KAZAKİSTAN'DA GÜVENLİK ANLAYIŞI

 




1991 yılında SSCB’nin dağılmasından sonra Orta Asya’da 5 yeni devlet kuruldu. Bu devletlerden en geniş yüz ölçümüne sahip ülke olan Kazakistan, bölgenin en önemli ülkelerinden birisidir. Bu bağlamda bakıldığı zaman geniş yüzölçümü yanı sıra etnik olarak farklı milletlerden insanlar barındırması Kazakistan için önemli bir sorun haline gelmiş, ayrıca ulus – devlet inşasında da bu sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Nazarbayev yönetimi altında bu sorunlar tam olarak aşılamamış, Rus azınlık sorunu son yıllarda Kazakistan için büyük bir sorun haline gelmiştir. 18. Yüzyıldaki Rus işgalinin başlaması akabinde, sömürü taraflı Rus göçleri ülkenin etnik yapısı konusunda değişimlere neden olmasına sebep olmuştur. Ayrıca belirtmek gerekir ki Kazakistan’da Alman,  Kore, gibi yabancı halklar Uygur, Özbek ve Tatarlar gibi Türk kökenli halklar da yaşamaktadır.

1980’li yıllara kadar Rus nüfus yoğun olsa da bu yıllardan itibaren Kazaklar lehine bir dönüş olmuştur. SSCB’nin dağılma aşamasında da bu durum ülke yönetiminde Kazak kökenli siyasetçilerin daha fazla olmasına neden olmuştur. Bağımsızlık sonrası ise Kazakistan Cumhuriyeti anayasasının giriş bölümünde biz kimiz sorusu sorulmuş, cevap olarak ise “Biz, Kazakistan Halkı” denilmiştir. Kazakistan, bağımsızlık sonrası yaşanabilecek etnik sorunları göze alarak “Kazakistanlılık” terimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Buradaki temel amaç herhangi bir kaos durumunun önüne geçilmesi ve sorunların hızlıca aşılması için gerekli adımların önceden atılmasını sağlamaktır.

Ulusal güvenlik sadece askeri anlamda güvenliğin olması değildir. Bu bağlamda dil faktörü önemli bir yer tutmaktadır. Etnik farklılıkların çok olması 2004 yılında Nazarbayev’i “Bizim halkımızı bizim ülkemizin bütün vatandaşlarını birleştiren Rus Dili birleştirmektedir. Tarihi oluşum böyle gerçekleşmiştir. Ve bundan hiç kimse suçlu değildir. Kazak Dilinin böyle rolü yerine getirilmesi için vakit gerekmektedir. Bunun için acele ettirmenin gereği yoktur’’ demesini zorunlu hale getirmiştir. Bunun nedeni olarak ise Rus baskısının Kazakistan üzerinde kırılmaması ve Kazakistan’ın buna gerekli cevabı tam olarak verememesinden kaynaklanmaktadır. Fakat belirtilmelidir ki eğitim alanında Kazak dili etkin bir şekilde kullanılmaya çalışılmaktadır. Burada belirtilmesi gereken başka bir husus ise resmi yazışmalardır. Her ne kadar Kazak dili kullanılmaya çalışılsa da genel olarak Rusçanın hâkimiyeti vardır. Hatta Kazakistan meclisinde görüşmeler ve kanun teklifleri önce Rusça daha sonra ise Kazakça yapılmaktadır. 

Kazakistan elitleri dilleri konusunda hassas davranmaya çalışmış, Kazakçanın etkin olabilmesi için bir takım önemler almaya çalışmışlardır. Bunun en önemli faktörü olarak ise medyayı kullanmak olarak görmüşlerdir. Bu bağlamda “Dil Kanunu’nun medya araçları ile ilgili 18/2 maddesinde:

Devlet dilinin kullanılması amacı doğrultusunda mülkiyet şekline bakılmaksızın televizyon ve radyo yayınlarında devlet dilindeki yayınların hacmi, zamanı ve süresi açısından başka dillerde verilen haberlerin toplamından az olmamalıdır denilmiştir”

Yukarıda belirtilen amaçlar, Kazakçanın etkin olması için atılan adımlardı. Fakat 2002 yılında yapılmış olan bir rapora göre Kazakça yayın saati yine de Rusçanın altında kalmıştır. Rusçanın resmi dil olması sorunu yeni kurulan genç Kazakistan için sorun olamaya devam etmekte ve ulus – devlet inşası konusunda sorunlar yaratarak Kazakistan için büyük bir güvenlik açığı olarak kalmaktadır.

