KÜRESEL SİLAH ÜRETİMİNDE AKTİF OLAN ÜLKELER VE BUNUN KÜRESEL SİYASETE ETKİSİ







Günümüz dünyasında, başta gelen küresel sorunlardan biri hiç şüphesiz silahlanmadır. Dünya nüfusunun giderek artması, gelişen bilişim ve iletişim olanakları ile insan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve sanayideki gelişmeler, hem ekonomik hem de üretim açısından daha fazla kaynağın zorunlu hale gelmesine yol açmaktadır. Ancak, sınırlı ve tükenebilir kaynakların verimli bir şekilde kullanılması ekonomik çevreler için büyük bir öneme sahipken, artan dünya GSYH’sının (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) önemli bir kısmı açlık ve diğer insani sorunların çözümüne değil, doğrudan silahlanmaya harcanmaktadır. Küresel güvenlik dinamikleri ve askeri harcamalar arasındaki bu artan bağlantı, silah ticaretinin sadece ulusal güvenlik stratejilerini şekillendirmekle kalmayıp, aynı zamanda dünya ekonomisini de doğrudan etkileyen önemli bir faktör haline gelmesine neden olmuştur. Silahlanmanın artışı, kaynakların verimli kullanımını zorlaştırırken, küresel barışı tehdit eden bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Küresel Silah Ticareti ve Başlıca İhracatçılar

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, ABD, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya, dünya çapında silah ticaretinde öne çıkan başlıca ihracatçılardır. ABD, küresel silah ticaretinin %43’ünü gerçekleştirerek bu alandaki liderliğini sürdürmektedir. ABD’nin silah ticareti yaptığı ana bölgeler, Avrupa (%35), Orta Doğu (%33) ve Asya-Pasifik (%28) olmak üzere büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Özellikle Avrupa, ABD’nin silah ihracatındaki en büyük alıcı bölge haline gelmiş ve 2015-2019 yıllarına kıyasla bu oran %233 artmıştır (SIPRI, 2024). ABD'nin silah satışları yalnızca ekonomik bir kazanç değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik stratejilerinin güçlendirilmesi için de kullanılmaktadır. Bu bağlamda, Japonya, Avustralya ve Güney Kore gibi ülkeler, ABD ile askeri işbirliklerini artırmıştır. Fransa, %9,6’lık bir pazar payıyla ikinci sırada yer almakta ve son yıllarda silah ihracatını %11 oranında artırmıştır .Fransa’nın silah ticaretindeki artışı, özellikle gelişmiş hava savunma sistemleri, savaş uçakları ve denizaltılar gibi yüksek teknolojili silah sistemlerine olan talebin artmasından kaynaklanmaktadır. Fransa'nın en büyük silah alıcısı Hindistan'dır ve Hindistan, Fransa'nın silah ihracatının %28'ini oluşturmaktadır. 2025 verilerine göre, Fransa'nın silah ihracatı, Orta Doğu'daki stratejik ittifaklar ve Avrupa'daki güvenlik dengeleri üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Rusya ise, küresel silah ticaretinin %7,8’lik kısmını elinde bulunduruyor, ancak son yıllarda ciddi bir azalma yaşamıştır. 2015-2019 yıllarına kıyasla, Rusya'nın silah ihracatı %64 oranında azalmıştır. SIPRI raporlarına göre, bu düşüşün başlıca sebepleri arasında Batı'nın uyguladığı yaptırımlar, iç güvenlik öncelikleri ve geleneksel müşterilerinin azalan talepleri yer almaktadır. 2025 verilerine göre, Rusya'nın en büyük silah alıcıları Hindistan, Çin ve bazı Orta Doğu ülkeleridir, ancak Batı'dan gelen talep azalmaktadır. Çin, küresel silah ticaretinde %5,9'luk bir paya sahiptir ve silah satışlarının büyük kısmını Asya, Okyanusya ve Afrika’ya yapmaktadır. 2025 verileri, Çin’in silah ticaretindeki büyümenin Asya-Pasifik bölgesindeki stratejik rakiplerine karşı güç dengesini koruma amacına yönelik olduğunu göstermektedir. Çin'in en büyük alıcıları arasında Pakistan başta gelmektedir. Çin’in silah satışları, bölgesel güvenliği etkilemekte ve özellikle Asya’daki stratejik dengeyi şekillendirmektedir. Almanya, küresel silah ticaretinde %5,6 payla önemli bir oyuncu olarak öne çıkmaktadır. Almanya'nın en büyük silah alıcıları arasında Ukrayna, Mısır ve İsrail yer alırken, 2025 verilerine göre Almanya, Orta Doğu ve Avrupa pazarlarında güçlü bir tedarikçi konumunu korumaktadır. Almanya’nın en fazla ihraç ettiği silahlar arasında tanklar, zırhlı araçlar ve hava savunma sistemleri bulunmaktadır. Son yıllarda Ukrayna, küresel silah ticaretinde en dikkat çeken ülke haline gelmiştir. 2020-2024 yılları arasında, Ukrayna'nın silah ithalatı %100 oranında artarak küresel silah ithalatının %8,8’ini oluşturmuştur (SIPRI, 2024). Bu artış, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkisiyle şekillenmiş ve Ukrayna'nın askeri harcamalarını ciddi şekilde artırmıştır. 2025 yılı itibarıyla Ukrayna'nın silah ithalatı hâlâ en üst sıralarda yer almakta ve ülke, Batılı müttefiklerden büyük miktarda askeri destek almayı sürdürmektedir. Ukrayna'nın silah alımları, Avrupa'daki güvenlik yapılarının yeniden şekillenmesine neden olmakta ve bölgesel güvenlik dinamikleri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır.

