Mustafa Akıncı’ya Türkiye’den Tepki
Guardian gazetesi tarafından
Mustafa Akıncı’ya “KKTC’nin Kırım gibi bir modelle Türkiye’ye ilhakı için
ne düşündüğü” sorulmuş ve o da “İkinci bir Tayfur Sökmen
olmayacağım” cevabını vermiş. Bu
ülkemizde sert tepki çekmiş, Türkiye’deki birçok siyasetçi, siyasi parti, sivil
toplum kuruluşu ve vatandaşlar tarafından sert tepkiler verilmiştir.
Cumhurbaşkanlığından sert tepki: Türk milleti Mustafa
Akıncı'ya haddini bildirecek
İletişim Başkanı Altun, "Türk milleti, Mustafa
Akıncı‘ya haddini bildirecek; bu hadsizliğin cezasını en ağır biçimde sandıkta
verecektir." dedi.
Altun, açıklamasında şunları kaydetti: "Türk olmayan
muhatapları karşısında misafirliğe gidince şımarıklık yapmaya başlayan çocuklar
gibi davranan bu zatın, Kıbrıs Türkü'nün ve kahraman askerlerimizin canları
pahasına korudukları o koltukta oturmayı hak etmediği ortadadır. Kimsenin bir
karış toprağında gözü olmayan Türkiye Cumhuriyeti, ne yüzlerce yıllık Türk
vatanı olan Kıbrıs'ın, ne de Mavi Vatan'ın kimseye peşkeş çekilmesine asla
müsaade etmeyecektir. Türk milleti, Mustafa Akıncı‘ya haddini bildirecek,
bu hadsizliğin cezasını en ağır biçimde sandıkta verecektir."
Fuat Oktay da tepki gösterdi: Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Fuat Oktay, "Mustafa Akıncı'nın yapmış olduğu açıklamalar oturduğu makama
yakışmayacak ifadelerdir. Küçük hesaplar ve vizyonsuz siyasi yaklaşımlarla
KKTC'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçim malzemesi yapılmasına asla müsaade
edilmeyecektir." dedi.
Mustafa Akıncı’ya KKTC milletvekillerinden de tepki:
Seçim korkusu yaşıyor
KKTC'de Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Halkın Partisi
milletvekilleri Akıncı'nın yaptığı açıklamaları, talihsiz bulduklarını
belirterek, açıklamayı 'seçim korkusu için yapılan bir açıklama' olarak
değerlendirdi. UBP milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, "Cumhurbaşkanı Akıncı
hangi ülkenin başkanı?" diye sordu. Hasipoğlu, "Devletin başının, federal çözüm
olmaz ise temsil ettiği devletin işte o zaman diğer devletler tarafından da
tanınabileceği hiç aklının ucundan geçmez mi? Bir cumhurbaşkanı kendi
devletinden bu kadar mı umutsuz olur? Neden bir korku olarak Türkiye'ye ilhak
gibi konuları gündeme getiriyor? Böyle bir gündem yok.
Sırf seçimler için böyle bir gündem yaratılıyor" dedi. Akıncı'nın halkı
bölüp kendine göre bir seçim propagandası yapmaya çalıştığını ifade eden
Hasipoğlu, "KKTC halkı, Anavatan
Türkiye ile etle tırnak gibidir. Beraber yürüyecektir yoluna." dedi.
KKTC'nin geleceğinin Akıncı ile tehlikede olduğu mesajını verdi.
Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu da
Akıncı'nın bir oyun oynayarak seçim öncesinde tansiyonu tırmandırmak istediğine
dikkat çekti. Manavoğlu, "Akıncı tansiyonu yükseltiyor. Bazı oyları
kendisine çekmek için böyle konuşuyor. Bu konuları gündeme getirmek ülkemiz
için doğru değil. Daha dikkatli olmalı Akıncı. Kıbrıs Türk halkının, cumhurbaşkanı
makamında oturacak insanda beklediği, Türkiye ile ilişkilerin iyi olmasıdır.
Türkiye ile birlikte yan yana olan bir cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı
makamında olmalı" dedi.
UBP Milletvekili Hamza Ersan Saner, Akıncı'nın seçimleri
kaybetme kaygısı içerisine girdiğini ifade etti. "Akıncı'nın
açıklamaları seçim korkusu ile yapılmış bir açıklama. Soldaki rakipleri ile
arasındaki oy farkı için böyle davranıyor" dedi.
