KORE YARIMADASI




Kore, Asya’nın doğusunda bulunan bir yarımadadır. Doğusunda Japon Denizi, batısında Sarı Deniz, kuzeyinde Mançurya, güneyinde ise Kore boğazı bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyi dağlık ve doğal kaynaklar bakımından zengindir, güneyi ise geniş düzlüklerden oluşmaktadır. M.Ö. 3000 yılına kadar uzanan tarihi boyunca bölgede birçok krallık, hanedanlık kurulmuş ancak ülkenin bulunduğu konum dolayısıyla birçok kez istilaya uğramışlar; Çin, Japonya gibi devletlerin himayesi altına girmişlerdir.

Yakın tarihte Kore, 1905 Rus-Japon savaşından Rusların yenilgiyle çıkması sonucu, Japonya tarafından işgal edilmiş ve bu durum 1945 yılına kadar sürmüştür.  Bu durum dünya haritasının yeniden çizildiği 1940’lı yıllarda gerçekleştirilen  Kahire, Tahran, Yalta ve Potsdam Konferanslarına katılan ABD, SSCB, İngiltere ve Çin’i temsil eden üst düzey devlet adamlarının İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulacak yeni düzen hakkında konuşurken Kore’nin de siyasi durumu hakkında konuşmaları neticesinde değişecekti. 15 Ağustos 1945 yılında Japonya’nın yarımadadan çekilmesiyle birlikte 38. paralelin kuzeyi SSCB tarafından, güneyi ise ABD tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra 1948 yılında 38. paralelin kuzeyinde SSCB etkisinde başkenti Pyonyang olan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneyinde ise ABD etkisinde başkenti Seul olan Kore Cumhuriyeti kurulmuştur.

Kurulan iki devlet de karşı tarafa kendi görüşünü kabul ettirebilmek amacıyla bazı politikalar benimsemişlerdir ancak bu durum sonuç vermeyince 25 Haziran 1950 tarihinde Kuzey Kore tarafından Güney Kore’ye savaş açılmıştır. Bu savaş 3 yıl sürmüş ve milyonlarca insanın ölümüne neden olmasına rağmen yine bir sonuca ulaşılamamış ve ateşkes anlaşmasıyla birlikte son bulmuştur.

Ayrıca Çin ve bölgedeki devletler için Kore bazı stratejik önemlere sahiptir. Çin, bölgenin geniş düzlükleri bulunması sayesinde Mançurya bölgesini kontrol edebilmesi, düşmanı Japonya’nın büyümesini engelleyebilmesi ve denizleri kontrol edebilmesi açısından bölgeyi önemsemektedir. Rusya ise sıcak denizlere inme politikasını bölgenin limanları sayesinde gerçekleştirebilecek olduğundan bölgeyi önemli görmektedir. Japonya için bölge, onu anakaraya bağlayabilecek olması dolayısıyla önemlidir. Bu gibi nedenler dolayısıyla Kore Yarımadası, bölgedeki güç dengesini önemli ölçüde etkileyebilecek bir ülke konumundadır.

Sonuç olarak geçmişte bazı devletlerin himayesi altında kalan Kore’nin ikinci dünya savaşı sonrası bağımsız iki devlet olarak ortaya çıkışı uluslararası arenada bazı değişikliklere yol açmıştır. Daha önceden ABD tarafından pek önemsenmeyen bölge, ikinci dünya savaşı sonrası dönemde iki kutuplu dünyanın şekillenmesinde kuzey kısmı SSCB’yi güney kısmı ise ABD’yi destekleyerek rol oynamıştır. Ayrıca 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte dünyanın tek kutuplu bir hal almasından sonra özellikle günümüzde Çin’in yükselişiyle beraber bölge ABD için oldukça önemli hale gelmiştir. Bunun sebebi Çin’in ticaret gemilerinin ve ayrıca donanmalarının bölge denizinden çıkabilmesi ve küresel alanda kendini gösterebilmesi için Japonya ve Kore’nin sahip olduğu deniz yolunu kullanması gerektiğidir. Bundan dolayı, ABD Çin’e karşı politikalarını sürdürebilmek ve bölgeyi kontrol altında tutabilmek için Güney Kore ile yakın ilişkiler yürütmektedir.


                                                                                                        SEMA GÜNEL
                                                                                      BÖLGESEL ANALİZ TOPLULUĞU
                                                                                 MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ



KAYNAKÇA:

-James E. Hoare, Susan Pares, “Conflict in Korea: An Encyclopedia”, ABC-CLIO, 1999
-Mehmet Kürşad Ordu, “Amerikan Kamuoyunda Kore Harbi”, 2009
-“Ateşkesin 60’ıncıYıl Dönümünde Kore Savaşı”, 2016
-Tuna Baltacıoğlu, “Savaş İçinde Barış Kore Savaşı Anıları”
-http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/oguz-celikkol/kore-niye-onemli-40829252

Yorumlar

Popüler Yayınlar