Bir Vapurdan Cumhuriyete
19 Mayıs 1919, 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Bandırma Vapuru ile yapılan yolculuk sonrası Samsun'a ulaşması olayıdır.
Ülkede kaos ortamı hakim iken, seri ve mantıklı kararlar almak şart olmuştu. Sıkı bir örgütlenme, dönemin şartlarına göre sağlam bir iletişim gerekti. Bu elzem durumlarda dahi olağanüstü bir çaba ile hatlar oluşturuldu.
Samsun'a çıkmak kadar, Samsun'a giden süreçte
mühimdir. Zira lokasyonlar önemli bir faktör üstlenmiştir. 15 Mayıs 1919
tarihinde hazırlanan vapura yönelik de bir takım suikast girişiminde
bulunulacağını öğrenen Mustafa Kemal yine de geri adım atmamış, torpido ile
takip edileceğini bilmesine rağmen geri adım atmamıştır. Ve hatta müttefikler tarafından gemide bir arama
yapılacağını işitmesi ve bu vakanın gerçekleşmesi üzerine ; "Ne ahmaklık !
Silahla cephane arıyorlar. Biz ise kafamızla inancımızı götürüyoruz"
demiştir.
Yine
de asla moral bozmamıştır. Fakat tüm bu baskıya rağmen inanç ve birliğin
gücüyle vapur çıkan fırtınalı hava sebebi de dahil olmak üzere etkenlerden
ötürü izini kaybettirmiştir. Tabi ki Samsun'a varmak hala basit değildir.
Mustafa Kemal, İsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düşman
saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiştir. Bu hatlarda
bile hali hazırda, hazır kıta bekleyen güçlerimiz büyük bir özgüven ve destek
sağlamıştır.
Yolculuk
devam ederken şu anki tarihimize sonradan nakşeden bir konuşma da belgelerde
yerini almıştır. Gemi mürettebatındaki Topçu Binbaşı Kemal Doğan'ın oğlu;
"Baba dedim nasıl cesaret ettiniz ? Nasıl göze aldınız? O an memleketin
durumu ? Şöyle bir bakmış ve kısa bir cevap vermiştir. "Daha ne yapacaktık
? Çılgın Türklerde umut var, kararlılık var. Cesurdular, liyakatliydiler. Vatan
sevgisi ile doluydular. "
Bu zor ve vahim hava koşullarına rağmen gerek mürettebat gerek ise Mustafa Kemal sayesinde gemi 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında İnebolu Limanı'na girmiş, muazzam bir azim ve dikkat ile 18 Mayıs 1919 tarihinde öğleüzeri 12.00'de Sinop Limanı'na yanaşmıştır. Çok yönlü bakıldığında limana yanaşan sadece fiziki bir güç ve kişiler değil, koca bir tarihtir.
Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile kıyıya çıkmış
ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiştir. Hala
güçten düşmeyen bu güçlü organize ne dış muhaliflerin ağına takılmış ne de
kumpasa düşmüştür.
Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra
da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıştır.
Kurtuluş
Mücadelesi için bir kıvılcım değil adeta bir meşale alevlenmiştir. Iskeleye
atılan adım, Kurtuluş'un da ilk ayak izidir.
Bandırma Vapuru dedikleri vapur iskeleye varmadan önceki süreçten itibaren bir
tarihi taşımıştır.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Bölgesel Analiz Topluluğu
Dila Çağla Küsbeci
Yorumlar
Yorum Gönder