ORTA ASYA DEVLETLERİNİN PUTİN’İN UKRAYNA SAVAŞINA BAKIŞI
Bu yazıda, Orta Asya bölgesindeki devletlerin
(Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan) Rusya devlet
başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya karşı açtığı hukuksuz, orantısız, insan
haklarını ayaklar altına alan, egemenlik ilkesini dikkate almayan tek taraflı
yayılmacı kabadayılığına karşı olan politik ve ekonomik tutumlarına yer
verilmiştir. Yazının ana çerçevesi ise ekonomidir ancak meseleye farklı bir
odaktan bakılmıştır. Bununla birlikte Orta Asya devletlerinin Rusya korkusundan
ve bölge devletlerinin kendi aralarındaki bütünleşme ihtimalinden de bahsedilmiştir.
İlk olarak şöyle başlayalım;
Rusya’da çok fazla Orta Asyalı çalışan işçi var. Öyle ki
sadece 4.5 milyon Özbekistan vatandaşı Rusya’da çalışıyor ve bu insanlar yılda
yaklaşık olarak 7 milyar dolar parayı kendi ülkelerine ailelerine gönderiyorlar.
Benzer bir durum Tacikistan ve Kırgızistan'da da var. Hele bu son saydığım iki
ülke vatandaşlarının Rusya’da çalışıp kendi ülkelerine daha çok para
gönderdiklerini biliyoruz. Örneğin sadece Tacikistan'a bakacak olursak Rusya’da
çalışan Tacikler, Tacikistan’a (2.4 milyon Tacik Rusya’da çalışıyor) yaklaşık
olarak 2.5 milyar dolar para gönderiyorlar. Bu da ülkenin yıllık gelirinin %30’una
tekabül ediyor. Hakikaten inanılmaz bir rakam. Ülkenin ekonomisine de büyük
katkı sağlıyorlar. Orta Asya, Rusya için önemli bir pazar ama Rusya da Orta
Asyalı işçiler için çalışıp para kazanacakları ve bu paraları kendi ülkelerine
gönderecekleri önemli bir geçim kapısıdır. Yine Kırgızistan’ı örnek verecek
olursak, Kırgız ekonomisinin %20’sine, Rusya’da çalışan ve ülkesine para
gönderen Kırgız vatandaşları katkı sağlamaktadırlar.
Rus ekonomisi kötüleştikçe ve zayıfladıkça ekonomik
olarak Rusya'ya göbekten bağlı olan Orta Asya ülkeleri bu gidişattan en fazla
etkilenen ülkeler oluyorlar. Yaptırımlar sadece Rusya’yı değil Orta Asya
ülkelerini de derinden etkiliyor. Putin’in Ukrayna’ya savaş açmasından beri
Orta Asya bölgesinin devletlerinin para birimlerinde tıpkı Ruble gibi ciddi
oranlarda düşüşler olmuştur. Orta Asya devletleri gerek 2008 yılında Rusya’nın
Gürcistan’a savaş açması ile gerekse 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı bir oldubittiye
getirip ilhak etmesinden sonra da ekonomik olarak negatif etkilenmişlerdir. Rus
ekonomisi yaptırımlara maruz kaldıktan sonra Orta Asya ülkelerinin para
birimlerinde ciddi düşüşler görülmüştür. Orta Asya devletlerinin Rusya'ya
Ukrayna için destek vermemelerini bu
açıdan da değerlendirmek lazım.
Bölge ülkelerinin Birleşmiş Milletler oylamasında
çekimser kalmaları aslında Rusya'ya destek vermediklerine yönelik bir
işarettir. Hatta bu durum Türkiye’de eleştirilmiş ve çekimser kalmak ile
Rusya’ya destek vermenin aynı olduğu bile söylenmiştir. Bu duruma şöyle bir
soruyla karşılık verebiliriz: Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı ilk iki günde
hangi Avrupa ülkeleri tepki göstermiştir ki bu tepki Orta Asya ülkelerinden
bekleniyor? Bölge ülkelerinin tamamı Ukrayna'da yaşananları tasvip etmedikleri
gibi bu durumu en üst düzeyde de dile getirmişlerdir. Özellikle Kazakistan ve
Özbekistan devlet başkanları düzeyinde sağduyulu ve tutarlı açıklamalar yapmış
ve bu savaşın derhal barışçıl ve hukuka uygun şekilde sonlandırılması
gerektiğini açıklamışlardır. Hatta Kazakistan Dışişleri Bakanı Kolektif
Güvenlik Örgütü Anlaşması çerçevesinde Ukrayna’ya asker gönderilmesinin
varsayımsal ve hayal ürünü olduğunu, böyle bir durumun hukuki bir altyapısının
olmadığını ve asker gönderilmesinin söz konusu bile olmayacağını dile
getirmiştir.
