiology and reform in the Francis era. Paulist Press.
6. Gaillardetz, R. R. (2015). An unfinished Council: Vatican II, Pope Francis, and the renewal of Catholicism. Liturgical Press.
7. Ivereigh, A. (2014). The Great Reformer: Francis and the making of a radical pope. Henry Holt and Co.
8. Kelly, J. N. D. (1986). Oxford Dictionary of Popes. Oxford University Press.
9. MacCulloch, D. (2003). The Reformation: A history. Viking.
10. Reese, T. (2013). Inside the Vatican: The politics and organization of the Catholic Church. Harvard University Press.
11. Sullivan, J. (2012). From conclave to Habemus Papam. Theological Studies, 73(2), 301–325.
12. Szulc, T. (1982). The Pope: The man behind the myth. Scribner.
13. Thompson, J. W. (2017). “Laudato Si’ and the ecological conversion of the Church.” Journal of Catholic Social Thought, 14(1), 1–17.
14. Ullmann, W. (2003). A short history of the Papacy in the Middle Ages. Routledge.
15. Zagano, P. (2019). Women: Icons of Christ. Paulist Press.
16. Valero, M. (2016). “Reforming Vatican finances: Transparency and resistance.” Journal of Church and State, 58(4), 752–775.
17. Vidmar, J. (2005). The Catholic Church through the Ages. Paulist Press.
18. Warner, M. (2013). “The performance of papacy.” Journal of Ritual Studies, 27(2), 89–105.
SÜLEYMAN ÖZTAŞ
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ ULUSLARARSI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
Yorumlar
Yorum Gönder