ORTA DOĞU'NUN EN ZENGİN ÜLKESİ SUUDİ ARABİSTAN ve AÇLIĞIN PENÇESİNDEKİ YEMEN
Sürpriz bir biçimde mezhep ayrılıkları yüzünden başlamış bir iç savaştır. Arkasında bir tarafta Suudi Arabistan, ABD ve İngiltere, diğer tarafta İran, Rusya ve Çin bulunan ve El-Kaide, İşid, Hizbullah gibi terör örgütlerinin her geçen gün güç ve taban kazanmakta olduğu İslam dünyasında ki bir başka mezhep savaşıdır. Suudi Arabistan'nın 26 Mart 2015'te başlattığı işgal girişiminin dördüncü yılındayız. Meşru hükümeti kurma iddiası ile başlatılan girişim Arabistan için tam bir fiyaskoya dönmüştür. Dört yıldır devam eden hava saldırılarında Riyad yönetimi deklare ettiği hiç bir hedefine ulaşamamıştır. Saldırılar sadece sivil katliamlarına sebep olmuştur. 2018'de ki verilere göre yaklaşık olarak 30.000 insan hayatını kaybetmiştir. Suudi Arabistan'ın hedef göstermeksizin gerçekleştirdiği saldırılar sivilleri en çokta çocukları hedef almıştır. BM çocuklara yardım fonu UNICEF'in verilerine göre ülkede 2017 yılı boyunca her gün en az 5 çocuk yaşamını yitirmiştir. Yine aynı saldırılar sebebi ile kolera ve difteri salgını baş göstermiştir. Ayrıca Suudi Arabistan'ın saldırıları ülkede zaten süren fakirliği daha da arttırmıştır. Verilere göre ağır yetersiz beslenme sorunu 3 yılda 2 katına çıkmıştır.
Mart 2015'ten beri süren saldırı nedeni ile ülkede en az 2640 eğitim kurumu zarar görmüştür. Bunların en az 293'ü tamamen yıkılmıştır. Geri kalan kurumlarda ise hasar oldukça büyüktür. Bu neden ile ülkede eğitim devam edememektedir. Sadece okullar değil sağlık kuruluşları ve ibadethaneler de Suudi'lerin hedefi olmuştur. Şii olmasıyla bilinen Husi grubunun Yemen'in büyük bir kısmında güç kazanarak otoritesini arttırması Sunni Suudileri rahatsız etmiştir. Suudi Arabistan yönetimi Yemen devletinden Husilere yönelik daha sert önlemler almasını isterken Kuzey ve Güney Yemen devletlerinin birleşmesi ile konumları zayıflayan Husiler de kendi siyasal bilinçlerini yükseltmek için çalışmalar başlatmıştır.
2011-2014
11 Şubat 2011'de Yemen'de gösteriler başlamıştır. Ülkede yaşanan halk hareketi sonrasında
Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih görevi bırakmıştır. 2012 Şubat ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve kurulan Ulusal Geçiş Konseyi hükümeti ile geçiş süreci başlamıştır.
18 Mart 2013'te Birleşmiş Milletler ve Körfez İş Birliği Konseyi'nin (KİK) girişimi ile 22 üyeli bir kurul oluşturulmuştur.
2 Şubat 2014'te Yemen'in 6 federal bölgeye ayrılmasına karar verilmiştir. Sürecin ardından Husiler, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadiye hükümeti feshetesi ve yerine Ulusal Birlik Hükümeti kurulması yönünde baskı uygulamıştır. Husiler 21 Eylül'de başkent Sana'yı ele geçirdi.
2015-2017
17 Ocak 2015'te Husiler Hadi'nin ofis müdürü Ahmed Avad Mübarek'i kaçırmıştır. Husiler 20 Ocak'ta Hadi'nin konutu ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı kuşattı. Hadi, 22 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı.
BMGK, 16 Şubat'ta Husilere, Sana'da hükümet ve güvenlik kurumlarında silahlı güçlerini çekme çağrısı yapmıştır. Hadi, 21 Şubat'ta Aden'e gitti. Hadi yanlısı güçler ile Husiler arasında 1 Mart'ta çatışmalar başladı.
26 Mart'ta Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan koalisyon, Hadi'nin talebi üzerine Husiler ve Salih yanlısı güçlere yönelik operasyon başlatmıştır.
Kuveyt'te 21 Nisan-6 Ağustos 2016'da 90 gün süren Yemen müzakereleri sonuçsuz kalmıştır. Eski Yemen Cumhurbaşkanı Salih 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından öldürülmüştür.
Yemen'de ki bu direniş ise her şeye rağmen devam etmektedir. Bu saldırıların 3. yılında Yemen, Suudi Arabistan'a balistik füzelerle hava sadırısı düzenlemiştir. Suudi Arabistan hava savunma sistemi ile bu hava saldırılarının çoğunu engellemiştir. Suudi Arabistan Yemen'e hava saldırılarını devam ettirirken karada ise terör örgütü El-Kaide bulunmaktadır.
Terör örgütü El-Kaide'nin varlığı bu işgalden sonra 4 kat artmıştır. Hollanda Dış İşleri Bakanlığı ise Yemen'de ki El-Kaideli teröristlerin Arabistan tarafından desteklendiğini belirtmektedir. Suudi Arabistan'ın saldırılarının en büyük destekçisinin ABD olduğu düşünlmektedir. Bunun sebebi ise muhtemelen Yemen'in ABD için iki açıdan önemli olmasıdır. Birinci bu ülkede ki El-Kaide yapılanması ile mücadele ve bu mücadeleyi bir model olarak bölgeye yaymak; ikincisi ise Yemen'in ABD-Suudi Arabistan ilişkilerine potansiyel etkisidir.
SONUÇ;
Dünya ise Yemen'de ki katliamlara ve insan hakları ihlallerine karşı üç maymunu oynamayı sürdürmektedir. Suudi rejimleri Yemen'de uluslararası kanunlarla belirlenmiş olan 316 insan hakkı kuralını ihlal etmiştir. Olan yine ülkenin çocuklarına, masum sivillerine ve geleceğine olmaktadır. Bu iç savaş sözde Arap Baharı'nın ''özgürleştirdiği'' bir başka islam ülkesinde gerçekleşmektedir. Konu şiddet,kan,baskı ve mezhepçilik olunca müslüman toplumları silahlandırıp birbirine saldırıltmanın çok kolay olduğunun bir başka örneğidir. İster yıllar geçsin ister yüzyıllar geçsin savaşta yine burda da olduğu gibi yıkılan şeyler okul,ev, ve hastaneler değil o yıkıntılar altında kalan çocukların hayalleri ve geleceğidir.
RİM ATASOY
BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
KAYNAKÇA;
-ANADOLU AJANSI/ DEVRİMDEN İÇ SAVAŞA YEMEN'DE YAŞANANLAR-2018 İNSAMER
-ÇÖKEN DEVLETİN ENKAZINDA BARIŞ ARAYAN BİR HALK DEVRİMDEN ASKERİ MÜDAHALEYE YEMEN- VEYSEL KURT
Yorumlar
Yorum Gönder