Son yıllarda Türkiye’nin savunma sanayisindeki dönüşüm, yerli üretimin artırılması ve yüksek teknolojiye dayalı askeri sistemlerin geliştirilmesiyle birlikte, Türkiye’nin askeri kapasitesini güçlendirmiş ve küresel düzeyde etkisini artırmıştır. Özellikle insansız hava araçları (İHA/SİHA), zırhlı araçlar, denizaltılar ve diğer ileri teknoloji ürünleri, Türk dış politikasında önemli stratejik araçlar haline gelmiştir.Türk savunma sanayisindeki bu dönüşümde öne çıkan şirketler, Türkiye’nin savunma kapasitesinin güçlendirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Aselsan, TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii), HAVELSAN, BAYKAR Teknoloji, Roketsan, FNSS, STM, MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) ve Otokar gibi şirketler, insansız hava araçları, savunma sistemleri, zırhlı araçlar, roketler, füzeler ve diğer askeri teçhizatların üretiminde önemli katkılar sağlamaktadır. Özellikle BAYKAR Teknoloji, geliştirdiği BAYRAKTAR TB2 ve AKINCI gibi İHA’lar ile küresel savunma sanayiinde büyük başarılar elde etmiş ve Türkiye’nin savunma sanayi ihracatında önemli bir paya sahip olmuştur. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, Türkiye’nin küresel silah ihracatındaki payı 2019-2023 dönemi itibarıyla %1,6’ya yükselmiş ve %106’lık bir artış göstermiştir. 2024 yılı itibarıyla Türkiye, 180’den fazla ülkeye 300'den fazla savunma ürünü ihraç etmektedir. Türkiye’nin en büyük savunma sanayi ihracat pazarları sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri (%15), Katar (%13) ve Pakistan (%11) olmuştur. Savunma sanayisindeki bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası alandaki etkisini artırmış ve savunma sanayi ürünlerinin ihracatı, dış ilişkilerde yeni fırsatlar doğurmuştur. Sonuç olarak, Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarısı, ülkenin küresel düzeydeki stratejik konumunu güçlendirmiş ve uluslararası ilişkilerde daha fazla etki yaratmasını sağlamıştır.Silahlanmanın ekonomik etkileri oldukça büyük bir boyuta ulaşmaktadır. Küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) artarken, askeri harcamalar önemli bir kaynak kullanımı haline gelmiştir. Artan silah üretimi, dünya ekonomilerinde büyük baskılar oluştururken, bu durum kaynakların verimli kullanımını engellemektedir. Özellikle, silahlanma harcamaları, sağlık, eğitim ve yoksulluk gibi insani ihtiyaçlardan daha fazla kaynak alabilir ve bu da dünya çapında ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri derinleştirebilir. Küresel silah ticareti, dünya güvenliğini şekillendiren önemli bir faktör olmaya devam etmektedir. ABD, Fransa ve Rusya gibi büyük ihracatçılar, küresel silah ticaretinin yönünü belirlerken, Ukrayna gibi silah ithalatçılarının artan talepleri, dünya güvenlik stratejileri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Dünyanın önde gelen silah üreticileri, yalnızca silah satışı yaparak büyük kârlar elde etmekle kalmaz, aynı zamanda küresel güvenlik dinamiklerini de şekillendirir. Bu bağlamda, Türkiye gibi ülkeler için yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi, küresel rekabet gücünü arttırmak ve bölgesel güvenlikte daha etkin bir rol oynamak adına büyük bir önem taşımaktadır. Silahlanmaya ayrılan kaynakların, insani ihtiyaçlar ve ekonomik kalkınma ile daha dengeli bir şekilde paylaşılması, küresel barışı sağlamak adına kritik bir adım olacaktır.

Kaynakça

https://www.academia.edu/82275410/FARKLI_STAT%C3%9C_DE%C4%9E%C4%B0%C5%9EKENLER%C4%B0_G%C3%96Z%C3%9CYLE_K%C3%9CRESEL_B%C4%B0R_SORUN_S%C4%B0LAHLANMA 
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI). (n.d.). SIPRI website. Retrieved from https://www.sipri.org/
Defense News. (n.d.). Defense News website. Retrieved from https://www.defensenews.com/
Kaldor, M. (2019). New and Old Wars: Organized Violence in a Global Era. PoliPointPress.
Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB). (2024). Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2024 Raporu. Ankara: Savunma Sanayii Başkanlığı.
Yılmaz, Serdar. (2024). "The Effects of Turkish Defense Industry’s Transformation on Turkish Foreign Policy." DergiPark. Erişim: https://dergipark.org.tr/en/download/articlefile/2698718

PERİHAN NAMLI
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Yorumlar

Popüler Yayınlar