SLOVAKYA ‘’WELLBEING’’ GENÇLİK DEĞİŞİMİ PROJESİ

 

    SLOVAKYA ‘’WELLBEING’’ GENÇLİK DEĞİŞİMİ PROJESİ    


 Ulusal Ajans’ın sunmuş olduğu Avrupa Birliği destekli proje programlarından Slovakya’nın Cadca kentinde gerçekleşmiş olan ‘’Wellbeing’’ adlı AB gençlik değişimi projesine katılma şansım olmuştu. Bu projeye bir sivil toplum kuruluşu aracılığı ile dahil olmuştum. Derneğe CV ve ayrıntılı bir motivasyon mektubu ile başvuru yapmıştım, başvuru süresi bittikten bir süre sonra mail yolu ile projeye kabul edildiğimi öğrendim ve serüven başladı. Bu mailden sonra sırasıyla vize, uçak bileti, yurtdışı harç pulu, rotasyon, ekiptekilerle tanışma vb. işlemleri sırasıyla gerçekleştirdim. Bu benim ilk yurtdışı ve aynı zamanda ilk proje deneyimimdi. Ekipte Türkiye’nin çeşitli illerinden projeye dahil olmuş 18-30 yaş arası gençler bulunuyordu ve projeye Türkiye’den toplam 10 kişi gidiyorduk.  Proje koordinatörüm tarafından projede Türk ekibinin lideri olarak seçilmiştim ve böylece projeye lider olarak katıldım. Projenin ev sahibi ülkesi Slovakya’ydı ve ev sahibi ülke proje öncesinde değerlendirme ve sorumluluk dağıtımı için katılımcı 4 ülkenin liderleri ile bir toplantı görüşmesi talep etti. Zoom platformu üzerinden kararlaştırdığımız zaman periyodunda bir görüşme sağladık. Yapılacak olan icebreaker ve energizer etkinliklerini aramızda paylaştırdık ve haftalık proje plan çizelgesine bunları ekledik. Her liderin haftanın belirli gün ve saatleri içerisinde,  bütün ülkelerin katılımcıları ile belirlenen icebreaker ve energizer etkinliklerini yaptıracağını konuştuk ve herkesin sorumluluklarını net olarak belirledik. Icebreaker ve energizer dediğimiz etkinlikler, projelerin yapıldığı sırada katılımcıların kaynaşması ve kültürler arası sirkülasyonu sağlayan belirli formattaki aktivitelere denir. Bu zoom görüşmesi sayesinde alışık oluğum İngilizce aksanları dışında diğer aksanları da tanımış ve onlarla konuşma fırsatı yakalama şansına sahip olmuştum. Bir AB projesine gitmeden önce, yeterli İngilizce seviyesine sahip olmanın gerekliliğini bu aşamada tam anlamıyla görmüştüm.

