KIRGIZİSTAN - TÜRKİYE İKİLİ İLİŞKİLERİ
Kırgızistan, Orta Asya’da yer alan
bağımsız Türk devletlerinden bir tanesidir. Sovyetler Birliğinin (SSCB) 1991
yılında dağılmasıyla birlikte diğer otonom devletler gibi bağımsızlığını ilan
etmiştir. Kırgızistan coğrafi olarak 7 bölgeden oluşmakla birlikte ülkenin
başkenti Bişkek’tir. Yüzölçümü 199.900 kilometrekare olmasına rağmen ülkenin
%90’ı dağlıktır. Nüfus yaklaşık 7 milyondur. Kırgızistan’ı bağımsızlığı sonrası
diğer Türki cumhuriyetlerde olduğu gibi ilk tanıyan ülke Türkiye
Cumhuriyeti’dir.
Küreselleşen ve çok kutuplu bir döneme giden politik dünyada uluslararası örgütler aktif rol oynamaktadır. Orta Asya bölgesi uluslararası ilişkiler bağlamında hiç şüphesiz önemli bir yere sahiptir. Kırgızistan ve Türkiye arasında ortak ve uzun tarih; derin kültürel bağlara, halklar arasında ise kardeşliğe dayalı bir etkiye dayanmaktadır bunun göstergesi olarak kuvvetli bir siyasi ilişki, diplomatik ve ekonomik ilişkilere yansımaktadır.
Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti gerek
Kırgızistan gerekse diğer Türk Cumhuriyetleri için bir örnek-model ülke
niteliğini taşımaktadır.
Türkiye, Kırgızistan’ın en önemli siyasi ve ekonomik ortaklarından birisidir.
Kırgızistan, bağımsızlığı sonrası dış politikada; Moskova yönetimine
bağlı kalmak yerine bağımsız ve egemen bir aktör olarak uluslararası arenada
tanınma ve dış politika faaliyetlerini yabancı devletlerle geliştirilmesini
hedeflemiştir. Bahsettiğimiz üzere Orta Asya ülkesi olan Kırgızistan; Rusya,
Çin, Arap ve Fars kültürleri arasında kesişme noktasıdır. Dolayısıyla
jeopolitik ve jeoekonomik açıdan Kırgızistan ön plana çıkmaktadır. Kırgızistan’ın
dış politikasında Türkiye ile ilişkileri özel bir yere sahiptir. Türkiye
Cumhuriyeti’nin Türki devletler ile derin tarihsel bağları haricinde Müslüman
nüfusu barındıran bir ülke olmasıyla birlikte laik ve demokratik yönde gelişmesini
sağlayabildiği için Orta Asya devletlerine bir örnek niteliğini taşımaktadır.
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut
Özal’ın siyasi atılımı üzerine Türk devletleri ile bütünleşme sürecine girilmiş
ikili ilişkilerde büyük adımlar atılmaya başlanmıştır. Bahsedildiği üzere
Kırgızistan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte diplomatik ilişkiler başlamıştır.
“Kırgızistan ve Türkiye Arasında Dostluk ve İşbirliği İle İlgili” anlaşmayı
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Kırgızistan Devlet Başkanı Askar Akayev’in imza
atmaları bu ilişkinin başlangıcı olmuştur. Bağımsızlık sonrası dönemde
ilişkilerin gelişmesinde etkili olan faktörler kronolojik olarak 1992 yılında
iki ülkede elçiliklerin açılması; 1997 yılında “Ebedi Dostluk ve İşbirliği
Anlaşması” 1999 yılında “Türkiye ve Kırgızistan: Birlikte 21. yüzyıla”
bildirisi; 2011 tarihli “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kurulmasına
İlişkin Ortak Açıklama” ikili ilişkilerdeki temel metinler arasındadır Bu
belgeler, iki ülke arasındaki bugünün stratejik işbirliğinin temelidir,
bunların haricinde 100’ü aşkın çeşitli konularda resmi imzalı belgeler
bulunmaktadır.
İkili ilişkiler ilk etapta iktisadi yönde olmakla birlikte daha sonrası ise
sosyal kültürler arasında devam etmiştir. Bunun en bariz örneği Kırgız-Türk
Manas Üniversitesi’nin kurulmasıdır. 1995 yılında Türkiye tarafından kurulan üniversite
her yıl daha iyi bir eğitim sunması amacıyla Türkiye tarafından
desteklenmektedir ve yıllık olarak 25 Milyon $ hibe edilmektedir. Bu üniversite,
ülkedeki en kaliteli eğitim kurumları arasında sayılmaktadır. Böylelikle
Kırgız-Türk Manas Üniversitesi örnek bir ‘Türk Dünyası Model Üniversitesi’
konumundadır.
Kırgızistan yer altı kaynakları bakımından
zayıf olmasına rağmen Türkiye ile ilişkilerinde diğer ticari alanlar başta
olmak üzere küçük ve orta derecede ticari gelişmeler oluşmuştur. Pragmatik bir
temeli oluşturan ve karşılıklı menfaati temsil eden iktisadi ilişkiler Türk
şirketlerinin Kırgızistan topraklarında önemli yatırımlarana yol açmıştır.
