VİKTOR E. FRANKL- İNSANIN ANLAM ARAYIŞI KİTABI İNCELEMESİ

 



İlk olarak şunu söylemem gerekiyor; bu kitabı okuyan bir arkadaşım sayesinde  Viktor E. Frankl ve büyük acılarla dolu ancak bir o kadar içinde umut besleyen şaheseriyle tanıştım. Kitabı okumadan önce yazarın hayatına ufak bir göz atarsınız kitabın çarpıcılığı da o kadar artıyor.

 

Öncelikle Kitap iki bölümden oluşuyor:

İlk bölümde Nazi kampı günlerini anlatan, insanın kalbine bir hançer saplayan kısa otobiyografik kısım.

İkinci bölümde ise kendi felsefesini ve “Logoterapi” ismini verdiği yöntemini ayrıntılarıyla okuyucuya sunmaktadır. “Logos” Yunanca “anlam” demektir ve Logoterapi de anlam yoluyla terapi anlamına gelmektedir. Yaşanılan sorunlara, anlam kazandırma yoluyla çözüm bulan bir yöntem ve bu yöntemle birlikte yüzlerce insanın hayatına dokunmuş ve kendilerini hayata bağlayan bir amaçları olduklarını fark ettirmiştir.

Viktor Frankl’ın dayanılmaz acıları yaşadığı dönem Nazi kamplarında kaldığı dönemdir. Öyle ki Nazi kamplarında hamile eşini, annesini, babasını ve erkek kardeşini kaybetmiştir. Ancak kitabında da bahsettiği gibi tüm bu acıları yaşamasında bir anlam bulmuş ve bu anlama sıkı sıkı sarılarak, mahkumiyeti boyunca birçok Nazi kampına sürülmesine rağmen hayatta kalmayı başarmış, yaşamasında bir anlam olduğu inancını her daim içinde yaşatmıştır.

Kitapta bunu şöyle özetlemektedir;

Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.

 

Viktor Frankl, nörolog ve psikiyatrist ve kariyeri boyunca çok zorlu hastalarla karşılamış ve onlara “logoterapi” yönteminin de temel hatlarını oluşturan şu soruyu sormuş:

“Neden intihar etmiyorsun?

Frankl’ın bu sorudaki amacı ağır zorluklarla ve sorunlarla mücadele eden bu kişileri intihara teşvik etmek değil, onları hayatta tutan amacı keşfetmektir.

Bir anne, oğlu için yaşadığını söylerken genç bir bilim insanı ise ileride yapacağı çalışmalar, keşifler, insanlığa sunacağı bilgiler için yaşadığını söyler. Son olarak yaşlı bir insan da değerli anılarını korumak için yaşadığını söyler.

Frankl’da verilen bu cevaplar ile toplama kampı günlerinde edindiği deneyimlerle logoterapiyi geliştirir. İnsanın anlam arayışı için şu üç yöntemi tavsiye eder;

1-      Üretimde bulunmak, kendini bir işe adamak

 

Viktor Frankl, toplama kampına girerken bu çalışmasına dair notları da onunla birliktedir ancak Naziler bunu ele geçirir. Frankl, pes etmez, topladığı ufak kağıt parçaları ile çalışmasını yeniden toplar, bir araya getirir ve özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz bunları yayımlar. Hatta kitabını isimsiz bir şekilde, sadece ona Nazi kamplarında verilen tutuklu numarası ile yayımlamak ister ancak arkadaşlarının ısrarı ile ismini belirtir. Kitap da bu durumdan bahseder: “İsmimiz, hayatımız, sevdiklerimiz, anılarımız, değerimiz, hiçbir şeyimiz yoktu, sadece numaralardan ibarettik.” Der.

                                  

 

2-      Bir şeyi deneyimleyerek ya da biriyle temas kurarak, severek; fedakarca sevmek

 

Viktor Frankl şöyle der;Sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz. Sevgisi yoluyla insan, sevilen kişideki temel kişilik özelliklerini ve eğilimlerini görebilecek duruma gelir ve dahası, ondaki gerçekleşmemiş olan ancak gerçekleştirilmesi gereken potansiyelleri görür.

 

Ona göre, “İnsanın kurtuluşu sevgidedir.” Çünkü görmektedir ki hayata tutunan her insan, yaptığı işi, bir şeyi, bir kimseyi veya kendini fedakarca, karşılık beklemeden, en içten duygularla sevmektedir, bunların içinde hayatında bir anlam bulabilmiştir.

 

Frankl’da eşine duyduğu aşkla hayatta kalabilmiştir, ona kavuşacağı günleri hayal ederek kamp esaretine dayanabilmiştir.

 

3-      Kaçınılmaz olan ıstıraba, acılara cesurca katlanmak

Frankl, acılardan korkmamamız gerektiğini, gözyaşlarımızı sakınmamamız gerektiğini bizlere anlatır ve şöyle söyler; “Gözyaşlarımızdan utanmamızın gereği yoktu; çünkü gözyaşları insanın cesaretlerden en büyüğü olan acı çekme cesaretine sahip olduğunun kanıtıdır.”

 

Çektiğimiz acılar, hayatımıza anlam katmaktadır. Seçim bize aittir. Bu acıyı cesurca kabul ediş ve kendi yolumuzda en ağır şartlara bile katlanmak, hayatımıza anlam katma şansı verir. Frankl'da bu acıyı en derin noktasına kadar yaşamıştır. Toplama kampında iken eşini kaybettiğini öğrenmiş, bunalıma girmiş, güç bulmakta zorlanmış ancak en nihayetinde acılarına kahramanca göğüs germiştir. Acılarına anlam katmıştır, hiçbiri boşa değildir. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra bu acılarını kullanarak başka insanlara yardım etmeyi amaçlamıştır. Acı için söylediği şu sözler onun felsefesini açıklamaktadır; "Acı anlamla kavuştuğu an, acı olmaktan çıkar."

                                 

Kitabı bu zamana kadar okumadığıma üzüldüm ancak zaman ve mekan fark etmeksizin her zaman alınıp okunmalı çünkü insan, hayatta olduğu sürece bir şeyleri değiştirebilir, hayatındaki anlamı keşfedebilir. Yaşadığımız sürece çektiğimiz acıların bir anlamı olduğunu fark etmeli ve sevgi dolu kalplerimizi de umutsuzluğa sürüklememeliyiz. İncelememi de Viktor Frankl’ın kitabında sıkça kullandığı Nietzsche’nin şu sözleri ile bitirmek istiyorum:

"Yaşamak için bir neden'i olan kişi, hemen her nasıl'a dayanabilir."

 

MURAT DEDEOĞLU

Muğla  Sıtkı Koçman Üniversitesi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü

Bölgesel Analiz Topluluğu

Yorumlar

Popüler Yayınlar