Türkiye-Yunanistan ilişkileri nasıl seyrediyor? Türk Sahil Güvenliği ve Yunan güçleri arasında yaşanan son gerginlikler neler?
Türkiye ile Yunanistan arasında pek çok siyasi ve hukuki
anlaşmazlık var. Bunlar Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın statüsü, Fener
Rum Patrikhanesi ve Kıbrıs sorunu dışında kalanlar genel olarak Ege Denizi'yle
ilgili anlaşmazlıklardan oluşuyor. Ege Denizi’ndeki sorunlardan en başta
karasuları ve kıta sahanlığı sorunu gelmekte, daha sonrasında ise hava sahası,
FIR hattı (uçuş bilgi bölgesi), Ege adalarının silahsızlandırılması ve son
olarak da egemenliği belirsiz olan adacık ve kayacıklar sorunu takip ediyor.
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın görevi nedir?
Amacı Türk karasularında, arama kurtarma sahasında öncelikli
olarak insan hayat kurtarmaktır. Mal kurtarma önceliği yoktur. Diğer
bakanlıkların denizle ilgili koymuş oldukları kanunların korunması (kültür
varlıkları, balıkçılık gibi) da görev alanları arasındadır. Denizdeki tek
yetkili kolluk güvenliğidir. 2016 yılındaki darbe girişimi sebebiyle Sahil
Güvenlik, TSK’dan ayrılıp İç İşleri Bakanlığına bağlanmıştır. Türkiye ve
Yunanistan sahil güvenlikleri arasındaki en büyük gerilimler şimdiye kadar 2
kez olmuştur. Normalde gemilerin zararsız geçiş hakları vardır. Karasularından
sürati ve rotasını değiştirmeden çıkıp, silah doğrultmazsa, güvertesine asker
çıkartmazsa bu zararsız geçiştir. Türkiye’nin güvenliğini tehdide sokan bir
durum olmadığı sürece böyle bir geçiş olabilir, fakat geçerken namlu çevirip,
güverteye asker çıkarırsa, telsiz konuşmaları yaparsa o zaman zararsız geçişi
bozup karasularımız ihlal etmiş olur. Sahil güvenlik ilk başta telsizden
uyarır, uyulmazsa dönme manevrası yapıp silah doğrultulur, o da olmazsa
angajman kurallarına göre ateş açılır. Silah kullanma yetkisi geminin
komutanında değil, cumhurbaşkanı seviyesinde bir karardır. Yapılan hamlenin
sonucu uluslararası ses getiren büyük bir kriz oluşturacaksa eğer yetki de o
kadar yükseğe çıkar. Yapılan manevralar iki tarafın personelinin can
güvenliğine zarar vermeden yapılır. Bazen minik çarpma olayları yaşanabiliyor.
Genelde çok yakın manevralar yapınca karşı taraf geri çekilip karasularımızdan
çıkar. Böyle bir durumda Yunanistan bizim kara suyumuzda güvenliğimizi
tehlikeye düşürdüğü için uluslararası anlamda da karşı tarafın sularını ihlal
etmiş olduğu için haksız durumda oluyor.
Karasuları ve kıta sahanlığı anlaşmazlığı
Ege Denizi'ndeki kadim anlaşmazlık konularının başında gelen
karasuları, teknik olarak sahildar bir devletin deniz içerisinde münhasır
egemenlik kullanabileceği deniz alanı, toprak altındaki ve üzerindeki hava
sahası anlamına gelmektedir. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre, devletlerin 12
mile kadar karasuları ilan etme hakları bulunuyor. Ege Denizi'nde halen
karasuları genişliği hem Yunanistan hem de Türkiye bakımından 6 mildir. 1990’lı
yılların ortasında Yunanistan hükümeti karasularını 12 mile çıkarmak için
girişim başlatmış, ancak Türkiye’nin bunu savaş sebebi (casus belli) sayacağını
ifade etmesinin ardından geri adım atmıştı. Karasularının 12 mile çıkarılması
halinde Ege Denizi, tamamen Türkiye’ye kapanmakta, adalar arasındaki açık deniz
alanları Yunanistan karasuları haline gelmektedir. Bir başka ifadeyle,
karasularının 12 mile çıkarılması halinde Ege Denizi bir Yunanistan iç suyu
haline gelmektedir.
