MARCO POLO: DOĞUNUN KAPISINI AVRUPA'YA AÇAN ADAM

 









Tarih boyunca birçok seyyah, bilinmeyeni keşfetmek için uzun ve tehlikeli yolculuklara çıktı. Ancak çok azı, Marco Polo kadar kalıcı bir etki bırakabildi. 13. yüzyılın sonlarında Venedikli bir tüccar olarak yola çıkan Polo, Asya’nın derinliklerine uzanan yolculuğunda Moğol hükümdarı Kubilay Han’ın sarayına kadar ulaştı. 24 yıl süren bu macera, Batı dünyasına Çin ve Doğu kültürü hakkında benzersiz bilgiler sundu. Bununla birlikte Avrupa’ya döndüğünde Çin’de kullanılan kâğıt para, posta sistemi, gelişmiş tarım teknikleri ve ticaret yapısı hakkında bilgiler sundu. Marco Polo için "Avrupa’dan başlayan coğrafi keşiflerin öncülerinden biridir" demek pek de yanlış sayılmayacaktır.

1254 yılında Venedik'te zengin bir tüccar ailesinde dünyaya gelen, doğduktan kısa bir süre sonra annesini kaybeden Marco Polo, Çin'e seyahat eden ve Çin'deki Yuan Hanedanlığı'nın kurucusu ve ilk imparatoru Kubilay Han'a yaklaşık 1271-1292 arasında hizmet eden Venedikli bir tüccar, maceracı, gezgin ve bir kaşifti.

Marco Polo henüz 6 yaşındayken babası ve amcası Kubilay Han ile çoktan tanışmıştı. Bu iki gezgin, Kubilay Han'a Roma'daki Hristiyanlığı, Papa'nın ve kilisenin etkisini anlatmışlardı. Bu, tüm dinlere eşit ve saygılı yaklaşan imparatorun ilgisini çekmişti ve bu iki gezgine bu dini kendisine öğretmesi için 100 Hristiyan adam getirmelerini emretmişti. Bunun üzerine Marco Polo 17 yaşındayken, babası ve amcası geri dönüp kendisini alıp yolculuklarına dâhil ettiler ancak Asya’ya dönerken imparatorun istediği 100 Hristiyan’ı toplayamadılar.

Sırasıyla geçtiği güzergâhların başını Anadolu'nun güney bölgesi, döneminde bir diğer ismiyle "Klikya", çekiyordu. Yolculuklarında eski ticaret yollarını kullandılar ve İran, Semerkant ve Türkistan'ı katederek Çağatay Hanlığı’ndan geçtiler. Kubilay Han'ın sarayına vardıklarında Marco Polo, 21 yaşındayken Kubilay Han ile babası ve amcası aracılığıyla tanışmıştı. Bu, 1292 senesine kadar Kubilay Han'ın sarayında kalmasının başlangıcı olacaktı.

 

Ek bilgi olarak Marco Polo, Kubilay Han'ı şu şekilde tasvir eder:

 

"Büyük han veya efendi tasavvur edilen Kubilay orta boyludur, yani ne uzun ne de kısadır; uzuvları iyi şekillendirilmiş ve bütün figüründe adil bir nispet vardır. Teni açık renklidir ve ara sıra, yüzüne zarafet katan gülün parlak tonu gibi kırmızıyla doludur. Gözleri siyah ve yakışıklı, burnu düzgün ve çıkıktır."

Marco Polo'nun, babasının ve amcasının Kubilay tarafından sıkça görevlendirilmelerinin temelinde Kubilay Han'ın Çinli memurları olabildiğince kullanmama politikası yatıyordu. Aldığı buyruklarla Marco Polo, Moğol İmparatorluğu'nun çeşitli bölgelerini gezerek Han'a dönüyor, ona halklar, karşılaştığı gelenekler, bölgenin iklimi ve ekolojisi ile ilgili raporlar sunuyordu. Yazdığı Seyahatname’de kendisinin sadece Kubilay Han'ın Şangdu'daki sarayına gitmekle kalmayıp ayrıca danışmanlık yaptığını ve Kubilay Han'ın sağ kolu olduğunu da belirtmekteydi.

Dönüş zamanı geldiğinde Marco, babası ve amcasıyla beraber, Han'ın yanında 17 yıl kadar kaldıktan sonra sonunda 1292'de Çin'i terk etmiştir. Nedeni ise Marco'nun, İran'da bir Moğol hükümdarı olan Argun ile evliliği için Han tarafından gönderilen bir prensese eşlik etmesidir. Han, onlara imparatorluğunda ve vasal devletlerinde geçiş izin pasaportlarına ek olarak mücevherlerden oluşan bir veda armağanı verdi. Pololar nihayetinde 1295'te - Kubilay Han'ın ölümünden bir yıl sonra - Vietnam, Sumatra, Sri Lanka ve Basra Körfezi üzerinden geçen destansı bir seyahatle Venedik'e evlerine döndüler.

Döndüğünde Venedik ve Cenova'nın savaşıyla karşılaşan Marco Polo, deniz kaptanı olarak Venedik'in safında Cenova'yla çarpıştı. Daha sonra yaralanıp Cenevizlilerce esir alındı. Başından geçenleri yazma fikrini ona mahkûm arkadaşı olan Pisalı Rusticien (Rustichello veya Rustigielo olarak da bilinir) verdi. "Marco Polo'nun Seyahatnamesi" adlı bu çalışma da bu sayede yazılmış oldu.

