Türkiye-Yunanistan ilişkileri nasıl seyrediyor? Türk Sahil Güvenliği ve Yunan güçleri arasında yaşanan son gerginlikler neler?



Türkiye ile Yunanistan arasında pek çok siyasi ve hukuki anlaşmazlık var. Bunlar Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın statüsü, Fener Rum Patrikhanesi ve Kıbrıs sorunu dışında kalanlar genel olarak Ege Denizi'yle ilgili anlaşmazlıklardan oluşuyor. Ege Denizi’ndeki sorunlardan en başta karasuları ve kıta sahanlığı sorunu gelmekte, daha sonrasında ise hava sahası, FIR hattı (uçuş bilgi bölgesi), Ege adalarının silahsızlandırılması ve son olarak da egemenliği belirsiz olan adacık ve kayacıklar sorunu takip ediyor.

 Olaya Kardak Krizi’ne sebep olan, Figen Akat isimli Türk kargo gemisinin 1995 yılında Kardak Kayalıkları'nda karaya oturmasıyla başlamak istiyorum. Türk Sahil Güvenliğinin günümüzde denizde karşılaştığı problemlerin temelinde bu yatıyor. Kayalıklar’ın kime ait olduğu konusunda yaşanan gerilim 1995 yılından günümüze devam ediyor. Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında çıkan bu anlaşmazlık ülkeleri diplomatik ve askeri krize sokmuş ve savaşın eşiğine getirmişti. İki ülke deniz üstünde sık sık karşı karşıya geliyor fakat bu krizin yıl dönümü 30 Ocak olduğu için her yıl, kış aylarında gerginlik zirveye tırmanıyor. Yunan sahil güvenliği bazı zamanlarda Türk karasularına kasten girerek Türk Sahil Güvenliği’ni zor durumda bırakıyor. En son yaşanan olay 6 Ocak 2021 tarihinde gerçekleşti. Kardak Kayalıkları bölgesinde Türk Sahil Güvenlik botu ile Yunan Sahil Güvenlik botu arasında sürtme yaşandığı açıklandı. Türk Sahil Güvenlik botları, karasuyu ihlali yapan 2 Yunan Sahil Güvenlik botunu önleme manevraları ile Türk karasularından çıkarttı.Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklama şu şekilde: “06 Ocak 2021 tarihinde saat 10.03’te Kardak Kayalıkları bölgesinde 2 Yunan Sahil Güvenlik unsuru tarafından karasuyu ihlali yapılmıştır. 4 Türk Sahil Güvenlik botu tarafından gerçekleştirilen önleme manevraları ile karasuyu ihlali yapan 2 Yunan unsuru karasularımızdan çıkartılmıştır. Türk Sahil Güvenlik botları tarafından gerçekleştirilen önleme manevraları esnasında Türk Sahil Güvenlik botu ile Yunan Sahil Güvenlik botu arasında sürtme yaşanmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı denizlerimizin emniyetini ve güvenliğini sağlamak üzere 7 gün 24 saat görevinin başındadır.” açıklaması yapıldı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın sosyal medya hesabından konuya ilişkin yapılan paylaşımda, “Uluslararası hukuku ihlalde sınır tanımayan, düzensiz göçmenleri sürekli Türk karasularına geri iten Yunan unsurları, bu kez de ihlal ettiği karasularımızdan sürülerek çıkartıldı” ifadesine yer verildi.


Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın görevi nedir?

Amacı Türk karasularında, arama kurtarma sahasında öncelikli olarak insan hayat kurtarmaktır. Mal kurtarma önceliği yoktur. Diğer bakanlıkların denizle ilgili koymuş oldukları kanunların korunması (kültür varlıkları, balıkçılık gibi) da görev alanları arasındadır. Denizdeki tek yetkili kolluk güvenliğidir. 2016 yılındaki darbe girişimi sebebiyle Sahil Güvenlik, TSK’dan ayrılıp İç İşleri Bakanlığına bağlanmıştır. Türkiye ve Yunanistan sahil güvenlikleri arasındaki en büyük gerilimler şimdiye kadar 2 kez olmuştur. Normalde gemilerin zararsız geçiş hakları vardır. Karasularından sürati ve rotasını değiştirmeden çıkıp, silah doğrultmazsa, güvertesine asker çıkartmazsa bu zararsız geçiştir. Türkiye’nin güvenliğini tehdide sokan bir durum olmadığı sürece böyle bir geçiş olabilir, fakat geçerken namlu çevirip, güverteye asker çıkarırsa, telsiz konuşmaları yaparsa o zaman zararsız geçişi bozup karasularımız ihlal etmiş olur. Sahil güvenlik ilk başta telsizden uyarır, uyulmazsa dönme manevrası yapıp silah doğrultulur, o da olmazsa angajman kurallarına göre ateş açılır. Silah kullanma yetkisi geminin komutanında değil, cumhurbaşkanı seviyesinde bir karardır. Yapılan hamlenin sonucu uluslararası ses getiren büyük bir kriz oluşturacaksa eğer yetki de o kadar yükseğe çıkar. Yapılan manevralar iki tarafın personelinin can güvenliğine zarar vermeden yapılır. Bazen minik çarpma olayları yaşanabiliyor. Genelde çok yakın manevralar yapınca karşı taraf geri çekilip karasularımızdan çıkar. Böyle bir durumda Yunanistan bizim kara suyumuzda güvenliğimizi tehlikeye düşürdüğü için uluslararası anlamda da karşı tarafın sularını ihlal etmiş olduğu için haksız durumda oluyor.