Yukarı da belirttiğimiz Rus etkisi son aylarda Kazakistan üzerinde daha baskın bir hale gelmiştir. Kazakistan’da yaşanan ekonomik temelli ayaklanmalar, Rusya tarafından asker gönderilmesiyle sonuçlanmıştır. Olaylar 1 Ocak’ta baş göstermeye başlamış ve ülkenin her tarafına yayılma göstermiştir. 6 Ocak tarihinde belki de ülke tarihi için bir kırılma noktası olabilecek bir durum yaşanarak KGAÖ Barış Gücü ülkeye konuşlandırılmıştı. Almatı’da başlayan olaylar akabinde yaşanan bu durum sonucunda gelen barış gücü ise 19 Ocak’tan itibaren çekilmeye başlamıştır.

Son olarak Rusya – Ukrayna arasında yaşanan savaş Rusya’nın askeri gücünde aksamalar nedeniyle ve ayrıca Ukrayna halkının Batı destekli direnmesi sebebiyle uzamıştır. Bu bağlamda KGAÖ’den destek istenilmediği ve Kazakistan’ın buna dâhil olmayacağı Kazak yetkililer tarafından dile getirilmektedir.  Smadiyarov, "Kolektif güvenlik sadece bu sınırlar için geçerlidir. Dolayısıyla Rusya-Ukrayna ihtilaf bölgesinde KGAÖ'nün katılımı konusu gündemde değil." açıklaması yapmıştır. Ayrıca Tokayev,

“Bir ulusun kendi kaderini tayin hakkı tüm dünyada fiilen gerçekleşirse o zaman şu anda BM üyesi olan 193 devlet yerine 600’den fazla ülkenin ortaya çıkması lazımdı. Tabii ki bu, bir kaos. Bu nedenle ne Tayvan’ı ne Kosova’yı ne Güney Osetya’yı ne de Abhazya’yı tanıyoruz ve bu tutumumuz yarı devlet toprakları olan Donetsk ve Luhansk için de geçerli olacak.” Diyerek Rusya ile arasında mesafe koymaya çalışmakta ve halkını ateşe atmak istememektedir.

Tüm bu süreçler yaşanırken Kazakistan askeri doktrinini yenileyerek kendisine yeni bir rol biçme çabasındadır. Kazakistan Savunma Bakanlığı;  "Cumhurbaşkanı, savunma kapasitesinin güçlendirilmesinin ve tehditlere karşı yanıtın hızlandırılmasının devlet için önem taşıyan öncelikler olması gerektiğini vurguladı." Açıklamasını yaparak Kazakistan’ın artık dış müdahaleler için önlem alması gerektiğini açıklamaktadır. Bunu ise,  

"Silahlı Kuvvetlerin muharebe potansiyelini artırmak için özel harekat güçlerinin geliştirilmesi planlanıyor. Bunun yanı sıra doktrin, devletin yeni tehdit ve risklere yeterli düzeyde yanıt verebilmesi için askeri potansiyelini artırmaktadır." Açıklaması tam olarak desteklemektedir. Kazakistan’ı Ukrayna sonrası hedef olarak görenler için Kazakistan’ın harekete geçtiğini belirtmekten kaçınmamalıyız.

 

Kaynakça:

 

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kazakistan-savunma-bakanligi-kgao-baris-gucu-ulke-topraklarindan-tamamiyla-cekildi/2479306

https://www.trthaber.com/haber/dunya/kazakistan-kgaonun-rusya-ile-ukrayna-arasindaki-savasa-katilmasi-gundemde-degil-713229.html

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/tokayev-kazakistan-in-sozde-donetsk-ve-luhansk-halk-cumhuriyetlerini-tanimayacagini-acikladi/2616593

https://www.trthaber.com/haber/dunya/kazakistanin-askeri-doktrini-yenilendi-718361.html

Minara AKHMETOVA, KAZAKİSTAN DEVLET ETNİK POLİTİKASI VE ASAMBLE, yayımlanmamış yüksek lisans tezi

Serdar Yılmaz, KAZAKİSTAN’IN DIŞ SİYASETİ: KİMLİK, BÜTÜNLEŞME VE LİDER ETKENİ,  içinde; KAZAKİSTAN Tarih-Toplum-Ekonomi-Siyaset

Kürşad Karacagil, Kazakistan’ın Bağımsızlığının Ayak Sesleri: Almatı Olayları (1986)


GAMZE ÖZDEMİR

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER

BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU


Yorumlar

Popüler Yayınlar