Wellbeing Projesi’nin teması refah, sağlıklı yaşam ve daha iyi bir hayat kalitesini aşılamak ve bu şartlarda 1 hafta geçirmek şeklindeydi. Projeye Slovakya, İtalya, Portekiz ve Türkiye olmak üzere 4 ülke ve toplam 45 katılımcı dahildi. Proje, şehirden uzak ve ormanla iç içe şekilde ayarlanmış Residence Ladonhora isimli konutta yapıldı. Proje günü geldiğinde Türk ekibi ile ortak bir noktada buluşup Avusturya’ya, oradan da Slovakya’ya geçiş yaptık. Öncesinde bize proje sahibi kuruluş tarafından bir rota planı atılmıştı ve ona göre rotayı izleyerek Residence Ladonhora’ya vardık. İlk deneyimim olduğundan ve Avusturyalıların ana dilinin Almanca olmasından kaynaklı yol bulma ve istasyonların yerini açık adres olarak öğrenme konusunda iletişim bakımından zorlandık diyebilirim. Ayrıca, yurtdışına gittiğimizde havaalanına iner inmez bir yurtdışı hattı satın almanın ya da hattınızı yurtdışı kullanımına açmanın aşırı önemli olduğunu yaşayarak öğrendim. Eğer gitme şansınız olursa vardığınızdaki yapılacak ilk iş bu olmalı diye düşünüyorum. Gittiğimiz ilk gün dinlendik ve ertesi gün sabah 08:00’da kalkıp sabah sporu ardından kahvaltı yaptık. Tüm günler bu şekilde oluşuyordu. Kahvaltıyı alınan malzemelerle kendimiz hazırlıyorduk ve yiyecekler de proje temasına uygun olarak vegan beslenmeyi destekleyecek şekilde seçilmişti. 1 hafta boyunca hem doğayla iç içe, hem spor yaparak, hem de vegan beslenerek geçirmiştik. Bu proje temasına göre energizer ve icebreaker etkinlikleri yaptık, yaptırdık ve oyunlar oynamıştık. Bunlara örnek olarak bulunduğumuz bölgede doğa yürüyüşü, meditasyon, sabah yogası, Amerikan futbolu, voleybol, yüzme, beyin fırtınası vb. diğer farklı etkinlikleri yaptık. Ayrıca her gece bir ülkenin kültür gecesi oldu ve her ülkenin katılımcıları kendi ülkelerini ve kültürlerini etkinliklerle, yemeklerle, içeceklerle, danslarla, alışkanlıklarıyla, tarihiyle, coğrafyasıyla vb. şekilde tanıttı. Kültür gecelerinde, her ülkenin yapmış olduğu kültürel etkinliklere diğer ülkelerin katılımcıları da katılarak destek oldu ve kültürler arası sentez sağlandı. Tüm hafta boyunca kaldığımız yerde bu ekinlikleri yaptık ve birbirimizle tanışıp kaynaştık. Boş vakitlerde birlikte aktiviteler yaptık, çevreyi ve şehir merkezini proje bazında gezdik, oraya özgü yiyecek, içecekleri denedik, tarihi mekanları ziyaret ettik, uluslararası bağlamda güzel arkadaşlık ilişkileri kurduk.

Tüm bunları yaparken kendimde birçok değişim ve gelişim gözlemledim. Proje süresi 1 haftalık kısa bir süre olmasına rağmen, İngilizce seviyem daha da ilerledi, konuşurken çok daha hızlandım ve başkalarından da birçok şey öğrendim, genel kültür açısından ülkeler hakkındaki bilgim derinleşti, özgüvenim arttı, iletişim yeteneklerim gelişti, sorumluluk duygum arttı, sorun çözme yönüm gelişti, ilk başlarda farklı bir ülkede olmuş olmanın verdiği tedirginlik yok oldu, yurtdışında bir çevre oluşturdum, farklı bakış açıları ve vizyonlara sahip kişiler tanıdım ve bu benim düşüncelerime oldukça etki etti, ülkeleri birçok boyutta kıyaslama şansına sahip oldum ve daha sayamayacağım çok fazla kazanım elde ettim diyebilirim. Doğal çevrede yaşama, gündelik yaşam stresinden uzak kalma ve sağlıklı beslenme konuları hakkında çalışmalar yaptığımızdan doğaya karşı olan sorumluklarımız olduğunu ve çevreye saygı duymamız gerektiği konusundaki bilincim tazelendi. Bu sayede kendi ülkemde de böyle çalışmalar yapmam gerektiğini hatırlayıp doğaya, insanlara ve tüm hayata sorumlulukla bakmayı öğrendim. Güzel işler yapmak konusundaki isteğim arttı. Her gencin bu şekilde programlara katılabilmesi ve gördüğü olaylardan ve yaşadıklarından dersler çıkarmasını ve bunu kendi ülkesi veya şehri için uygulamasını ve daha hassas davranmasını dilerim. Türkiye Ulusal Ajansı’na bu programa öncülük ettiği için minnettarım. Benim için inanılmaz bir deneyimdi, umarım herkes bir gün böyle deneyimlerin içinde bulunma şansını elde eder.

BETÜL ÜNAL

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER

BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU

Yorumlar

Popüler Yayınlar