 


Karasuları ve kıta sahanlığı anlaşmazlığı

Ege Denizi'ndeki kadim anlaşmazlık konularının başında gelen karasuları, teknik olarak sahildar bir devletin deniz içerisinde münhasır egemenlik kullanabileceği deniz alanı, toprak altındaki ve üzerindeki hava sahası anlamına gelmektedir. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre, devletlerin 12 mile kadar karasuları ilan etme hakları bulunuyor. Ege Denizi'nde halen karasuları genişliği hem Yunanistan hem de Türkiye bakımından 6 mildir. 1990’lı yılların ortasında Yunanistan hükümeti karasularını 12 mile çıkarmak için girişim başlatmış, ancak Türkiye’nin bunu savaş sebebi (casus belli) sayacağını ifade etmesinin ardından geri adım atmıştı. Karasularının 12 mile çıkarılması halinde Ege Denizi, tamamen Türkiye’ye kapanmakta, adalar arasındaki açık deniz alanları Yunanistan karasuları haline gelmektedir. Bir başka ifadeyle, karasularının 12 mile çıkarılması halinde Ege Denizi bir Yunanistan iç suyu haline gelmektedir.

Kıta sahanlığı kavramı ise 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde sahildar ülkenin deniz altındaki uzantısı olarak tanımlanmaktadır. Sözleşmeye göre, kıta sahanlığı, karasularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz mili mesafeye kadar olan bölgede, kara ülkesinin doğal uzantısı olan denizaltı alanlarını deniz yatağı ve toprak altını içermektedir. Kıta sahanlığı dış sınırının 200 deniz milinden öteye uzanması halinde ise maksimum uzunluk 350 deniz mili olabilmektedir. Kıta sahanlığı konusunda Yunanistan, adaların da kıta sahanlığı bulunduğu iddiasını öne sürmüştür. Türkiye ise Uluslararası Adalet Divanı içtihatlarını da dikkate alarak, adaların kıta sahanlığına sahip olduğu görüşünü kabul etmemekte, sadece devletin tüm ülkesinin adalardan oluşması halinde adaların kıta sahanlığının hukuki bakımdan kabul edilebilirliği görüşünü savunmaktadır. Türkiye ile Yunan adaları birbirine çok yakın oldukları için Yunanistan karasularını 12 mile çıkardığı zaman Türkiye’nin hareket edebileceği bir alan kalmamış oluyor. Dolayısıyla Ankara’nın resmi görüşüne göre, Türkiye ile Yunanistan arasında kıta sahanlığı sınırlandırmasında ana karalar esas alınmalıdır.

