SON DAKİKA ABD-TÜRKİYE GÜNDEMİ
Dünya’nın
büyük bir küresel gücü olan ABD’nin özellikle dış politika konusunda almış
olduğu kararlar, belirsiz hamleleri ve tavrı, dış politikada belirsizliğe
ve uluslararası istikrarsızlığa sebep
olmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti ve ABD arasında 1926’dan itibaren başlayan resmi
ilişkiler günümüzde de sürekliliğini korumakta ancak aralarında ki ilişki bazen
dostça bazen düşmanca devam etmektedir.
ABD ve
Türkiye arasında geçmiş yıllarda birçok kez krizler yaşanmış, aralarında ki
ilişki bazı dönemler kesilmiş olsa da bir yumuşama ile tekrar iyi ilişkiler
inşa etmeye çaba gösterilmiştir. ABD, Türkiye’yi 1952’den beri bir NATO üyesi
olan stratejik ve güvenlik ortağı olarak görmekte, Türkiye’yi bölgesel ve
küresel istikrar ve güvenlik için çok önemli olan eksen ülke ilan etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti ise ABD’yi stratejik ortak, çok boyutlu, karşılıklı saygı,
çıkarlara dayalı bir ilişki olarak tanımlamakta ve ulusal güvenliğine ve toprak
bütünlüğüne karşı yapılan tehditlere göz yuman ve bu tehditlere desten veren bir
küresel güç olarak görmektedir.
ABD ve
Türkiye ilişkilerindeki bozulma özellikle 2011’de Suriye’de iç savaşın
başlamasıyla daha belirgin bir hale gelmiştir. Suriye’nin bölünmesine ve
kuzeyinde kendisinin ve İsrail Devleti’nin çıkarlarını korumak ve Orta Doğu’da
daha aktif olabilmek için kukla bir Kürt devletinin kurulmasını istemekte olup
PYD/YPG’ye destek vermesi sebepleriyle Türkiye ile ilişkilerinde ciddi bir
gerginlik yaşanmaktadır.
Dış
politikada alınan kararlar, yapılan başarılı operasyonlar ve harekatlar ile
Türkiye, küresel terör tehditlerine karşı toprak bütünlüğünü ve ulusal
güvenliğini sağlamak için askeri ve diplomatik hamleler yapmış, Amerika ile
uzlaşma yoluna da gitmiştir. Ancak iki ülke arasında karşılıklı güven eksikliği
ve derinleşen fikir ayrılıkları var olmaya devam etmektedir. İki ülke
arasındaki ilişkiler sürekli inişli çıkışlı bir yol almaktadır. Aralarındaki
ilişkileri dinamitleyen ve baltalayan birçok olay yaşanmaktadır.
Son 24 saat
içerisinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Kongresi’nin 1915
Ermeni olaylarını Soykırım olarak tanıyan tasarının kabul edilmesine ve
yaptırım tehditlerine tepki göstererek, "Bu
eylemler müttefiklik ilişkilerimizin ruhuyla bağdaşmadığı gibi ABD yönetimi ile
17 Ekim tarihinde Suriye konusunda varılan mutabakata da aykırıdır. Gerekirse
İncirlik ve Kürecik'i kapatırız" sözlerini kullanmıştır.
Katıldığı
televizyon programında ‘’Kararı alsanız ne yazar. Burada aldığınız kararların
bir kıymet-i harbiyesi yok. Sizin aldığınız kararlar siyasidir. Biz belgeleri
açıyoruz, buyurun siz de açın’’ dedi ve 17 Ekim tarihinde Suriye konusunda
varılan mutabaka da aykırı olduğunu, Amerika Türkiye ilişkilerinin, ABD’nin
siyasi dinamikleri için harcanamayacak derecede değerli olduğunu, ABD
Kongresi’nin ilişkilerimizin özüyle ilgili olmayan meseleleri iç siyaset
malzemesi yapmaya son vermeye, müttefiklik ve ortaklık ilişkilerimize uygun bir
şekilde davranmaya davet ettiğini belirtti.
Yapılan açıklamalarda Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini karşılıklı saygı ve ortaklık çerçevesinde devam ettirmek istediği belirgin olup, yapılan harekatın Türkiye’nin ulusal güvenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı tehdit olduğunun bu nedenlerden ötürü küresel terör örgütlerine karşı mücadele tam ve devamlı olacaktır.
Ermeni meselesiyle alakalı "Sözde Ermeni Soykırımı" konusunda ise bizim bir milyon üzerindeki belgeleri açtığımız, belgelerimizin açık olduğunu tarihçilerin, hukukçuların, arkeologlar tarafından gelip incelenmesi, onların da açmasını ve bütün herkesin arşivlerini kullanması gerektiği sözleri kullanılmıştır. Çünkü bu karar siyasetçilerin verebileceği bir karar değildir, bu karar her şeyden önce tarihçilerin yapacağı inceleme, araştırma neticesinde, hukukçuların ve arkeologların yapacağı inceleme araştırma neticesinde ortaya çıkacaktır denmiştir.
SONUÇ
Sonuç olarak ABD Orta Doğu’da ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin uyguladığı dış politikadan rahatsızlık ve endişe duyup Türkiye’yi ekonomik ve siyasi olarak iç politikada ve dış politikada zor duruma düşürmeye çalışmaktadır. Türkiye ise jeopolitik konumu ve bölgedeki tarihi geçmişi gereği aktif ve etkin rol oynamayı istemekte, bölgesel güç olarak ön planda kalmayı amaçlamaktadır. Bölgedeki etnik ve mezhep çatışmaları, istikrarsızlık, bitmek bilmeyen bir savaş, gelmeyen barış Türkiye’yi etkilemektedir. Sayısı üç buçuk milyona varan Suriyeli mülteciler ve ayrılıkçı terör ülke güvenliğine en büyük tehdidi oluşturmaktadır. Bu sebeple Türkiye ve Amerika kendi güvenlik ve ulusal çıkarları konusunda keskin ve birbirlerine ters düşen kararlar almakta ve uygulamaktadırlar.
Dış politikada düşman sayısının azaltılırken komşu sayısının arttırılması politikasını izleyen Türkiye her iki tarafın çıkarları ve güvenliği sağlandığı taktirde ılımlı bir politika ve ortaklık ilişkileri devam ettirmeyi hedeflemektedir. Bölgesel ve etkin güç olmakta olan Türkiye’yi gözden çıkaramayacak olan Amerika yönetimi de Türkiye ile iyi ilişkiler kurmayı hedef alan ve ortak çıkarları önceliği olan bir dış politika izleyecektir.
-DR. ZAFER PARLAK ‘’TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ: KISA TARİHÇE VE
GÜNÜMÜZ’’
Yorumlar
Yorum Gönder