IRAK SAVAŞI: KONSTRÜKTİVİZMİN PERSPEKTİFİNDEN BİR ANALİZ
Wendt, devletin
çıkarlarını, kimliklerini ve gücünü fikirlerin oluşturduğunu ve bu fikirlerin
siyasileri şekillendirip bir devletin dış politikasını etkileyebileceğini
savunmuştur. Wendt’e göre devletler de ulusal, dini, bölgesel ve ideolojik
fikirlere sahiptir. Konstrüktivist yaklaşım da Wendt gibi devletlerin
davranışlarını fikirler, ideolojiler, normlar, kimlikler, kültür ve din
tarafından şekillendiğini; uluslararası politikaların da yapısını değerler,
fikirler, kimlikler ve kültürler tarafından inşa edildiğini savunur. Kısacası
devletler de bireyler gibi farklı dini, bölgesel ve ideolojik kimliklere
sahiptir.
“Anarşi devletler ne
anlıyorsa odur.” Bu ifadeye göre bakacak olursak anarşi, devletlerin inşa
ettiği ve Uluslararası sistemde anarşiyi ne olarak tanımladığını ifade eden bir
kurgudur. Konstrüktivist düşünce,
uluslararası sistemin anarşik olup olmadığını insanların, devletlerin ve
uluslararası çevrenin etkileşimleri ile inşa edilebilir. Yani,
konstrüktivist düşüncenin özünde paylaşılan özel anlamları amaçtan çok anlamak
yatar. Bu noktadan hareketle konstrüktivistlere göre anarşi, görecelidir ve
evrensel değil, daha ziyade sosyal bağlama dayalı olarak inşa edilmiştir. En tanınmış
yapılandırmacılardan biri olan Alexander Wendt, bu konuyu “Devletlerin Bundan
Çıkardıkları Anarşidir: İktidar Siyasetinin Sosyal İnşası" başlıklı bir
makalede ele alıyor." Bu makalede, devletlerin kimliklerinin ve
çıkarlarının, sosyal bağlamdan bağımsız olmadığı ve onun tarafından inşa
edildiği kadar, etkileşimlerinden bağımsız olmadığını ve onun tarafından inşa
edildiğini öne sürüyor.
Dostun anarşisi, düşmanın anarşisinden
farklıdır. Başka bir deyişle, sistemde anarşinin olması, sistemde savaş ve
çatışmanın her zaman var olacağı veya sistemde savaş ve çatışmanın normal kabul
edileceği anlamına gelmez. Bu noktadan hareketle konstrüktivistlere göre
devletler arası çatışmayı farklı sosyal gruplardaki etkileşimin artmasıyla
azaltabileceğini söylerler ve güvenliği özneler arası bir durum, sosyal bir
yapı olarak görerek çatışmayı açıklarlar.
11 Eylül 2001'de ABD'de meydana gelen terör
saldırılarının ardından Irak, ABD'nin hedef tahtasında yerini almıştır. Nitekim
Ocak 2002'de Bush, Amerikan halkına hitaben yaptığı konuşmada Irak dahil üç
ülkeyi (Irak, İran ve Kuzey Kore) 'şer ekseni - axis of evil' ilan etmiştir. Daha
sonra, Bush yönetim liberallerden bile daha idealist, konstrüktivistlerin ise
ideolojik duruşun devleti güç kullanımına sürüklemiş olarak gördüğü bir doktrinle
yola çıkmıştır: Baskı altındaki rejimlere demokrasi götürmekti. Bu kapsamdaki
hedef ise Irak olmuştur. Bush yönetimin bu ideolojisi Irak halkının kendilerine
teşekkür edeceği kadar iyimser olsa da daha sonra anlaşıldı ki insanları
demokratik olmaya zorlayamazsın, sadece insanları demokratik olmaya yönlendirir
ya da demokratik olmasına izin veririsin.