Yunanistan’la Son Zamanlardaki İlişkilerimiz

 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Dendias'ın Twitter'dan paylaştığı makalesine verdiği yanıtta, "Sevgili Niko, işte yeni yıl için dostça bir tavsiye: Başkalarından yardım istemeyi ve Yunan halkının itibarını zedelemeyi bırak. 2021 yılı, doğrudan, samimi ve ciddiyetle konuşarak farklılıklarımızı adil şekilde ele aldığımız bir yıl olsun." ifadelerini kullandı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, paylaşımında, Avrupa ülkelerinin, Türkiye'ye yönelik silah ambargosu konusunu defalarca Avrupa Birliği gündemine taşıdıklarını savunarak, "ABD'nin NATO bütünlüğünü sabote ettiği gerekçesiyle Türkiye'ye yaptırım uyguladığını" iddia etmişti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, düzensiz göçmenlerin Yunan Sahil Güvenlik botu tarafından Türk karasularına itilme anlarına ilişkin videoyu paylaştı. Görüntüde, düzensiz göçmen botunun batma tehlikesi yaşadığı görüldü. Türk karasularına itilen düzensiz göçmenlerin Türk Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarılması da görüntüde yer aldı. Kurtarılanlar arasındaki düzensiz göçmen, "Botta 3 saat geçirdik ve Yunanistan'a ulaştık. Bir bot gördük. Gördüğümüz bot Yunan botuydu Türk botu değildi ve bize yardım edeceklerini düşünerek yardım istedik. Geldiler ve bizi takip etmeye başladılar sonra motorumuzu aldılar ve geri gitmemizi söylediler. Türk Sahil Güvenliği gelip bizi kurtarana kadar bizi takip ettiler" ifadelerini kullandı. Bakan Soylu mesajında, "Yunanistan, masum insanları ölüme itiyor, Avrupa seyrediyor. Türk Sahil Güvenlik Güçleri, can kurtarıyor. Her gün devam eden bu insanlık dışı davranışa ses çıkarmayan Frontex'i ve Avrupa Parlamentosu'nu kınıyoruz" ifadelerini kullandı.

 Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın tatbikat için Ege ve Doğu Akdeniz’de ocak ayı başından şubat ortasına kadar NOTAM yayınlamasına tepki gösterdi. Aksoy, “Yunanistan’ı sağduyuya ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bölgede barış ve istikrarı güçlendirme çabalarımıza katkıda bulunarak sorumlu bir şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Sözcü Aksoy, Yunanistan tarafından Ege ve Doğu Akdeniz’de yayınlanan NOTAM hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi. Yunanistan ile istikşafi görüşmeler başta olmak üzere diyalog kanallarının önkoşulsuz açılması konusunda Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik olmadığını belirten Aksoy, ancak Yunanistan’ın bölgede gerginliği arttırıcı ve kışkırtıcı adımlarının devam ettiğini gördüklerini kaydetti. Türkiye, hafta içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisi için yeni NAVTEX yayınlamıştı. Ancak NAVTEX’in altı aylık süreyi kapsaması ve Antalya Körfezi’nde Türkiye’nin karasularında sınırlı kalması AB çevrelerinde olumlu karşılanmıştı. Türkiye’nin bu adımı Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin başlaması açısından iyi niyet adımı olarak yorumlanırken Atina’nın geniş bir bölgeyi kapsayan NOTAM yayınlaması tepki çekiyor.

SONUÇ:

Türkiye coğrafyasında Yunan güçleriyle en fazla gerginlik yaşanan bölge Bodrum. Çünkü Yunan karasının ve Türk karasının birbirine en yakın olduğu bölgedir, birbirine sadece 26 kilometre uzaklıktadır. Kara parçaları birbirine bu kadar yakın olunca da çatışmalar kaçınılmaz oluyor. Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan karasuları sorununun temelinde Lozan Barış Antlaşması ile Ege Denizi’nde alınan kararların zaman içinde Yunanistan’ın lehine dönmesi yatmaktadır. Yunanistan 1936 yılında tek taraflı Lozan’da 3 mil olarak belirlenen karasularını 6 deniz miline çıkarmış, o dönem Türk-Yunan ilişkilerindeki olumlu hava nedeniyle Türkiye, bu karara itiraz etmemiştir. Türkiye de 1964 yılında Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan’ın Anadolu kıyılarına yakın adaları silahlandırması sonrasında karasularını 6 mile çıkarmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Yunanistan Ege Denizi’nde açık deniz alanı olarak kabul edilen alanların büyük bir kısmını kendi egemenliğine almak için karasularını 12 mile çıkarma girişiminde bulunmuştur. Türkiye de 1976’da Yunanistan’ın bu girişimini savaş sebebi sayacağını ABD’ye bildirmişti. Zamanla soğuyan mesele 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin kıyıdaş ülkelere karasularını 12 deniz miline kadar ilan etme hakkı vermesi ile tekrar gündeme gelmiştir. Anlaşmayı imzalamayan Türkiye, anlaşmanın hükümlerini de kabul etmemektedir. Anlaşmayı imzalayan Yunanistan, 1995 yılında Türkiye’nin taraf olmadığı sözleşmeyi yürürlüğe koydu. Yunan parlamentosu kendi stratejisine uygun olarak Ege’de karasularını 12 mile çıkarma hakkını saklı tuttuğunu ilan etti. Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması ile Türkiye’ye Ege Denizi’nin %10’undan daha az bir alan kalacaktır. Bugün (6 mil esasına göre) Ege Denizi'nin %40'ı Yunan karasularıdır. 12 mile çıkarılması halinde Ege'nin %70'i Yunan karasuları, %10'dan az kısmı Türkiye karasuları haline gelecektir. Açık denizler %51'den %19'a gerileyecektir. Türk askeri uçakları Ege üzerinde serbestçe uçamayacak, tatbikat yapamayacak, balıkçılar avlanamayacak, deniz ulaşımında sorunlar oluşacaktır. Yunanistan'ın karasularını 12 mil olarak uygulaması Türkiye'nin aleyhine bir durum oluşturacaktır. Deniz Kuvvetleri Kurmay Tümamirali Cihat Yaycı’nın da dediği gibi “Ege Denizi’nde karasuları genişliklerinde bir değişikliğe gidilecekse, Lozan Antlaşması kapsamında her iki ülke için de Ege’de 3 millik karasuları genişliğinin uygulanmasının teklif edilmesi uygun olacaktır.”. Ege Denizi, tarihi ve coğrafi özellikleriyle kendine özgü bir denizdir. Bu denizdeki mevcut sorunlar asla birbirinden ayrı olarak ele alınamayacak bir bütün teşkil etmektedir. Kardak Kayalıklarında bir geminin karaya oturmasıyla gündeme gelen egemenliği tartışmalı adalar sorunu, bu bütün içinde çok önemli bir yer tutmaktadır. İki devlet arasındaki sorunların temelinde de, Lozan dengesinin bu bölgeye ilişkin unsurlarının Yunanistan tarafından ihlali yatmaktadır. Zira, Yunanistan bu dengeyi 1936’da Ege’de karasularını 6 mile çıkararak, 1964 yılından itibaren de adaları silahlandırmaya başlayarak bozmuştur.