Kıta sahanlığı kavramı ise 1982 tarihli BM Deniz Hukuku
Sözleşmesi’nde sahildar ülkenin deniz altındaki uzantısı olarak
tanımlanmaktadır. Sözleşmeye göre, kıta sahanlığı, karasularının ölçülmeye
başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz mili mesafeye kadar olan bölgede,
kara ülkesinin doğal uzantısı olan denizaltı alanlarını deniz yatağı ve toprak
altını içermektedir. Kıta sahanlığı dış sınırının 200 deniz milinden öteye
uzanması halinde ise maksimum uzunluk 350 deniz mili olabilmektedir. Kıta
sahanlığı konusunda Yunanistan, adaların da kıta sahanlığı bulunduğu iddiasını
öne sürmüştür. Türkiye ise Uluslararası Adalet Divanı içtihatlarını da dikkate
alarak, adaların kıta sahanlığına sahip olduğu görüşünü kabul etmemekte, sadece
devletin tüm ülkesinin adalardan oluşması halinde adaların kıta sahanlığının
hukuki bakımdan kabul edilebilirliği görüşünü savunmaktadır. Türkiye ile Yunan
adaları birbirine çok yakın oldukları için Yunanistan karasularını 12 mile
çıkardığı zaman Türkiye’nin hareket edebileceği bir alan kalmamış oluyor.
Dolayısıyla Ankara’nın resmi görüşüne göre, Türkiye ile Yunanistan arasında
kıta sahanlığı sınırlandırmasında ana karalar esas alınmalıdır.
Yunanistan’la Son Zamanlardaki İlişkilerimiz
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, paylaşımında, Avrupa
ülkelerinin, Türkiye'ye yönelik silah ambargosu konusunu defalarca Avrupa
Birliği gündemine taşıdıklarını savunarak, "ABD'nin NATO bütünlüğünü
sabote ettiği gerekçesiyle Türkiye'ye yaptırım uyguladığını" iddia
etmişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, düzensiz göçmenlerin Yunan Sahil Güvenlik botu tarafından Türk karasularına itilme anlarına ilişkin videoyu paylaştı. Görüntüde, düzensiz göçmen botunun batma tehlikesi yaşadığı görüldü. Türk karasularına itilen düzensiz göçmenlerin Türk Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarılması da görüntüde yer aldı. Kurtarılanlar arasındaki düzensiz göçmen, "Botta 3 saat geçirdik ve Yunanistan'a ulaştık. Bir bot gördük. Gördüğümüz bot Yunan botuydu Türk botu değildi ve bize yardım edeceklerini düşünerek yardım istedik. Geldiler ve bizi takip etmeye başladılar sonra motorumuzu aldılar ve geri gitmemizi söylediler. Türk Sahil Güvenliği gelip bizi kurtarana kadar bizi takip ettiler" ifadelerini kullandı. Bakan Soylu mesajında, "Yunanistan, masum insanları ölüme itiyor, Avrupa seyrediyor. Türk Sahil Güvenlik Güçleri, can kurtarıyor. Her gün devam eden bu insanlık dışı davranışa ses çıkarmayan Frontex'i ve Avrupa Parlamentosu'nu kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın tatbikat için Ege ve Doğu Akdeniz’de ocak ayı başından şubat ortasına kadar NOTAM yayınlamasına tepki gösterdi. Aksoy, “Yunanistan’ı sağduyuya ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bölgede barış ve istikrarı güçlendirme çabalarımıza katkıda bulunarak sorumlu bir şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Sözcü Aksoy, Yunanistan tarafından Ege ve Doğu Akdeniz’de yayınlanan NOTAM hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi. Yunanistan ile istikşafi görüşmeler başta olmak üzere diyalog kanallarının önkoşulsuz açılması konusunda Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik olmadığını belirten Aksoy, ancak Yunanistan’ın bölgede gerginliği arttırıcı ve kışkırtıcı adımlarının devam ettiğini gördüklerini kaydetti. Türkiye, hafta içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisi için yeni NAVTEX yayınlamıştı. Ancak NAVTEX’in altı aylık süreyi kapsaması ve Antalya Körfezi’nde Türkiye’nin karasularında sınırlı kalması AB çevrelerinde olumlu karşılanmıştı. Türkiye’nin bu adımı Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin başlaması açısından iyi niyet adımı olarak yorumlanırken Atina’nın geniş bir bölgeyi kapsayan NOTAM yayınlaması tepki çekiyor.
SONUÇ:
Türkiye coğrafyasında Yunan güçleriyle en fazla gerginlik yaşanan
bölge Bodrum. Çünkü Yunan karasının ve Türk karasının birbirine en yakın olduğu
bölgedir, birbirine sadece 26 kilometre uzaklıktadır. Kara parçaları birbirine
bu kadar yakın olunca da çatışmalar kaçınılmaz oluyor. Türkiye ve Yunanistan
arasında yaşanan karasuları sorununun temelinde Lozan Barış Antlaşması ile Ege
Denizi’nde alınan kararların zaman içinde Yunanistan’ın lehine dönmesi
yatmaktadır. Yunanistan 1936 yılında tek taraflı Lozan’da 3 mil olarak
belirlenen karasularını 6 deniz miline çıkarmış, o dönem Türk-Yunan
ilişkilerindeki olumlu hava nedeniyle Türkiye, bu karara itiraz etmemiştir.
