CORONA VİRÜSÜ NEDEN BİYOLOJİK BİR SALDIRI OLAMAZ?


CORONA VİRÜSÜ NEDEN BİYOLOJİK BİR SALDIRI OLAMAZ?

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’de ortaya çıkan ve 2019’un aralık ayından itibaren iki bin yediyüzü aşkın kişinin ölümüne sebep olan yeni tip virüsün Çin Halk Cumhuriyet’i dışında farklı kıtalarda kırktan fazla ülkeye kısa sürede hızla yayılması, virüsü tüm dünyada küresel boyutta yeni bir ekonomik tehdit unsuru haline getirdi. Küresel ekonomideki %16,4’lük payıyla uluslararası sistemin mevcut dengeleri değiştirebilecek etkin aktörü ve Batı’ya karşı önemli bir alternatif para kaynağı olan Çin’in, enerji arz güvenliğini tesis eden sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile 20.yy’da süper güç Amerika ile girdiği siyasi-iktisadi yarıştan yeni ve kendi hegemonyasını kurmaya hazır çıkışının yarattığı küresel endişeyle salgın, Amerika Birleşik Devletleri’nin biyolojik saldırısı olarak yorumlanırken; virüsün paravan kaynağı olan Çin’den Amerika Birleşik Devletleri’ne sıçraması uzun sürmedi. Virüsün 22 Ocak’tan bu yana çizdiği sürekli dikey seyreden ölüm grafiği, üretim üsleri Çin’de bulunan uluslararası firmaların başta geçici dahi olsa Çin ile ilişkilerini ambargo noktasına getirirken, tedarik zinciri Çin’e dayanan birçok uluslararası şirketin üretim ve iş akışında aksaklıklara hazırlandığını duyurması, düşük maliyetli üretim stratejisi ile ciddi bir parasal gücü elinde bulunduran Çin’i küresel bir talep şokuyla karşı karşıya bırakabilir. Uzun dönemde, virüsün öldürücü etkisi dışında yayılma hızının ve insanlarda yarattığı korkunun yeni bir küresel boyutlu ekonomik krizi tetikleyebileceği bu komplo-iktisadi resimde, virüsün Çin ekonomisinde yaratacağı olası bir daralmanın küresel ekonomideki karşılığı, düşük maliyetli arz eksikliğinden kaynaklanacak enflasyonist bir ortam olacaktır. Virüsün yayılma hızının hala kontrol altına alınamamış olmasının paravan kaynağı Çin üzerinde oluşturacağı maliyet baskısı, zaman içerisinde talep şokunu arz şokuna dönüştürecektir. Öngörülen ölümcül sonuçların gerçekleşmesinden daha korkutucu gözüken uluslararası toplumda artan endişeyle, dünyanın üretim merkezi Çin’in düşük maliyetli üretimine talebin azalması, küresel boyutlu bir maliyet artışını tetikleyecek bu da fiyat artışından kaynaklanacak global bir enflasyonu doğuracaktır. Yaşanacak komplokin ekonomik krizde sonraki özne, üretimde yaşanan küçülmenin Çin’in enerji talebini azaltmasıyla, Çin üretiminin enerji ihtiyacını karşılayan diğer devletler olacaktır.

ÇİN EKONOMİSİNDEKİ OYNAMALAR KÜRESEL EKONOMİ DIŞINDA AMERİKA’YI NASIL OLUMSUZ ETKİLER?

Çin ekonomisinde yaşanacak olası bir daralma, Trump yönetimiyle geçtiğimiz ay imzalanan Birinci Faz Ticaret Anlaşması kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’ne önümüzdeki iki yıl boyunca ürün ve hizmet alımını en az 200 milyar dolar arttırma taahhüdü veren Pekin’i daha karmaşık bir sürece itecektir. Küresel sağlık tehlikesi öncesinde dahi Çin’in bu taahhüdünü yerine getirebileceği konusuna şüpheyle yaklaşılırken, virüsün yol açabileceği iktisadi problemler sonrasında Çin’in alımlarını azaltmasıyla zora düşen ABD’li çiftçiler süreçten daha da olumsuz etkilenecektir. Ocak ayında varılan son anlaşmada baz yıl 2017’de Amerika Birleşik Devletleri’nden 185 milyar doları bulan ithalat gerçekleştiren Çin’in anlaşmaya uyması durumunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin’e ihracatı bu yıl 261,7 milyar dolar, gelecek yıl ise 308,3 milyar dolar olacaktı. Bu dev alımlara ek olarak Çin; bu yıl 76,7 milyar dolar, gelecek yıl da 123,3 milyar dolar ek alım yapacaktı. Sanayi, enerji, ve tarım alanlarında Çin’in taahhüt ettiği alımları gerçekleştirememesi, Amerikan ekonomisinin 1,62 tirilyon dolarlık kısmını oluşturan ihracat payını bu alanlarda alımın yerine getirilemediği ölçüde düşürecektir.



                                                                                                       ÖZLEM ŞAHİN

Yorumlar

Popüler Yayınlar