 Ege’nin tarihi ve coğrafi özelliklerini en iyi Türkiye ve Yunanistan bilmektedir. Bu nedenle üçüncü tarafların çözüme katkıda bulunmasını beklemek yerine, sorunları iki devlet bu sorunları kendi arasında çözmeye çalışmalıdır. Sorunların çözümünden kaçılması sadece büyümesine ve çözülemez hale gelmesine neden olmaktadır. Yunanistan’ın Ege’yi bir Yunan gölü olarak görmesi ve diğer kıyıdaş devlet Türkiye’ye bu denizi kapatmak istemesi, çözüm sürecindeki en büyük engeldir. Bu düşüncenin bir tarafa bırakılması ve hukukun üstünlüğü ilkesinin kabul edilerek çözüm bulunmaya çalışılmalıdır. İki ülke arasındaki gerginlikler yıllardır süregelmekte olduğu için artık duyunca şaşırmaz haldeyiz. Sahil Güvenlik Komutanlığı Ege kıyılarını en iyi şekilde korumaya devam edecektir. Temennimiz iki devletin sorunlarını çözebilmesidir.

ECENAZ DEĞİRMENCİ
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER

KAYNAKÇA:

 https://www.cnnturk.com/dunya/son-dakika-turk-karasularini-ihlal-eden-yunan-botlari-uzaklastirildi

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/kardakta-gerginlik-2-yunan-unsuru-karasularindan-cikartildi-surtme-yasandi-41708543

https://www.cnnturk.com/turkiye/disisleri-bakani-cavusoglundan-dendiasa-yunan-halkinin-itibarini-zedelemeyi-birak

https://www.cnnturk.com/dunya/disisleri-bakanligi-sozcusu-aksoy-yunanistani-sorumlu-sekilde-hareket-etmeye-davet-ediyoruz

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/icisleri-bakani-soylu-yunanistan-masum-insanlari-olume-itiyor-41708566

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/abdde-asi-skandali-41703863?kisa-haber

https://www.aydinlik.com.tr/haber/tumamiral-cihat-yayci-karasulari-3-mile-insin-205463

https://tr.euronews.com/2020/08/26/yunanistan-12-mil-cikisi-ile-turkiye-nin-sinir-uclarina-dokunuyor-gorus

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/turkiye-nin-ege-denizinde-tek-tarafli-meb-ilaninin-kapisi-aralandi/1895936#

Kardak Kayalıklarının Statüsü, Prof. Dr. Yüksel İnan/Doç. Dr. Sertaç H. Başeren, ANKARA, 1997

https://kenttv.net/kardakta-yine-gergin-dakikalar

https://www.haberler.com/kardak-ta-karasuyu-ihlali-yapan-2-yunan-unsuru-13851121-haberi/

https://www.ensonhaber.com/galeri/kardak-krizinin-21-yil-donumu

ve Bodrum Sahil Güvenlik’e teşekkürler.

Yorumlar

Popüler Yayınlar