KKTC'nin gündeminde Türkiye'ye bağlanma gibi bir durumun olmadığını anlatan Saner şöyle konuştu:
"Ortamı manipüle etmek için böyle bir cümle kuruyor. Kıbrıs'ta iki ayrı devleti de Akıncı'dır bahseden. Akıncı, neyi konuştuğunu iyi bilmeli. Akıncı kullandığı kelimeleri iyi seçmeli. Çünkü Kıbrıs Türk Halkı, Anavatan Türkiye ile yoluna devam edecektir. Eğer Türkiye ilhak isteseydi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Ada'nın tümünü alırdı. Bu tip davranışlar Türkiye ile aramızı bozmaktan öteye gitmez. Cumhurbaşkanlığı konumunda olan bir kişi Kıbrıs Türk Halkı'nın çıkarını korumalı, seçim için açıklamalar yapmamalı."
KKTC'nin gündeminde Türkiye'ye bağlanma gibi bir durumun olmadığını anlatan Saner şöyle konuştu:
"Ortamı manipüle etmek için böyle bir cümle kuruyor. Kıbrıs'ta iki ayrı devleti de Akıncı'dır bahseden. Akıncı, neyi konuştuğunu iyi bilmeli. Akıncı kullandığı kelimeleri iyi seçmeli. Çünkü Kıbrıs Türk Halkı, Anavatan Türkiye ile yoluna devam edecektir. Eğer Türkiye ilhak isteseydi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Ada'nın tümünü alırdı. Bu tip davranışlar Türkiye ile aramızı bozmaktan öteye gitmez. Cumhurbaşkanlığı konumunda olan bir kişi Kıbrıs Türk Halkı'nın çıkarını korumalı, seçim için açıklamalar yapmamalı."
Van'da,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı hakkında
The Guardian'a verdiği demeçle ilgili suç duyurusunda bulunuldu: "Mustafa
Akıncı'nın verdiği röportaja konu edilen ve tespitlerle yüzyıllardır Türk yurdu
olan KKTC ve ülkemiz vatandaşlarının ortak çıkarlarının hedef alındığı açıktır.
Türk düşmanlarını sevindirecek bu ifadelerin iki ülke çıkarlarını öteleyen ve
üçüncü taraf ülkeler nezdinde gereksiz bir tartışmaya mahal verecek
niteliktedir. Mustafa Akıncı'nın makamı göz önüne bulundurulduğunda tespitlerin
ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemeyeceği ve onarılması güç sonuçlar
doğurarak her iki ülkenin de bağımsızlığına halel getireceği düşüncesiyle bir
Türk vatandaşı olarak Mustafa Akıncı'dan şikayetçiyim." Akıncı, bu
tepkilerden sonra yaptığı açıklamada haklı olduğunun bir kez daha ortaya
çıktığını söyledi
.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın
ofisinden, Kıbrıslı Türklerin ilhaka karşı olduğunu söylemesi sonrası gelen
tepkilere karşı yeni bir açıklama yapıldı: Son yaşananlar eskiden beri Türkiye
ile kişilikli ve eşitlikçi bir ilişki kurmanın gerekli olduğunu savunan Sayın
Cumhurbaşkanımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Kıbrıslı Türklerin laik, demokratik ve çoğulcu kimliği
korumak istediklerini söyleyip Türkiye’ye bağlanma ihtimalini ‘korkunç’ niye
niteleyince Ankara’nın tepkisini çeken KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı,
kendisine yöneltilen hakaret ve tehditlerin ardından yeni bir açıklama yaptı.
Akıncı’nın ofisinden yapılan açıklamada, Türkiye’deki bazı televizyon
kanallarının yayınları eleştirilerek, “Son yaşananlar eskiden beri Türkiye ile
kişilikli ve eşitlikçi bir ilişki kurmanın gerekli olduğunu savunan Sayın
Cumhurbaşkanımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır”
denildi.
Akıncı’nın söyleşisi ve ardından gelen tepkiler, Kıbrıs
siyasetinde yankı bulmaya da devam ediyor. Kıbrıs Türk Sağı ve milliyetçi,
çözüm karşıtı kesimler Ankara’nın tepkilerine destek çıkarken, toplumun çözüm
yanlısı kesimleri de cumhurbaşkanına destek mesajları göndermeye devam ediyor.
Ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi başta olmak üzere birçok siyasi
oluşum, sendika, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş, Akıncı’ya yönelik tepkilere
ve tehditlere karşı çıkmıştı.
