ŞİDDETLENEN İRAN - İSRAİL GERİLİMİ ANALİZİ VE ŞAM KONSOLOSLUK SALDIRISI
1 Nisan 2024 Pazartesi günü İsrail Devleti, İran’ın Şam
Büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasına hedefli hava saldırısı
düzenlemişti. İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü kanadında görevli olan
Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve Tuğgeneral Muhammed Hadi Hac Rahmi’nin
aralarında bulunduğu 7 İranlı Askeri yetkilinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
İran Şam Büyükelçiliği olay sonrası yaptığı açıklamada Büyükelçilik
yerleşkesindeki konsolosluk binasının F-35 savaş uçaklarından fırlatılan altı
füze aracılığıyla hedef alındığını kamuoyuna bildirildi.
İran Dini Lider Seyyid Ali Hüseyin Hamenei (سید علی حسینی خامنهای) olay
sonrası yaptığı açıklamada İsrail’in cezalandırılması gerektiğini ve gerekenin
yapılacağını kamuoyuna açıkladı ve aynı şekilde İran Devlet Başkanı İbrahim
Reisi (ابراهیم رئیسی) olay sonrası yaptığı
açıklamada gereken neyse yapılacağının mesajını vermiştir.
İsrail’in bu hareketi ses getirirken Amerika Birleşik
Devletleri olay sonrası İran’ın misilleme olarak karşı saldırıda bulunacağından
endişelenerek teyakkuza geçerken İran’a herhangi bir karşı saldırıda
bulunmaması için yetkililer aracılığıyla uyarıda bulunmuştur. Daha önce 3 Ocak
2020 tarihinde yaşanan Amerika Birleşik Devletleri’nin İnsansız Hava Araçları
(İHA) ile Bağdat Uluslararası Havalimanına düzenlediği saldırıda hayatını
kaybeden ve İran devleti için önemli bir profil olan Kasım Süleymani’nin
öldürülmesi olayında olduğu gibi yeniden karar verme aşamasına gelen İran’ın ne
yapacağı merakla beklense de İran için caydırıcılık konsepti gelinen noktada
daha çok olası durumda olduğu görülmektedir.
Nevruz tatilinden sona
yeni yıla sert bir giriş yapan İran yaşanan saldırı sonrasında gereğinin
yapılacağını defaatle dile getirmektedir ama bölgede araştırma yapan yetkililer
ve diplomatlar İran’ın doğrudan savaşa müdahil olacağını beklemedikleri karşı
cevabın vekil güçler olan Husiler aracılığıyla ya da yetersiz kalması durumunda
Hizbullah (Lübnan) aracılığıyla olaya müdahil olmasını beklediklerini dile
getirmektedirler. Direniş cepheleri İran’a güvenmekte ancak yanıtsızlık süreci
onlar için zora sokmaktadır. Ayrıca İran’ın doğrudan sert bir karşılık vermesi,
İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) direk çıkarına olabileceği zira
bu durumun bir tuzak niteliği taşıdığı ön görüldüğü ve İran’ın bugüne kadar
takındığı sabır politikasının suistimal edilmek istendiğine dair görüşlerde
varlığını sürdürmekte ve mevcut durumun korunması gerektiğini düşünenlerde
bulunmaktadır.
İsrail kendi perspektifinden İran’daki Molla Rejimine karşı
olduğu ve halk ile hiçbir problemin olmadığı ve aynı şekilde İran’ın kendi
perspektifinden Siyonizm’e karşı olduğu ve halk ile bir problemin olmadığı
görülmektedir. Ama görünen o ki bölgede ilerleyen süreçte ortaya çıkan tabloda
olayın İran-İsrail meselesinden daha çok İran-Amerika meselesine çevrilmeye
çalışıldığına dair görüşler gittikçe artmaktadır zira gelinen süreçte Amerika
Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın Saldırı sonrası olası İran
tehdidine karşı “İsrail’in
güvenliğini korumak için elimizden geleni yapacağız” açıklaması yapması ve
İran’ı zor durumda bırakmaya çalışması bu durumu kanıt olduğu düşünülmektedir. Süreç
devam ederken Fransa Dışişleri Bakanlığı, Fransız vatandaşlarının İran, Lübnan,
İsrail ve Filistin topraklarına gitmekten kaçınmaları gerektiğinin mesajını
verdi ki bu sürecin pek sağlıklı ilerlemediğinin aynı zamanda dünya belli bir
konuma sahip olan Fransa gibi ülkelerin yaşanacak hadiselere karşı pek iyi
görüşlü olmadığının göstergesi niteliğindedir.
Lübnanlı bir analist yerel bir haber ajansına vermiş olduğu röportajda İran'ın İsrail gibi uluslararası hukuka bağlılığı nedeniyle başka bir ülkedeki bir büyükelçiliğe veya konsolosluğa saldırması pek olası olmadığını, ancak İran'ın tepkisi kaçınılmaz olduğunu ve kesinlikle gereken adımların atılacağını belirtti. Ancak İsrail Tahran Konsolosluğunu hedef alması ve bu da İran'ın egemenliğini ihlal ettiği anlamına geldiğini dile getirmiştir çünkü İran büyükelçiliği ve konsolosluğu doğal olarak İran toprakları anlamına gelmektedir, bu nedenle İran İsrail'in bu çerçevede yeni bir denklem getireceğini kabul edemiyor. Söylenenlere dayanarak araştırmacı analist aranan cevabın bu olduğu düşüncesinde mutabık görünüyor.
Gelişmeler göstermekte ki İran’ın cevap olarak olaya direk olarak değil, vekil güçler aracılığıyla müdahil olmasıyla İsrail ve ABD karşısında caydırıcı kuvvet uygulayacağı gözükmektedir. Bölgede oluşacak herhangi bir saldırı belirtisi ki bunlar yüksek ihtimalle Husiler ya da yeterli olmamaları durumunda Hizbullah (Lübnan) kanadıyla olacağı çok açık gözükmekte, süreç ilerleyeceğe benziyor.
KAYNAKÇA
https://www.iramcenter.org/iran-israil-gerilimi-ve-sam-konsolosluk-saldirisi-2477
https://tr.euronews.com/2024/04/06/israilin-samda-iran-konsoloslugunu-vurmasinin-ardindan-abd-olasi-bir-misillemeye-karsi-tey
https://tr.euronews.com/2024/04/02/iran-cumhurbaskani-reisi-israilin-samdaki-saldirisi-cevapsiz-kalmayacak
https://iramcenter.org/iran-israil-golge-savaslarinin-sosyopolitik-boyutu-2360
https://www.bbc.com/persian/articles/c0kedxz0dxyo
https://www.mehrnews.com/news/6068775/%D8%A7%D9%87%D8%AF%D8%A7%D9%81-%D8%AD%D9%85%D9%84%D9%87-%D8%A7%D8%B3%D8%B1%D8%A7%DB%8C%DB%8C%D9%84-%D8%A8%D9%87-%DA%A9%D9%86%D8%B3%D9%88%D9%84%DA%AF%D8%B1%DB%8C-%D8%A7%DB%8C%D8%B1%D8%A7%D9%86-%D8%AF%D8%B1-%D8%B3%D9%88%D8%B1%DB%8C%D9%87
https://www.indyturk.com/node/714781/d%C3%BCnya/i%CC%87ran%C4%B1n-intikam%C4%B1-s%C4%B1n%C4%B1rl%C4%B1-tepki-%C3%BCzerine-bir-iddia
EMİRHAN YILMAZ
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
Yorumlar
Yorum Gönder