Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın Ölümü ve İran Perspektifinden Süreç Analizi
















30 YILI AŞKIN BİR SÜREDİR HİZBULLAH'A LİDERLİK EDEN 64 YAŞINDAKİ HASAN NASRALLAH, HAFTALARDIR  

YOĞUNLAŞAN ÇATIŞMALAR NETİCESİNDE İSRAİL TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ. HİZBULLAH 28 EYLÜL 2024  

CUMARTESİ GÜNÜ YAPTIĞI AÇIKLAMADA HABERİ DOĞRULAYARAK, TEKRARDAN BÖLGESEL ÇAPTA  

İSRAİL’E KARŞI GEREKLİ KARŞILIĞIN VERİLECEĞİNİ BİLDİRDİ. İSRAİL BAŞBAKANI BİNYAMİN  

NETANYAHU’NUN HİZBULLAH ÜSTLERİNE YAPILAN SALDIRI EMRİNİ NEW YORK’TAN VERMESİ BÖLGEDE  

DAİMA BİR BARIŞIN SAĞLANABİLECEĞİ FİKRİNİ DEFAATLE DİLE GETİREN ABD İÇİN ADETA BİR İKİ  

YÜZLÜLÜKTÜ, OLAY SONRASI AÇIKLAMA YAPAN ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ANTONY BLİNKEN YAPTIĞI AÇIKLAMADA BU SALDIRININ İSRAİLİN GÜVENLİĞİ AÇISINDAN OLUMLU OLDUĞUNU DİLE GETİREREK BU GÖRÜŞÜ KANITLAMIŞ OLDU.  

HASAN NASRALLAH’IN ÖLÜM İSRAİL İÇİN BİR BAŞARI OLSA DA BU HABER BÖLGEDE HÂLÂ CAYDIRICILIK  

KAPASİTESİNİ KANITLAMAYA ÇALIŞAN İRAN İÇİN ADETA KARA HABERDİ. İRAN BİLİNDİĞİ ÜZERE DİRENİŞ  

EKSENİ DOKTRİNİ STRATEJİSİNDEN DOLAYI YAKININDAKİ SİLAHLI MİLİSLERİ (HUSİLER, HİZBULLAH VB…)  

ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA FİNANSE EDİP BÖLGESEL ÇAPTA AZ MÜDAHELE İLE BÜYÜK BİR ETKİ YARATMA ÇABASINDA OLAN BİR BÖLGESEL AKTÖR OLDUĞUNDAN DOLAYI İSRAİL’İN, GÜCÜNÜ GİTGİDE TESCİLLEMESİ İRAN İÇİN HİÇTE İYİ BİR HABER DEĞİLDİ.  

•  GELİN ÖNCELİKLE HASAN NASRALLAH’I TANIYALIM BÖYLECE OLAYA DAİR AŞİNALIĞIMIZ ARTIRABİLİRİZ;

Lübnan Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah 31 Ağustos 1960 yılında Beyrut’ta dünya gelmiştir. Lübnan'da iç savaşın başladığı yıllarda 15 yaşında olan Nasrallah, ailesiyle birlikte memleketi Sur kentine bağlı el-Bazuriye köyüne döndükten sonra orada Şiî Emel Hareketi'ne katılmıştır. Irak ve İran'daki Şii merkezlerindeki "havza" diye adlandırılan okullarda dini eğitim alan Nasrallah, daha sonra Lübnan'a dönerek Emel Hareketi'nin lideri ayrıca eski Hizbullah genel sekreteri Abbas Musevi'nin kurduğu medreselerde öğrenim gördükten sonra aklına iyice oturan fikirler doğrultusunda kendini iyice Hizbullah’a entegre etmeye başladı.  

İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgal etmesi süreci Nasrallah’ı bir hayli etkilemiş olmalı ki sonraki süreçte Hizbullah Örgütüne katılmıştır. Abbas Musevi'nin 1992'de İsrail tarafından öldürülmesinin ardından 12 Şubat 1992'de Hizbullah'ın genel sekreteri seçildi. İsrail-Lübnan Savaşı sürerken 14 Temmuz 2006'da Nasrallah'ın birkaç saat önce ziyaret ettiği siyasi büro, İsrail'in attığı bombalarla yok edilmişti. Ancak Nasrallah, sağ kurtulmayı başarmıştı ve Lübnan'ın 22 yıl süren İsrail işgalinden kurtarılmasında ve ardından Temmuz 2006 savaşında İsrail'e karşı oynadığı rol, Nasrallah’ı büyük prestij kazandırırken, 2006 Lübnan Savaşı'nın galibi, birçok Orta Doğu ülkesinde Hizbullah olarak görüldü.  

  İran’ın Lübnan İkilemi   

İsrail’in Hasan Nasrallah’ı öldürdüğü haberlerinin bölgesel çapta büyük etkiler yaratacağı zaten uzmanlar tarafından bahsedilen bir gerçekti fakat bu haber bölgede hala caydırıcılık kapasitesini kanıtlamaya çalışan İran için bir hezimet olmaktan başka bir durum değildi çünkü İran Direniş Ekseni Doktrini kapsamında çevresindeki milis güçleri İsrail gibi bölgesel aktörelere karşı daima kullanarak bölgesel caydırıcılığını arttırma çabasında olan bir ülkeydi ve bu strateji sayesinde İran  geçmişte Şam konsolosluk saldırısı olayı gibi benzer saldırılarda bölgesel çapta kendini kanıtlama girişimlerini taze tutmayı başarmıştı.   

