SEBASTİAN KURZ İSTİFASI

 


Geçtiğimiz 9 Ekim tarihinde mültecilere ve Türklere eleştirel gözle bakan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz istifa etti. Bu istifasının nedeni olarak hakkında ortaya çıkan yolsuzluk iddialarıydı. Peki bu sürece giderken ne oldu? İşin iş yüzünde ne gibi gelişmeler yaşandı? Kurz,  niçin Türkiye hakkında olumsuz düşüncelere sahipti? Bunlara odaklanacağız.

Sebastian Kurz, bir Avusturya Halk Partisi (ÖVP) üyesiydi. 4 sene Avusturya Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nin de en genç dışişleri bakanı olmuş oldu. Türkiye’ye karşı önyargısı ilk kez bu zamanlarda ortaya çıkmıştı. Avusturya’da yaşayan Türk vatandaşlara çeşitli yaptırımlara kadar gitmişti. Türk kamuoyunda da bilinen bir isimdi. Çünkü geçtiğimiz dönemlerde Türkiye’deki demokrasiye eleştirel tavırlarda bulunmuştu. 2016 yılında Türkiye’nin AB ile gerçekleştirdiği mülteci antlşamasında Türkiye’nin sözüne güvenmemek konusunda AB’yi alenen uyarmıştı. Hatta Türkiyeden Avusturya’ya öğrenci vizesi ile giden öğrencilere de çeşitli zorluklar çıkarttığı bilinmekteydi. Dahası kamuoyunda Doğu Akdeniz’de Yunanistan tarafını haklı görüp Türkiye alehine takındığı tavırlarla da gündeme gelmişti. Son olarak Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından Afganistandan ayrılan vatandaşların Avrupa’ya ulaşmasını istememiş; onlar için en doğru adresin Türkiye olduğunu vurgulamıştı. Geçen sene ise Avusturya’da artan Covid-19 vakalarının temel sebebinin Avusturya’ya gelen göçmen-mülteciler yüzünden olduğunu dile getirmişti.

Kendisini istifaya götüren sebep ise hakkındaki yolsuzluk iddiaları oldu. Olayın biline bildiği kadarıyla iç yüzü ise şöyle: Kurz’un yakın arkadaşı Thomas Schmid ÖBAG’ın yönetim kurulu üyesi. ÖBAG bir çeşit Avusturya varlık fonudur. Thomas Schmid 2019 yılında pandemiden hemen önce bir kumarhane olayına karışıyor. Bu yüzden telefonu, günlükleri vb. eşyaları soruşturma sürecine dahil edilip inceleniyor. Schmid’in çeşitli yazışmalarına istinaden ÖVP parti binasına, ÖVP’ye yakınlığıyla bilinen gazetelere ve hatta ekonomi bakanlığına baskınlar gerçekleştiriliyor. Anlaşılan o ki yazışmalar da önemli detaylar varmış. Ardından tüm bu gelişmeler sonucunda iktidar ortağı olan Yeşiller Partisi, Kurz’a baskılar da bulunuyor. Sonucunda Kurz istifa etmek zorunda kalıyor. Lakin ilginçtir ki Yeşiller Partisi hükümeti bitirmiyor. Yeşiller Partisi belki de işi bir erken seçime götürebilir. Ya da diğer partileri yanlarına alıp ÖVP karşıtı bir koalisyon bile gerçekleştirebilirler. Çünkü muhalefetteki Avusturya Özgürlük Partisinden Herbert Kickl, Sebastian Kurz’a nazaran daha ılıman bir yapıya sahip. Ancak tüm bunlara rağmen Sebastian Kurz’un hala konumunun güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü o bir hali hazırda hala bir parti ve grup başkanı ve meclis içinde hala sözü dinlenecek tarzdan bir hitabet yeteneği var.

Tüm bunların sonuçlarını soruşturma tamamlanınca göreceğiz. Olur da muhalefet sağlam deliller eşliğinde ortaya çıkabilirse, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bambaşba bir tablo ile karşılaşabiliriz. Kurz’un da siyasi hayatı sonlanabilir. Fakat sağlam deliller bulunamazsa Kurz mağdur rolünü de oynayabilir ve 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olabilir.

                                                                                                                                  BERKAY KUZU

Yorumlar

Popüler Yayınlar