Bush yönetimi, 11 Eylül saldırıları, kitle imha silahları ve Saddam Hüseyin rejimi bahaneleriyle ülke içindeki değerlerin demokratik olmayan devletlere de aktarılacağını vurgulayarak hem devlet liderlerini hem de halkını etkileyerek teröre karşı olduğunu düşündüğü bu savaşını bu retorik ile mümkün kıldığı iddia edilebilir. Bush, 26 Eylül 2001'de CIA çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada, terörizmin kökünü kazımayı amaçlayan uzun ve benzeri görülmemiş bir savaş beklemeleri gerektiğini söyledi (Washinton post, 2011). Diğer uluslara da karşı"[teröre karşı bu savaşta] ya bizimlesiniz ya da teröristlerle" uyarısında bulundu (CNN, 2001). Bush, Ocak 2002'de Kongre'de yaptığı ünlü Birliğin Durumu konuşmasında, "İlk olarak, terörist kamplarını kapatacağız, terörist planlarını bozacağız ve teröristleri adalete teslim edeceğiz. İkinci olarak, kimyasal, biyolojik ya da nükleer silah peşinde koşan teröristlerin ve rejimlerin ABD'yi ve dünyayı tehdit etmesini önlemeliyiz. Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Kore, İran ve Irak ve onların terörist müttefikleri, dünya barışını tehdit etmek üzere silahlanan bir şer ekseni oluşturmaktadır" (Washington post, 2002).
Konstrüktivist yaklaşım, ideoloji ve fikirlerin bir devletin
uluslararası sistemdeki davranışlarını nasıl şekillendirdiğini en iyi şekilde
açıkladığı savunulur. Bush yönetimi, terör tehdidini maddi terimlerden ziyade
ideolojik terimlerle, inançtan esinlenerek ve Amerika’nın dünyada yayılması
gereken ilahi bir görevi olduğunu öne sürmüştür. 11 Eylül'den sonra 'Bu
dünyanın kavgasıdır. Bu, ilerleme ve çoğulculuğa, hoşgörü ve özgürlüğe inanan
herkesin savaşıdır' ve 2003 yılında yaptığı bir konuşmada 'adil ve sadık bir
Tanrı'nın eliyle belirlenmiş bir adanmışlık ve amaç vardır' demeçleri, Irak
Savaşı sürecinde ABD'nin dış politika tutumları, idealist bakış açısıyla, dini
ve düşünsel temellere dayanarak şekillendiğini göstermektedir.
Konstrüktivist yaklaşım, ulusal kimliği
şekillendirmede dış düşmanların yaratılması ve iç- dış ayrımının vurgulanması
üzerine odaklanan bir teoridir. Amerikan yönetici elitleri, 11 Eylül'ü sadece
dış politikayı meşrulaştırmak için değil, aynı zamanda ulusal kimliği 11
Eylül'ün aşağılanmasını kullanarak Amerika ulusal kimliğini yeniden inşa etmek
için bir araç olarak kullanmıştır. Bu,
sembolik güç kaynaklarının ötesinde ulusal kimlik projelerinin nasıl etkili bir
biçimde kullanıldığını göstermektedir. Yeni muhafazakarlık, 2003
yılında Irak Savaşı'nın başladığı günlerde Amerikan istisnacılığı fikrini
benimsetmek için 'Ulusal Alçakgönüllülük, Oruç ve Dua Günü' gibi sembolik
etkinlikleri kullanmış ve ulusal aşağılanma günleri, uluslararası toplumda
varlık sürdürmenin alternatif bir yolu olarak öne çıkmıştır.
Kısacası Irak Savaşı bağlamında, ABD'li karar vericilerin ülkelerinin üstünlük statüsüne verdiği önemi gösteren kanıtlar, konstrüktivist bir perspektifle ele alındığında, ABD'li stratejistlerin 1991'in başından 11 Eylül'e kadar olan süreçte "ABD'nin üstünlüğünü sürdürme" retoriğine başvurarak, uluslararası ilişkilerdeki olayları sadece güç ve çıkarlarla değil, aynı zamanda aktörlerin inançları, kimlikleri ve normlarıyla anlamlandırdıklarını göstermektedir.
KAYNAKÇA
https://mises.org/power-market/realism-liberalism-and-constructivism-primer-international-relations-theory
AYDIN, A. -- Oğuzhan TEKİN. (2016) .Realist, Liberal And Constructivist Approachs To War On Terror In Iraq Journal of Turkish Studies
BULUS, O. (2022). Teorik Bakış Açısından 2003’te Irak’ın ABD Tarafından İşgali ve Yeni Muhafazakarların Etkisi. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 11(2), 827-844.
https://doi.org/10.15869/itobiad.963237
Juliet Kaarbo, ve James Lee Ray.
Global Politics New York: Houghton Mifflin Company, 2011, ss. 17-19.
TAYYİP MİNSİN
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
Yorumlar
Yorum Gönder