İsrail ordusunun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın ölüm haberini duyurmasının ardından İran lideri Seyyid Ali Hamanei (سید علی خامنه ای) ilk açıklamasında şöyle söyledi:   

“Siyonist rejimin iktidardaki terör çetesi, Gazze'de bir yıldır sürdürdükleri canice savaştan ders almadı. Siyonist suçlular bilsinler ki, Hizbullah'ın Lübnan'daki güçlü yapısına bir zarar veremeyecek kadar önemsizler. Bölgedeki tüm direniş güçleri Hizbullah'ın yanında ve destekçisi. Bu bölgenin kaderini başta Hizbullah olmak üzere direniş güçleri belirleyecek. Allah'ın lütfuyla Lübnan, işgalci, kötü ve itibarsız düşmanı yaptıklarına pişman edecek. Tüm müslümanların ellerindeki tüm imkanlarla Lübnan halkının ve onurlu Hizbullah'ın yanında yer almaları ve gaspçı, baskıcı, zalim rejime karşı onlara yardımcı olmaları başlıca görevleridir.”  

Bu açıklama İran’ın olaydan sonraki ilk resmi tepkisi olmakla beraber Tahran yönetimi için artık işlerin daha da ciddiye bindiğinin açık göstergesiydi. İran’ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan (مسعود پزشکیان) seçildiğinden bu yana daha çok barışçıl adımlarla bölgesel barışı sağlama niyetinde bulunsa da süreç bazına baktığımız taktirde barış sağlanacak adımların atılmadığını hep beraber görmekteyiz. Pezeşkiyan yaptığı açıklamada bu saldırısının emrinin New York’tan verilmesine dikkat çekerek uluslararası toplum, bu terör saldırısının emrinin New York'tan verildiğini unutmayacaktır açıklamasını yaparak olayın ABD boyutuna dikkat çekmeye çalışmıştır.  

İran’ın suikast sonrasında ülkede beş günlük yas ilan etmesi Nasrallah'ı yalnızca Hizbullah için değil İran içinde önemli bir faktör olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Ayrıca geçmişte Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama töreni için Tahran’da bulunan Hamas Siyası Büro Başkanı İsmail Haniye’nin ölümünden sonra ülkede güvenliğin sağlanamadığının farkında olan Tahran yönetimi, dini lider Hamaney'i herhangi bir olumsuz duruma karşı güvenli bir noktaya taşıdığı ve gizliliği artırdığını konusunda kamuoyunu bilgilendirdi.  

İran’ın Temmuz’da gerçekleşen İsmail Haniye olayından beri henüz bir misilleme yapmaması zaten tepkileri üzerine çekmesine neden olmuşken günümüze geldiğimizde olaylara karşı hala beklenen derecede bir dile sahip olmaması süreci karmaşık kılmaya devem etmektedir. İlk günden bugüne dek yalnızca siyah bayrak çekmek gibi savaş sinyalleri vermeye devam eden Tahran yönetiminin savaş durumu yaratacak etkilere sahip bir karşılık verip vermeyeceği uzmanlarıda ikiye bölmüş durumda bazı uzmanlar savaşa sebebiyet verecek bir karşılığın olmayacağını savunurken bazı uzmanlarsa savaşın er ya da geç olacağını dile getirmektedirler.  

Sonuç olarak süreç bazına geçmiş ve gelecek açısından bakarsak İran’ın kendine strateji olarak belirlediği Direniş Ekseni Doktrininin'de söz konusu olduğu bir gerçek olmakla beraber Tahran yönetimi, vereceği karşılığı yine çevresindeki milis güçler vasıtasıyla verecek gibi duruyor. İran yönetimi hangi karşılığı verirse versin çok muhtemel olarak kazanmayı umduğu bir savaşı tetiklemekten çok uzak bir tepki vereceği görüşü çok baskın bir şekilde yerini korumaktadır.  

Gelecek süreçte İsrail’in kara harekatları gerçekleştireceği ve başladığı işi devam ettireceği yönünde konuşmalar mevcut durumda ayrıca ekim ayı İsrail'in bayramlarıyla dolu 2 Ekim itibariyle başlayan bu bayramlarda okullar ve iş yerleri tatil olmaktadır ve toplamda 15 güne yakın bir tatil günü ekimde İsrail halkını beklemekte. Beklenen kara harekatının da bu dönemde gerçekleşeceği ve istenilen tampon bölgenin de yine bu sürede oluşturulmaya çalışılacağı konuşulmakta ve Hizbullah'ı felç eden operasyonların Ekim öncesinde yapılması bu süreci hızlandırmak için atılmış adımlar gibi duruyor.  


KAYNAKÇA:  

https://www.bbc.com/news/articles/c5yj7r029yyo  

https://t24.com.tr/haber/iran-israil-e-karsi-harekete-gec-talebine-yanit-vermedi-hizbullahyol-ayriminda-iran-nasrallah-i-satti-iddiasi,1186749  

https://tr.euronews.com/2024/09/29/hizbullah-lideri-hasan-nasrallahin-olumune-avrupa-vedunyadan-tepkiler  

https://www.csis.org/podcasts/truth-matter/war-lebanon  

https://www.indyturk.com/node/745982/d%C3%BCnya/g%C3%BCvenilirliktehlikede%E2%80%A6-i%CC%87ran-nasrallah-suikast%C4%B1na-nas%C4%B1lyan%C4%B1t-vermeyi-planl%C4%B1yor  

EMİRHAN YILMAZ  

BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU  

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARSI İLİŞKİLER   

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ  

Yorumlar

Popüler Yayınlar