1992-2001 yılları döneminde Türk firmaların yatırımları 350 milyon dolar olarak
hesaplanırken ülkedeki toplam yabancı yatırımların yaklaşık %30’nu
oluşturmaktaydı. Bu oran yeni kurulan bir devlet için son derece önemli ve
bağımlılık yaratan bir rakamdır. Gelecekte oluşacak olan ikili ilişkininde önemli
bir zemin kaynağı olarak yorumlanabilir.
Bahsettiğimiz üzere ikili ilişkiler sadece
ticari bir boyutta değil eş zamanlı olarak kültürel ve eğitim alanında devam
etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Polis Akademisi, Kara Harp Okulu ve
üniversitelerin değişik uzmanlık dallarında Kırgızistan kadrolarını hazırlamasının
yanında iki devlet arasında öğrenci değişimi çalışmaları da yapılmaya
başlanmıştır. Türkiye tarafından Kırgızistan Silahlı Kuvvetleri’ne askeri ve
teknik alanda da ciddi destek sağlanmış ve ilişkiler bu alanlarda
derinleştirilmiştir. Askeri kadroları eğitme alanında Türkiye ile ciddi iş
birliği yapılmakta ve Türkiyebu duruma katkı sunmaktadır. Son dönemlere
geldiğimizde ikili ilişki daha da artarak bir ivme kazanmış bu da verilere
yansımıştır. İki ülke arasında ticaret ilişkileri zamanla gelişmekte olup 2016
yılına geldiğinde hacmi bakımından 459,4 milyon dolara ulaşmıştır.
Kırgızistan’ın Türkiye’deki Büyük Elçilik verilerine göre, Kırgızistan ile Türkiye arasındaki
ticaret hacmi 2017 yılında 534,1 milyon, 2018 yılında 455,9 milyon, 2019
yılında 519,2 milyon USD oluşturdu. 2020 yılında iki ülke arasında alım satım
ticareti - 507,5 milyon dolardır. Bunun içerisinde ihracat - 91,1 milyon ve
ithalat ise - 416,4 milyon Amerikan doları olarak gerçekleşti. Türkiye
Kırgızistan ile olan ticaretinde net ihracatçı konumundadır. 2015- 2018
döneminde ortalama yıllık 300 milyon USD üzerinde ihracat gerçekleştirilmiştir.
2019 yılı itibari ile de ihracat miktarı önce 400 milyon USD üzerine çıkmış
ardından 2021’de bu miktar yaklaşık 750 milyon USD seviyesine yükselmiştir.
2022’de ise ülkeye olan ihracatımız bir önceki yıla kıyasla %20 artarak 903
milyon USD’ye yükselmiştir. Böylece ihracatta son yılların en yüksek seviyesine
ulaşılmıştır. İhracattaki bu artışta örme giyim eşyası ve altın-mücevher
ihracatının sırasıyla %45 ve %14 artması etkili olmuştur. Türkiye’nin ülkeden
olan ithalatı ise 2018 yılına kadar 100 milyon USD üzerinde gerçeklemiş bu
tarihte ise 64 milyon USD ile en düşük noktayı görmüştür. Bu tarihten sonra
2022 yılına kadar üç haneli rakamlara çıkmayan ithalat 2021 yılında 86 milyon
USD olarak gerçekleşmiştir. 2022’de ise bir önceki yıla kıyasla %38 artan
ithalat 120 milyon USD’ye ulaşmıştır. Böylece 2022 yılında Kırgızistan ile olan
dış ticaret hacmimiz 1 milyar USD seviyesine ulaşarak, dış ticaret fazlası ise
783 milyon USD’ye yükselerek rekor kırmıştır.
Sağlık
alanında ise Kırgız-Türk Manas Üniversitesi’ndeTıp Fakültesi açılmıştır. Sağlık
alanında işbirliği faaliyetleri çerçevesinde 2014 yılında Kırgız Cumhuriyeti
Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasındaki yapılan anlaşma ve 2019’da
ki Ek Protokol uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık kurumlarında,
hastanelerinde her yıl 150 Kırgız vatandaşına ücretsiz tedavi görme kontenjanı
sağlanmıştır. Sonuç olarak tarihsel yakınlık iki ülke arasında ki ilişkileri
çok üst seviyelere taşımış ve her alanda ortak hareket ve atılımlar
yaşanmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı ile atılan adımlar Kırgızistan ve
Türkiye açısından bu ilişkileri daha da geliştirmiştir. Derin bağlar uyarınca
ikili ilişkilerin yetersiz kaldığı açıktır. Uluslararası arenada iki kardeş
devletin birlikte hareket etmesi, şüphesiz iki tarafa da ciddi kazanımlar
sağlayacaktır...
Kaynakça
Türkiye-Kırgızistan Siyasi İlişkileri //
T.C. Dış İşleri Bakanlığı. – https://www.mfa.gov.tr/turkiye-kirgizistan-cumhuriyeti-siyasi-iliskileri.tr.mfa,
Ticaret ve Ekonomik İşbirliği // Kırgız
Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği. – https://mfa.gov.kg/tr/dm/posolstvo-kyrgyzskoy-respubliki-v-tureckoy-respublike/-5df08ea205f69,
Toktomuşev, K. Vneşnyaya politika
nezavisimogo Kırgızstana (Bağımsız Kırgızistan’ın Dış Politikası). – Bişkek,
2001. – S. 115.
(1)
https://www.deik.org.tr/uploads/kirgisiztan-bilgi-notu-nisan-23.pdf
AHMET KAYA
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Yorumlar
Yorum Gönder