KUZEYDEN GÜNEYE AFRİKA


 Afrika adı, Kartaca’ya ilk defa ayak basan Romalılarca “Afri” veya “Africani” denilen oymakların adından esinlenilmiştir. Afrika adı bu ülkeye “Pön” savaşları sırasında verilmiştir. O zamana kadar Yunanlı yazarlar bu kıtaya “Libya” yani “Lebular Diyarı” derlerdi. Fakat MS I yy sonlarında bu isim bütün kıta için kullanılmaya başlandı. Afrika Bölgesi kendi içinde Kuzey Afrika ve Güney Afrika (Sahra Altı Afrika) olarak ikiye ayrılmıştır.
Dünya’nın en sıcak kıtası olarak bilinmektedir.Bölge bölge iklim değişiklik göstermektedir. Kuzey bölgesi çöl ve kuraktır, orta ve güney bölgesinde yağmur ormanları vardır. Afrika, yüzölçümü ve nüfus yoğunluğu açısından dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır. Kendisine bitişik kabul edilen adalar ile birlikte 30,8 milyon km²'lik alanı ile dünya yüzölçümünün %6'sını ve dünya üzerindeki toprakların %24,4'ünü kapsar. 1 milyar kişilik nüfusuyla dünya nüfusunun %15'ini barındırır. Afrika, kuzeyde Akdeniz, güneyde Hint Okyanusu, batıda Atlas Okyanusu, doğuda Sina Yarımadası, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı ile çevrelenmiştir. Madagaskar'ı ve çeşitli takımadaları bünyesinde barındırır. Kıtada 54 adet diplomatik olarak tanınmış bağımsız devlet, dokuz bölge ve 3 adet de sınırlı tanınmış devlet bulunur.

AFRİKA'NIN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI
 Bugün en çok karşılaşılan büyük ve ciddi insanlık sorunları oluşturan yiyecek güvenliğinin olmaması başka bir deyişle açlık krizi, sağlık ve eğitim hizmetlerinin gelişimi üzerindeki baskılar, kaynak yetersizliği ve yetersiz alt yapı özellikle Sahra Alt Afrika’yı tarif etmektedir. Bu olumsuz koşullar Afrika Kıtası’nda yaşanan çatışmaların ve ekonomik-politik istikrarsızlığın belki de en temel etkenlerinden bir kaçını oluşturmaktadır.Neredeyse 900.000 nüfusa ulaşan Sahra Altı Afrika günümüz yüzyılının ortasında iki katına çıkacağı ve yüzyıl sonunda ise 4 katına çıkacağı tahmin edilmektedir (UN,2013a).Bu tahmin de göz önünde bulundurularak ileriki dönemlerde etkin politikalar uygulanmadığı taktirde kıta genelinde nüfus baskısının yarattığı problemlerin daha da artabileceğini göstermektedir.Afrika’nın pek çok ülkesinde kadınlar 14 yaşında hatta daha küçük yaşta evlendirilmektedir.Toplumsal norm olarak evlilik, kadınlar üzerinde çocuk sahibi olması için sosyal baskı uygulanmaktadır.Kaç tane çocuk olacağından kadınların söz sahibi yoktur.Bu yüzden nüfus oranın artışı yetersizliğe yol açtığı gibi özellikle çocuk ölümlerine de sebep olmaktadır.Afrika 5 yaş altı ölüm hızları bakımından dünyanın en dramatik bölgesi konumundadır.Gelişmemişliğin verdiği sebebten dolayı sağlık hizmetlerinde eksiklikler mevcuttur.Sıtma hastalığının yaygın olduğu bilenen Afrika’da her yıl yaklaşık 1 milyon 5 yaş altı çocuk ölümü gerçekleşmektedir.

Günümüzde Afrika denildiği zaman akla “ yoksulluk, hastalık ve savaş” gelmektedir.Bu olgu araştırmacılar, batı medyası ve devlete bağlı olmayan kuruluşlar tarafından insanların zihinlerine yerleştirilmiştir.Eski dönemlerde, Afrika kıtasının toprakları hem tarımsal üretim hem de maden endüstrisi açısından değerli olup ayrıca dünya ticaret merkezlerinden biriydi. Ancak emperyalizmin yağmalama operasyonundan sonra bu kıta zor şartlara sürüklenmiştir. Afrika petrol,elmas,altın,demir,kobalt,uranyum,bakır,gümüş gibi önemli doğal kaynaklara sahiptir. Ayrıca ağaçlar ve tropikal meyvelerle dolu bir kıtadır.Pamuk ve kakao büyük önem taşır.Temel geçim kaynakları avcılıktır. Fakat alt yapı eksikliğinden dolayı keşfedilmemiş pek çok kaynak vardır.Bir çok zenginliğe sahip olmasına rağmen kullamadıkları için Afrika ülkeleri fakir ve en gelişmemiş ülkeler olarak görülmektedir.Bunun sebebi, çok zor şartlardan sonra amaçları yaşamakta oldukları sorunlara çözüm bulmaktır.Araştırmacılar ve politika yapıcılar Afrika sorunlarına yoğunlaşmışlardır. Afrika liderleri de halka “Bu sorunları çözeceğiz” diye daima söz vermektedir.
SONUÇ;
Her ne kadar yoksulluk, hastalık ve açlıkla savaşan bir kıta olsa da bazı ülkelerinin gelişmekte olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir.Zor şartlardan geçen bu kıtanın geçmişten ders çıkararak yavaşta olsa ilerlediğini görebiliriz.Kıtanın ülkeleri hem bölge ülkelerle arasındaki iş birliğini kuvvetlendirmek hem de uluslararası alanda bölgelerini temsil etmek ve iyi bir düzeye getirmek için çeşitli uluslararası örgütlerle bağlar kurmaktadır.Afrika Birliği’ni kurarak bölgedeki istikrar ve insan hakları ihlallerini durdurmayı hedeflemektedir.Bir Afrika atasözü der ki; Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne, gücüne güvenmemeli…Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.

                                                                                                               SELAY KAYA
                                                                                                BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU

KAYNAKÇA 
-Nüfus Bilim Dergisi/Turkish Journal Of Population Studies 2013 
-Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü 
-V. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi-Bildiriler Kitabı 2 
                                                         

Yorumlar

Popüler Yayınlar