TÜRKİYE'DE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Kadınlara
Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki
Avrupa Konseyi Sözleşmesi, yani diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi kadınlara karşı
şiddetle mücadele de en kapsamlı sözleşmedir.
11
Mayıs 2011 de İstanbul’da imzaya açılan sözleşme 1 Mayıs 2014 de yürürlüğe
girmiştir. Sözleşmenin imzaya açıldığı dönemde Türkiye Sözleşmeyi çekincesiz
bir şekilde ilk imzalayan ve onaylayan ülkelerden biri olmuştur.46 ülke ve
Avrupa birliği tarafından imzalanan sözleşmeyi onaylayan ülke sayısı ise
32’dir.Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının
korunması, suçluların cezalandırılması ve son olarak da kadına yönelik şiddetle mücadele alanında
etkili bir işbirliği politikalarını hayata geçirilmesi sözleşmenin dayandığı 4
temel ilkeyi oluşturuyor. Kadına yönelik şiddete karşı insan hakları temelli
olan sözleşme sadece suçluların cezalandırılmasını değil aynı zamanda
kadınların korkmadan ve güvende yaşayacağı bir alan oluşturuyor.
SÖZLEŞMENİN AMACI
Kadınları her türlü
şiddetten korumak ve ev içi şiddeti önlemek, kadınlara karşı yapılan her türlü
ayrımcılığın ortadan kalkmasına katkıda bulunmak, şiddet mağdurlarını korumak
ve bu kişilere destek vermek ve bunlara
karşı işbirlikçi yaklaşımları güçlendirmektir. Bu
Sözleşme, hükümlerinin Taraf Devletler tarafından etkili bir şekilde
uygulanmasını sağlamak amacıyla özel bir izleme mekanizması kurar.
Sözleşmenin kapsamı
ise; ev içi şiddet olmak üzere kadınlara yönelik yapılan her türlü şiddet için
geçerlidir. Taraf Devletler bu Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerinin
uygulamasına ve Sözleşme hükümlerinin etkisinin değerlendirilmesine toplumsal
cinsiyet perspektifini dâhil edeceğini ve kadın erkek eşitliği ve kadınları
güçlendiren politikalarını teşvik edeceğini ve etkili bir şekilde
uygulayacağını taahhüt eder.
TÜRKİYE'NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLME SÜRECİ
Türkiye ilk olarak
imzaladığı sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı Kararıyla çekildiğini 20 Mart 2021 de
gece 02.30 da Resmi Gazete’den duyurdu. Bu karar sonrasında siyasi partiler ve
kadın örgütleri karara itiraz etti ve kararın iptali için Danıştay’a dava açtı.
Duruşmalara kadın örgütleri çok kalabalık bir şekilde katıldılar. Danıştay
sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Bu karardan sonra kadınlar ve
LGBT+ üyeleri bu kararı protesto etmek için sokaklara çıktılar.
Türkiye’nin
sözleşmeden çekilmesinden sonra 2021 yılında Türkiye de 280 kadın cinayeti
yaşandı 217 kadın işe şüpheli bir şekilde ölü bulundu.2022 yılında 334 kadın
cinayeti yaşandı ve 345 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.2023 yılında ise
bu veriler 315 kadın cinayeti 248 şüpheli kadın ölümü şeklinde kayda geçti.
Maalesef kadın cinayetleri her yıl gittikçe artarak devam ediyor. İstanbul
sözleşmesinin etkin olduğu 2020 döneminde ise 300 kadın cinayeti yaşanmıştı.
Sözleşmenin etkin olduğu dönemlerde bu sayılar daha azken maalesef Türkiye bu
sözleşmeden çekilme kararı aldı. Ülkemizde kadın cinayetleri her yıl, her ay,
her gün hatta her saat giderek artmaktayken kadın cinayetleri için maalesef bir
çözüm bulunamıyor cinayetler gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Verilen
cezaların caydırıcı olmaması da cinayetlerin artmasını etkiliyor. Artan suçlara
rağmen suçlulara ağırlaştırılmış müebbet ya da idam cezalarının gelmemesi de
şiddet ve cinayetlerin artmasında bir etken oluyor.