Tayfur Sökmen’in ailesi, Cumhurbaşkanı Akıncı’dan özür
bekliyor
Hatay’ın ana vatana katılmadan önceki ilk ve tek Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in ailesi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım.” ifadeleri için özür beklediğini duyurdu. Sökmen’in torunu Mehmet Mursaloğlu, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, bir Türk Devleti Cumhurbaşkanının bu şekilde açıklama yapmasının akla ve mantığa sığmadığını söyledi. Akıncı’nın daha sınır ötesi operasyonla ilgili açıklamalarını da anımsatan Mursaloğlu, “Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Türk halkından ve Hataylılardan özür dilemek mecburiyetindedir. Akıncı, değil Tayfur Sökmen, onun yarısı olamaz. Çünkü o devlet adamıydı. Kıbrıslı kardeşlerimiz hiç üzülmesinler, Kıbrıs’la biz kardeşiz. Akıncı’yı bu talihsiz açıklamasından dolayı kınıyorum.” diye konuştu. Mursaloğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın geçmişe bakıp, tarihten ders alması gerektiğini kaydetti.
Hatay’ın ana vatana katılmadan önceki ilk ve tek Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in ailesi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım.” ifadeleri için özür beklediğini duyurdu. Sökmen’in torunu Mehmet Mursaloğlu, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, bir Türk Devleti Cumhurbaşkanının bu şekilde açıklama yapmasının akla ve mantığa sığmadığını söyledi. Akıncı’nın daha sınır ötesi operasyonla ilgili açıklamalarını da anımsatan Mursaloğlu, “Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Türk halkından ve Hataylılardan özür dilemek mecburiyetindedir. Akıncı, değil Tayfur Sökmen, onun yarısı olamaz. Çünkü o devlet adamıydı. Kıbrıslı kardeşlerimiz hiç üzülmesinler, Kıbrıs’la biz kardeşiz. Akıncı’yı bu talihsiz açıklamasından dolayı kınıyorum.” diye konuştu. Mursaloğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın geçmişe bakıp, tarihten ders alması gerektiğini kaydetti.
SONUÇ:
Türkiye’nin Doğu Akdeniz
politikası aleyhine yapılan bu açıklamaları Türkiye Cumhuriyeti Mustafa
Akıncı’ya yakıştıramamıştır ve kabul edilmesi söz konusu değildir. Aynı zamanda
Mustafa Akıncı’nın bu sözleri uluslararası arenada yankı uyandırmış Türkiye Cumhuriyeti’nin
Doğu Akdeniz politikasının itibarsızlaştırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Mustafa
Akıncı açısından bakacak olursak bu açıklamalar yaklaşan seçimlerde oylarının
düşebileceğini söylemek mümkündür. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı bunu daha az incitici bir ifade ile
dile getirebilirdi.
Ama cümle o şekilde ifade edilince Türkiye’deki
milliyetçi, ulusalcı herkes ayaklandı. Ankara’da tepkisini sert
bir şekilde ortaya koymuştur. Mustafa Akıncı yaklaşan seçimler doğrultusunda ve
bazı büyük devletlerin etkisi altında kalarak Kuzey Kıbrıs’ın bazı azınlık
kesimlerini de etkilemeye çalışmış fakat başarılı olamamış aksine
Kıbrıslılardan da tepki toplamıştır.
Ortada Türk halkının vermiş olduğu aşırı bir tepki var.
Tayfur Sökmen’e karşı söylemiş olduğu sözler uygun değildir. Tayfur Sökmen,
Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti Devletine katılması için çok büyük mücadeleler
vermiştir. Onun sayesinde Hatay Türkiye’ye katılmıştır. O topraklar kolay kazanılmadı
ve kolay da verilemez. Benim fikrimce %65 oy almış
bir cumhurbaşkanı sözlerini seçerek konuşmalı ve makamına uygun hareket
etmelidir. Bu açıklama ile bazı güçlü devletlerin Türkiye’nin bu dönemde en
önemli dış politika konusu olan Doğu Akdeniz sorununa karşı bir hamle olarak
görülebilir. Geçmişte yaşanmış olan ve Kıbrıs Türklerinin yaşamış olduğu acılar
ve KKTC’nin başına geçen cumhurbaşkanı bu olayları unutmamalıdır. Kanlı Noel
baskını, Kumsal baskını, öldürülen katledilen Kıbrıslı Türkler ve o harekatta
şehit olan 498 Türk Askeri ve 300 Kıbrıslı Mücahid’in ve Dr. Fazıl Küçük,
Kıbrıs’ın kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kemikleri sızlatılmıştır.
Onların aziz hatıralarına saygısızlık yapılmıştır. Böyle bir olay
tekrarlanmamalıdır. Her şeye ve herkese rağmen, Kıbrıs Türktür ve Türk
kalacaktır.
Ecenaz Değirmenci
Siyaset Bilimi ve Uluslararası
İlişkiler Bölümü
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Yorumlar
Yorum Gönder