Türkiye de 1964 yılında Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan’ın Anadolu
kıyılarına yakın adaları silahlandırması sonrasında karasularını 6 mile
çıkarmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Yunanistan Ege Denizi’nde
açık deniz alanı olarak kabul edilen alanların büyük bir kısmını kendi
egemenliğine almak için karasularını 12 mile çıkarma girişiminde bulunmuştur.
Türkiye de 1976’da Yunanistan’ın bu girişimini savaş sebebi sayacağını ABD’ye
bildirmişti. Zamanla soğuyan mesele 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler
Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin kıyıdaş ülkelere karasularını 12 deniz miline kadar
ilan etme hakkı vermesi ile tekrar gündeme gelmiştir. Anlaşmayı imzalamayan
Türkiye, anlaşmanın hükümlerini de kabul etmemektedir. Anlaşmayı imzalayan
Yunanistan, 1995 yılında Türkiye’nin taraf olmadığı sözleşmeyi yürürlüğe koydu.
Yunan parlamentosu kendi stratejisine uygun olarak Ege’de karasularını 12 mile
çıkarma hakkını saklı tuttuğunu ilan etti. Yunanistan’ın karasularını 12 mile
çıkarması ile Türkiye’ye Ege Denizi’nin %10’undan daha az bir alan kalacaktır.
Bugün (6 mil esasına göre) Ege Denizi'nin %40'ı Yunan karasularıdır. 12 mile
çıkarılması halinde Ege'nin %70'i Yunan karasuları, %10'dan az kısmı Türkiye
karasuları haline gelecektir. Açık denizler %51'den %19'a gerileyecektir. Türk
askeri uçakları Ege üzerinde serbestçe uçamayacak, tatbikat yapamayacak,
balıkçılar avlanamayacak, deniz ulaşımında sorunlar oluşacaktır. Yunanistan'ın
karasularını 12 mil olarak uygulaması Türkiye'nin aleyhine bir durum
oluşturacaktır. Deniz Kuvvetleri Kurmay Tümamirali Cihat Yaycı’nın da dediği
gibi “Ege Denizi’nde karasuları genişliklerinde bir değişikliğe gidilecekse,
Lozan Antlaşması kapsamında her iki ülke için de Ege’de 3 millik karasuları
genişliğinin uygulanmasının teklif edilmesi uygun olacaktır.”. Ege Denizi,
tarihi ve coğrafi özellikleriyle kendine özgü bir denizdir. Bu denizdeki mevcut
sorunlar asla birbirinden ayrı olarak ele alınamayacak bir bütün teşkil
etmektedir. Kardak Kayalıklarında bir geminin karaya oturmasıyla gündeme gelen
egemenliği tartışmalı adalar sorunu, bu bütün içinde çok önemli bir yer
tutmaktadır. İki devlet arasındaki sorunların temelinde de, Lozan dengesinin bu
bölgeye ilişkin unsurlarının Yunanistan tarafından ihlali yatmaktadır. Zira,
Yunanistan bu dengeyi 1936’da Ege’de karasularını 6 mile çıkararak, 1964
yılından itibaren de adaları silahlandırmaya başlayarak bozmuştur.
ECENAZ DEĞİRMENCİ
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
KAYNAKÇA:
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/kardakta-gerginlik-2-yunan-unsuru-karasularindan-cikartildi-surtme-yasandi-41708543
https://www.cnnturk.com/turkiye/disisleri-bakani-cavusoglundan-dendiasa-yunan-halkinin-itibarini-zedelemeyi-birak
https://www.cnnturk.com/dunya/disisleri-bakanligi-sozcusu-aksoy-yunanistani-sorumlu-sekilde-hareket-etmeye-davet-ediyoruz
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/icisleri-bakani-soylu-yunanistan-masum-insanlari-olume-itiyor-41708566
https://www.hurriyet.com.tr/dunya/abdde-asi-skandali-41703863?kisa-haber
https://www.aydinlik.com.tr/haber/tumamiral-cihat-yayci-karasulari-3-mile-insin-205463
https://tr.euronews.com/2020/08/26/yunanistan-12-mil-cikisi-ile-turkiye-nin-sinir-uclarina-dokunuyor-gorus
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/turkiye-nin-ege-denizinde-tek-tarafli-meb-ilaninin-kapisi-aralandi/1895936#
Kardak Kayalıklarının Statüsü, Prof. Dr. Yüksel İnan/Doç.
Dr. Sertaç H. Başeren, ANKARA, 1997
https://kenttv.net/kardakta-yine-gergin-dakikalar
https://www.haberler.com/kardak-ta-karasuyu-ihlali-yapan-2-yunan-unsuru-13851121-haberi/
https://www.ensonhaber.com/galeri/kardak-krizinin-21-yil-donumu
ve Bodrum Sahil Güvenlik’e teşekkürler.
Yorumlar
Yorum Gönder