İRLANDA VE BAĞIMSIZLIĞI
İrlanda yerlilerin atası olan Keltler, milattan önce 8. ve 1. yüzyılları arasında şu anki İrlanda
olarak adlandırdığımız coğrafyaya geldikleri düşünülmektedir. Roma ve Büyük Britanya gibi
kültürler, Kelt kültürünü zayıflatmış ancak gerek coğrafi olarak uzaklıkları gerek toplum
olarak ketum olmaları Kelt rüzgarını dinç tutabilmiştir. Hristiyanlığın orta yumuşaklıkta
yaşandığı ülkelerden birisi olan İrlanda’nın hristiyanlıkla tanışması 5. yüzyılda gerçekleşti. 5.
yüzyılın üzerinden geçen üç asırlık sürecin ardından Vikingler saldırısına maruz kaldı.
Vikingler dört yüz yıllık yarım hegemonyalarının ardından sahneyi Normanlara bıraktı ve
İrlanda coğrafyası işgali 15. yüzyılın başında çıkan Güller Savaşı (İngiltere) ile son buldu.
Birleşik Krallık kurulurken sebeplerinden birisi de İrlanda’da yaşayan katoliklerin dizi
özgürlüklerini sorun yaşamadan yaşamalarıydı. 1845-1849 yılları arasında bu coğrafya
üzerinde yaşanan kıtlık, “Patates Kıtlığı” olarak adlandırıldı ve birçok insanın yurdunu terk
etmesine sebep oldu. İrlanda Patataes Kıtlığı sürerken, Türkiye desteklerini geri çekmemiş ve
İrlanda yarımadasına tonlarca patates destek göndermiştir. Birleşik Krallık himayesi altında
geçen seneler ardından, halk arasında ikilemler yaşanmaya başladı. Bu ikilemler
doğrultusunda ortaya Britanya bağımlıları ve milliyetçiler (ayrılıkçılar) çıktı.
Milliyetçi grubun 1916 yılında İrlanda’nın başkenti Dublin’de Genel Postane ve diğer şehrin
kalbi sayılabilecek noktaları yaklaşık iki bin gönüllüyle ele geçirmesi ardından bu ayalanmaya
Paskalya Ayaklanması adını verdiler. Paskalya Ayaklanması’nın tesiri bir buçuk hafta
sürdükten sonra sona erdi ve Britanya hükümeti, bu ayaklanmanın başı olan on altı lideri idam
etti. Paskalya Ayaklanması, ilk başlarda istediği etkiyi yapmasa da; büyük bir direnişin fitilini
yaktı. Bu ayaklanma ardından volunteer ekibi (gönüllüler) IRA adında örgütlenerek diğer
yarımadaya büyük bir direniş başlattı. Bu IRA adındaki örgüt, bir gerilla örgütüydü.
Britanya’dan gelen kolluk kuvvetleriyle yüzyüze çarpışmaz, genelde meskun mahal ve pusu
yöntemi kullanarak savaşırdı, başarılı da oldular.
IRA direnişi, 21 Ocak 1919 tarihinde İrlanda Kraliyet Polisi mensubu iki polisin suikaste
uğrayıp öldürülmesiyle başladı. Bu suikast ardından Bağımsızlık Bildirgesi yayınlanmış ve
Britanya tarafına açık bir şekilde savaş ilan edilmişti. Ardı kesilmeyen suikast ve gerilla
atakları, haftanın sonunda on dört Britanyalı istihbarat ajanının öldürülmesiyle devam etti. Bu
kızışma, kesilmeyen bir kan vahşetini beraberinde getirmekle kalmamış ayrıca iki tarafın da
büyük kayıplar vermesine sebep olmuştur. Örneğin, Cork Kent Merkezi; Britanya kolluk
kuvvetleri tarafından yakıldı ve yaklaşık on bin kişi tutsak edildi. İki senenin ardından 1921
yılında ateşkes imzalanmış fakat üstü kapalı şekilde yapılan suikast saldırıları bu ateşkesi
sadece kağıt üzerinde bırakmıştır. IRA, bir şekilde Britanya Parlamentosu’nda İrlanda
coğrafyasının bölünmesini onaylayan yasa tasarısını geçirmiş fakat ardına patlayan I. Dünya
Savaşı sebebiyle bu yasa ertelenmişti. Savaşın gelmesi İrlandalı halkın da savaşta Büyük Britanya saflarında savaşması demekti. İrlanda halkının bir kısmı buna razı olsa da, büyük bir
kısmı İrlandalı halkın kendi coğrafyasını savunması gerektiğini ve kimsenin himayesi altında
savaşmak istemediğini belirtmiştir. Britanya ve IRA arasındaki gerilla savaşı yaklaşık sekiz ay
sürdü. İlk başlarda istediği kalibrede atak yapabilen IRA tarafı; yerel halkın desteğinin
azalması, kışın gelmesi, erzak stoğunun bitmesi ve Britanya kuvvetlerinin asılsız infazları
doğrultusunda zayıflamaya başladı. IRA faaliyetleri genellikle devlet zimmetinin ve
demiryollarının tahrip edilmesiyle birleşiyordu. Ancak bu çarpışma paralelinde gelen infazlar
ve kent merkezlerinin yakılıp tahrip edilme olayları gönüllülerin direncini kırmaya yetti.
Savaş sonunda İrlanda’nın bir bölümünün bağımsız, bir bölümünün de İngiltere’ye bağlı
kılmasını içeren antlaşma Eamon de Valera öncülüğünde reddedildi. Bunun sonucunda,
direnişçiler kendi aralarında ikiye ayrıldı ve anlaşma yanlıları – anlaşma karşıtı olanlar olarak
saflar belirlendi. Bu iç savaş gönüllülere büyük bir zarar vermekle kalmamış, Britanya’nın
elini güçlendirmiştir. İç savaş sonunda IRA, bu anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı ve
İrlanda bölündü.
6 Aralık 1922’de antlaşma sonucu bir yıl sonra tam bağımsız oldu. 1925 yılına gelindiğinde
Bağımsız İrlanda ve Kuzey İrlanda arasındaki sınır belirleme görüşmeleri yetersiz ve
karşılıksız kaldı. II. Dünya Savaşı geldiğinde İrlanda tarafsız kaldığını deklare etti ve 1949’da
İrlanda Cumhuriyeti ilan edildi. 1972’de Roma Katolik Kilisesi’nin tesiri coğrafya üzerinden
kaldırıldı.
İrlanda, şu an üniter parlementer sistemle yürütülen demokratik bir ülkedir ve yaklaşık on iki
milyonluk nüfusa sahiptir. Cumhurbaşkanı Michael Higgins, başbakan ise Simon Harris’tir.
Kendi dilleri olan İrlandaca tüm ülkede kullanılmaktadır. İngilizce de yaygın olarak
kullanılmaktadır ve oldukça ağır bir aksana sahiptir.
KAYNAKÇA
Listelit - Görseller
https://www.britannica.com/topic/Irish-Republican-Army
EMRE YİĞİT ODABAŞ
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ ve ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
Yorumlar
Yorum Gönder