 

Marco, döneminin Moğol İmparatorluğu sınırları içerisinde karşılaştığı posta teşkilatlarını ve seyyah istasyonlarını Seyahatnamesinde şöyle anlatır:

"Her büyük ana yol üzerinde, yirmi beş veya otuz millik bir mesafede, kasabaların bulunduğu yere göre, yamb veya posta evleri denilen yolcular için konaklama evleri olan istasyonlar vardır. Bunlar, iyi döşenmiş, ipekle asılmış ve rütbeli şahıslara uygun her şeyin sağlandığı büyük ve güzel binalardır... Her istasyonda dört yüz iyi at, büyük hanın işi için gelen ve gelen bütün habercilerin ve elçilerin bayrak yarışları yapabilmeleri ve yorgun atlarını bırakarak yenilerini tedarik edebilmeleri için sürekli hazır tutulur... Onun hâkimiyetinde, posta bölümünde en az 2000 at istihdam ediliyor ve 10.000 bina, münasip mobilyalarla ayakta tutuluyor."


Kubilay Han’da gözlemlediği ağaç sevgisini anlatan bir seçki:

"Saraydan çok uzak olmayan kuzey tarafında ve çevredeki duvardan yaklaşık bir ok atımı uzaklıkta, yüksekliği tam yüz adım ve tabanda yaklaşık bir mil olan suni bir toprak tepe vardır. En güzel yaprak dökmeyen ağaçlarla kaplıdır, çünkü majesteleri herhangi bir yerde güzel bir ağacın büyüdüğüne dair malumat aldığında, ne kadar büyük ve ağır olursa olsun, bütün kökleri ve etrafındaki toprakla birlikte onu kazdırır. Fillerle bu dağa naklettirir ve yemyeşil koleksiyona katar. Bu süregelen yeşillikten Yeşil Dağ adını almıştır."

Bu seçkide de görülebilir ki Kubilay Han çevresini güzelleştirmeyi seven, bunu doğaya zarar vermeden yapmaya çalışan bir liderdir.


Marco Polo’nun Çin seyahatlerinde karşılaştığı pirinç şarabı üzerine:

"Cathay eyaletinin sakinlerinin ekseriyeti, muhtelif baharatlar ve ilaçlarla karıştırılmış pirinçten yapılan bir tür şarap içiyor. Bu içecek veya diğer adıyla şarap o kadar iyi ve aromalıdır ki daha iyisini istemezler. Berrak, parlak ve tadı hoştur ve çok sıcak yapılır, diğerlerinden daha çabuk sarhoş etme kalitesine sahiptir."


  • Peki Marco Polo Çin Seddi hakkında herhangi bir gözleminden bahsetti mi?

Milattan önce 215 yılında yapıldığı kabul edilen bu seddin adını veya herhangi bir gözlemini eserlerinde görememekteyiz. Hem de Marco’nun 17 yıllık Çin macerasına rağmen. Bunun belli başlı sebepleri şöyle sıralanabilir: 


1-    13. yüzyılda Çin’de Yuan Hanedanı (Kubilay Han) hüküm sürmekteydi. Moğollar kuzeyi savunmak için yapılan bu seddi tekrar onarıp güçlendirmediler çünkü zaten Çin’in kuzeydeki tehditkar gücü o dönemde Çin’i yönetiyordu ve bu set zamanla önemini, belki de ihtişamını kaybetti. Moğolların sabit savunma stratejisinden çok açık arazide mücadele ettikleri de bir gerçek. Yani Kubilay Han’ın Çin hakimiyeti sonlanana ve Ming Hanedanı kontrolü ele geçirene kadar Çin Seddinin herhangi bir stratejik önemi yoktu. Bu nedenle bu yapının çoğu kısmı yıkılmaya yüz tutmuştu ve belki de Marco Polo Çin’e vardığında onun için görecek bir şey kalmamıştı. 


2-    Bir diğer durum da Polo’nun odak noktası olabilir. Kendisi ticaret yolları, şehirler, saray hayatı, kırsal yerleşimlerdeki sorun ve raporlar ve ekonomik faaliyetler gibi konulara odaklanmıştır. Çin Seddi, onun için o dönemde çok dikkat çekici bir unsur olmayabilir.


Moğolistan macerası sonrasındaki Avrupa hayatında belli bir süre hapiste tutulan ve belli bir zaman sonra özgürlüğüne tekrar kavuşan Marco Polo, bundan sonra sivil hayatına devam etti. Evlendi ve üç kız babası oldu. Maceracı, 1324'te 70 yaşında öldü ve Venedik'teki St. Lorenzo Kilisesi'nin civarına gömüldü. Bir efsane ortalıkta dolaşıyordu ki, ölüm döşeğinde büyük bir kâşiften kitabının tamamen masal olduğunu itiraf etmesi istendi. Marco, gördüğü harikaların yarısını dahi tarif etmediğini söyledi.

Marco Polo'nun Çin seyahatinden Avrupaya döndüğünde bu kıtaya katkılarına gelecek olursak başta "II Milione" (Seyahatname) Eseri Avrupada gördüğü ilginin sonucunda Avrupalılar arasında Doğu kültürüne olan merakı artırmıştır. Bu merak, ilerleyen dönemlerde Doğu ile Batı arasındaki kültürel etkileşimin artmasına ve uzun vadede Rönesans döneminde bilim, sanat ve teknolojideki gelişmelere zemin hazırlamıştır. Ayrıca anlatımları Avrupalı denizcilerin ve harita yapımcılarının da merağını arttırarak yeni ticaret yollarının keşfedilmesine ve Asya'nın daha doğru bir şekilde haritalanmasına yardımcı olmuştur.


Kaynaklar; 

  • https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-17877/marco-polo/
  • https://kayiprihtim.com/liste/marco-polo-hakkinda-bilgi/
  • https://arkeofili.com/marco-polonun-destansi-yolculugu/


İBRAHİM YUNUS ZENGİN
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Yorumlar

Popüler Yayınlar