Aslında meselenin Çarlık Rusya ve Sovyetler
Birliği’nin otoritesi altında 150 yıldan fazla yaşayan, kendi dilleri ve
kimlikleri unutturulmaya çalışılan, açlığa mahkûm edilen ve bundan dolayı
milyonlarca soydaşını kaybeden Orta Asya ülkeleri açısından çok önemli bir
boyutu var: Ukrayna meselesinde, Rusya’nın olası başarısızlığı ve yenilmez
olduğu bölge halklarının zihinlerine işlenen Rus ordusunun yenilmez imajı
ortadan kalkabilecek ve bu devletler daha özgür politika yapım alanlarına
kavuşacaklardır. İlk okuduğunuzda size biraz uzak bir ihtimal gibi gelebilir.
Ancak Ukrayna savaşının uzaması ve Putin Rusya’sının liderlik kapasitesi
azalmaya başlayınca Orta Asya devletlerinin Rusya korkularını bertaraf
edebilecek bir senaryo ile karşılaşabiliriz. Kısa sürede radikal değişimler
beklemek afakidir lakin uzun dönemde bir şeylerin değişme ihtimali yüksektir.
Bunun için bölge ülkeleri Ukrayna hadisesinden dersler çıkarıp alternatif siyasi,
ticari ve sosyal ilişkiler geliştirme yollarını aramalıdırlar.
2020 yılında yazdığım ve ASEAN ülkelerini örnek
gösterdiğim makalemde (linki buraya bırakıyorum http://www.itobiad.com/tr/pub/issue/57287/768896) bölge ülkelerinin uzun vadede kendi aralarında bir
bütünleşme süreci geliştirmeleri, rejimi kişiselleştirme hastalığından
vazgeçmeleri ve sorumluluktan kaçmamaları gerektiğini ortaya koydum. Kazakistan,
Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan, 20. yüzyılın sonlarına
doğru ortak çıkarlarını ve egemenliklerini korumak gibi nedenlerden dolayı
çeşitli bölgesel işbirliklerinin içinde olmuşlardır. Sözü geçen ülkelerin
liderlerinin yıllar itibariyle daha sıkı politika koordinasyonu yapmaları ve
daha gelişmiş, hukuk temelli ve yapısal bir bütünleşme için uğraşmalarından
dolayı 21. yüzyılda da bölgesel bütünleşme konusunun popüler olmaya devam
edeceği görülmektedir. Ancak, Orta Asya devletleri bölgesel bir birlik kurma
anlayışı ve beklentisine sahip olmalarına rağmen şimdiye kadar pratik ve somut
sonuçları olan bir birlik kuramadılar. Bu nedenle 2020 yılında yazdığım
makalenin amacı, öncelikli olarak bölge perspektifi ile Orta Asya devletleri
arasındaki bütünleşme süreçlerini analiz etmek, akabinde faydalı bir rehber
olma ihtimalinden dolayı Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) modelini Orta
Asya devletlerine sunmaktır. Orta Asya devletleri bölgesel bir entegrasyon
kurmak için coğrafi, dilsel, tarihi, kültürel ve ekonomik bağlara sahiptirler.
Bu çalışma şunu iddia etmektedir: Özellikle coğrafi ve kültürel özellikleri göz
önünde bulundurulduğu takdirde, ASEAN tecrübesi Orta Asya’da bir birlik
kurulması için bir örnek olabilir. Bunların dışında, Orta Asya devletlerinin
ASEAN ülkeleriyle benzer ekonomik, sınır, su, askeri çatışma ve etnik sorunlar
yaşamaları da çalışmanın iddiasını güçlendirmektedir. Bu bağlamda, açıklığa
kavuşturulması gereken üç husus vardır: Birincisi; bölge kavramının anlamı,
ikincisi; Orta Asya devletlerinin henüz sürdürülebilir bir bölgesel birlik
oluşturamama nedenleri ve son olarak ASEAN bütünleşme modelinin Orta Asya
devletleri için neden uygun olduğu hususlarıdır.
Rusya ve yakın bölgesinde bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden hareketle Orta Asya ülkelerinin aralarındaki tarih, kültür, dil ve din birlikteliğinin avantajlarını kullanarak kendi ayakları üzerinde durabilecekleri, Ukrayna meselesinde olduğu gibi Rusya’ya asla güvenemeyecekleri, Ocak ayında Kazakistan'da yaşanan olaylardan hareketle halklarının talep ve isteklerine daha adilane bir şekilde cevap vererek fırsat eşitliği yaratacakları ve birbirleriyle olan ilişkilerini çok daha fazla güçlendirmeleri gereken yeni bir düzen var ve Orta Asya devletleri bu düzene ayak uydurmalıdırlar.
Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
Yorumlar
Yorum Gönder