KADIN CİNAYETLERİNDE İYİ HAL İNDİRİMİ
İyi hal indirimi Türk
Ceza Kanunu md. 62’de düzenlenmiş olup, birinci fıkrada fail yararına cezayı
hafifletecek “takdiri” nedenlerin bulunması durumunda cezada indirime gidilmesi
hüküm altına alınmıştır. İkinci fıkrada ise takdiri nedenler, “failin geçmişi,
sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları,
cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar” olarak
sıralanmıştır. Ayrıca “takdir nedenleri gerekçede belirtilir” ifadesi takdiri
indirim nedenlerinin hakimce genişletilebileceği anlamına gelmektedir. Ancak
ülkemizde maalesef çoğu davalarda iyi hal indirimi uygulanmaktadır.
İstanbul
Küçükçekmece’de sevgilisini ve sevgilisinin kız arkadaşını öldüren sanık iki
kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın cezasını, “iyi hal” ve
“pişmanlık” indirimi yaparak 50 yıla düşürdü. Haberlerde ve medyada da
yansıtıldığı üzere kadın cinayetlerinde çoğu dava da “iyi hal” indirimine
gidilmektedir. Kadınları en kötü şekillerde öldüren erkeklerin mahkemede
giydikleri takım elbise onları daha az ceza almalarını sağlamaktadır.
İyi hal indirimi ülkemizde uygulanmalıdır ama ağır cezalarda ve cinayetlerde uygulanmasına artık son verilmelidir.
TÜRKİYE'DE SÖZLEŞMEYE KARŞI GÖSTERİLEN OLUMSUZ GÖRÜŞLER
İstanbul
Sözleşmesi’nin olumsuz olduğunu savunan insanlar çekilmekte büyük etken
olmuşlardır. Olumsuz olduğunu söylemelerin en temel nedeni ise sözleşmenin
sadece kadınları koruduğunu ve bu durumun kadınlar tarafından suiistimal
edildiği söylenmektedir. Diğer yandan da sözleşmenin Türk aile yapısına uygun
olmadığı görüşleri de vardır. Sözleşmeye getirilen olumsuz görüşler;
İstanbul sözleşmesinde aile yapısına uygun olmadığı konusunda getirilen en büyük eleştiri LGBT konusudur. Ancak sözleşme LGBT özendirme gibi bir amaç taşımamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini düzenleyen 3. ve 4. maddelerin, eşcinsel birliktelikleri yasal teminat altına aldığını ve bu durumun toplum yapısını bozduğu iddiası. Diğer bir görüş ise kadının beyanı esas alınarak erkekler için verilen evden uzaklaştırma kararının aileleri parçaladığı iddiası. Taraflar arasında, şiddete ilişkin arabuluculuk ve uzlaştırma süreçlerinin yasaklanmasını öne süren 48. maddeye ilişkin itirazlar da var. Diğer taraftan da cinsiyetçi bir ayrımcılık yapıldığını söyleyen bir kesim var kadınları erkekten tamamen bağımsızlaştırdığını ve erkeklerden uzaklaştırdığını dile getiriyorlar.
MADDE 48 - ZORUNLU ALTERNATİF ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ VEYA CEZALANDIRMA SÜREÇLERİNİN YASAKLANMASI
- Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere zorunlu alternatif çatışma çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
- Taraf Devletler, özel ve kamusal alanda herkesin, özellikle de kadınların, şiddetten uzak yaşama hakkını korumak ve bu hakkı sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
- Taraf Devletler, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınar ve kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri gecikmeksizin alır ve bu kapsamda,
- Kadın erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anayasalarına ya da diğer uygun mevzuata dahil eder ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini güvence altına alır;
- Kadınlara yönelik ayrımcılığı, ihtiyaç bulunması halinde, yaptırımlar uygulamak yoluyla yasaklar
- Kadınlara yönelik ayrımcı yasa ve uygulamaları kaldırır.
KAYNAKLAR
İstanbul
Sözleşmesi - Kadının İnsan Hakları Derneği (kadinininsanhaklari.org)
İstanbul
Sözleşmesi Kronolojisi - İstanbul Sözleşmesi (istanbulsozlesmesi.org)
VERİLER
(kadincinayetlerinidurduracagiz.net)
İstanbul
Sözleşmesi Nedir? Olumlu ve Olumsuz Yanları Nelerdir? (kadimhukuk.com.tr)
"İyi
hal indirimi" kadın cinayetlerini siyasileştiriyor
(kadincinayetlerinidurduracagiz.net)
İstanbul
Sözleşmesi Neden Tartışılıyor? | Doğruluk Payı (dogrulukpayi.com)
İstanbul
Sözleşmesi'nin Tam Metni - İstanbul Sözleşmesi (istanbulsozlesmesi.org)
Yorumlar
Yorum Gönder