Kafkasya’da İstikrarsızlık ve Abhazya Sorunu

   Abhazya 23 Temmuz 1992’de bağımsızlığını ilan ettikten sonra ayrı bir devlet olma yolunda milli marşını ve bayrağını belirlemiştir. Bölge üzerinde yer alan coğrafi isimler tarihe sadık kalınarak eski haline çevrilmiştir. 1999 yılında Abhazya bağımsızlığını tekrar ilan etse de uluslararası alanda kabul görmemiştir.
   Bunu önce diplomatik kanallarla sonra ise savaşa girerek; mücadele ederek yani bağımsız bir ülke olmanın bütün gerekliliklerini yerine getirerek gerçekleştirmiştir. 2004 yılında Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Abhazya ve Güney Osetya’nın Gürcistan’a entegre olması gerektiğini ve bunun için mücadele edileceğini söylemiştir. Ardından atılan adımlarla birlikte tansiyon yükselmiş ve 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a saldırmasıyla sonuçlanmıştır. Rus güçlerinin etkisi ile Güney Osetya ve Abhazya bağımsızlığını ilan etmiştir. Fakat bu bağımsızlığı Rusya ve birkaç ülke dışında kimse tanımamaktadır.

   Renkli devrimler sonucu ile başa gelen Mihail Saakaşvili, AB ve NATO üyeliğini devlet politikası haline getirerek Moskova yönetiminin dikkatini kendisine çekmiştir. Bu durumu kabul etmeyen Rusya, Güney Osetya ve Abhazya’ya verdiği desteği misliyle arttırmıştır. 2006 yılında Güney Osetya bağımsızlık referandumu kararı aldı ve bu kararla Gürcistan yönetimi yok sayıldı. Tarih 8 Ağustos 2008’i gösterdiğinde Gürcistan 1994 yılından beri geçerli olan ateşkes anlaşmasını bozarak Güney Osetya’ya saldırmıştır. Bu harekât Rusya’nın işine geldi, büyük bir kuvvetle ülkeye giren Rus kuvvetleri Güney Osetya için Gürcistan’a savaş açmıştır. Bu savaşta da olduğu gibi AB ve NATO sözde Gürcistan’ı desteklemiş fakat fiili bir yardım yapılmamıştır. Kısa sürede sonuçlanan savaşın kazananı Rusya olmuştur, Rusya ve Gürcistan arasında ateşkes imzalanmıştır. Bunların neticesinde Rusya, Gürcistan’ın hem AB hem NATO üyeliğini engellemiş ve Kafkasya’da tampon bir bölge oluşturulmuştur. Bu iki özerk bölgenin garantörlüğünü hala Rusya üslenmektedir.

   Çok iyi bilindiği üzere Abhazya ve Güney Osetya’nın Gürcistan tarihinde kültürel ve toprak olarak bir parçası olmadığı gerçekliktir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bu doğrultuda gerekli siyasal adımlar atılmış ve Abhazya Cumhuriyeti ve Güney Osetya bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu iki yeni kurulan Cumhuriyet, Gürcistan’ın tek taraflı işgal girişimlerini ve saldırılarına karşılık topraklarını ve mili benliklerini güçlü bir şekilde savunmuşlardır. Bütün bunları yaparken, Gürcistan’ın kendi sınırları içerisindeki toprak bütünlüğüne yönelik hiçbir saldırganlık içine girmemişlerdir.                Bu coğrafyada barışçıl yöntemlerin temelinde halkların karşılıklı ve aynı zamanda devletlerin birbirlerine azami özen göstermeleri gerekmektedir. Bölgede birbirlerini saygı çerçevesinde desteklemeleri Kafkasya’daki barış ve huzur ortamını oluşturacaktır. Etnik ve kültür bakımından farklı olan Abhazya Milleti Gürcistan’dan ayrı bir bağımsız devlet olması tabii bir durumdur. Gürcistan Avrupa Birliği ve NATO’ya güvenmesi yaptığı en büyük hatalarından biridir ve bu durumdan diğer ülkelerin de ders çıkarması gerekmektedir. Abhazya’nın kaderini tayin edecek olan kendi halkıdır ve bunu yapmış olduğu referandumlarla göstermiştir. Abhazya’nın tam bağımsız bir devlet olması bölge istikrarı açısından önemli bir netice olacaktır. Abhazya içindeki istikrarı sağlanmalı ve kendisini savunacak bir yapıya gelmelidir.

   Abhazya ve Güney Osetya’yı yok sayan yaklaşımlar hiçbir tarafın çıkarına olmadığı gibi bölge barışına da zarar vermektedir. Enerji kaynaklarının transit geçiş güzergahı olan Gürcistan; ekonomik çıkarlarını zedelemeden Türkiye ile olan güçlü ilişkilerini bölgesel barışı güçlendirmek üzere kullanması ve Abhazya ve Güney Osetya ile karşılıklı saygıya dayalı barışçıl ilişkilerin Gürcistan’ın da çıkarına olduğunu benimsemesi gerekmektedir.

Ahmet KAYA

Muğla  Sıtkı Koçman Üniversitesi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü

Bölgesel Analiz Topluluğu

Yorumlar

Popüler Yayınlar