G20’DE NELER OLDU?
Dünya’da ki en gelişmiş 20 ekonomiyi 1999’dan beri bir araya toplayan G20 zirvesi Japonya’nın Osaka kentinde gerçekleştirildi . Dünyanın dört bir yanından 2 binden fazla gazetecinin takip ettiği zirveye, 37 devlet ve hükümet başkanı ve aralarında Avrupa Birliği'nden de delegelerin yer aldığı yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Zirve çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, dünya siyasetine yön veren çok sayıda ülkenin lideriyle görüşmeler yaptı. Bu tür çok kutuplu zirve toplantıları gerek dünya meselelerinin gerekse ikili ilişkilerin görüşülmesine imkân sağlayan faydalı platformlardır. İlk toplantılarda sadece ülkelerin ekonomi bakanlarının katıldığı bu toplantıya ülke liderlerinin katılımlarıyla önemi arttı. Bu zirve Türkiye de 2015 yılında Antalya şehrinde gerçekleştirilmişti. Resmi gündemde ticaret, yapay zeka, kadınların güçlenmesi ve iklim değişikliği gibi konular yer aldı. Türkiye tarafındaysa en önemli konu Amerika ile S-400 krizinin çözülebilmesi ve yaptırımlardan kurtulmanın yanında Doğu Akdeniz konusu ve iki ülke ilişkileri . Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika Birleşik devletleri yaptırımlarıyla alakalı Donald Trump ile bugüne kadar yaptığı görüşmelerde ABD'nin yaptırım uygulayacağını izlenimini almadığını vurguladı.
Japonya’nın ev sahipliğinde Osaka kentinde iki gün süren G20 Liderler Zirvesi. Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin konuk liderleri karşılaması ile başladı. Liderler, zirve programında yer alan toplantı ve etkinliklerin yanı sıra ikili görüşme fırsatı da buldu .ilk gün toplantılarında: Erdoğan-Macron görüşmesi, Putin-Trump görüşmesi, May ve Putin'in öne çıkan toplantılardı. İlk gün kültür programında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump’ın yan yana oturmaları dikkatlerden kaçmadı .Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Macron’un görüşmesi basına kapalı gerçekleştirilirken , Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump’ın zirvede yaptıkları görüşmede Suriye’yi ele aldılar .İki lider uluslararası ilişkileri, Suriye’yi ve İdlib’deki durumu görüştü. Bu bağlamda Türkiye de konu dahilindeydi. Donald Trump, Putin’den ülkesindeki seçimlere karışmamasını istedi .Bir diğer taraftan Theresa May ve Vladimir Putin görüşmesi oldukça sert geçti. May, Putin'e Rusya'nın düşmanca müdahaleler, dezenformasyon ve siber saldırılar dahil İngiltere ve müttefiklerini tehdit eden sorumsuz ve istikrarı bozucu faaliyetlerini durdurana kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşemeyeceğini ifade etti.
Rus lider Putin, Financial Times’da yayımlanan röportajında "Liberalizm fikrinin artık hükmü kalmadı, nüfusun büyük bölümünün çıkarlarıyla çatışır hale geldi." değerlendirmesinde bulundu. Buna cevaben konuşan ; AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirve öncesi "liberalizm hükümsüz kaldı" yorumunda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, "Bence asıl hükümsüz olan otoriterlik, kişi kültleri ve oligarkların yönetimi" sözleriyle yanıt verdi. Avrupalıların Liberalizmi savunması gerektiğini söyleyen Tusk “Kim liberalizmin hükümsüz hale geldiğini iddia ediyorsa özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının hükümsüz hale geldiğini savunuyordur .“ifadesini kullandı.
Zirvedeki 2. günde “İklim Değişikliği” ve “Kadınların Güçlenmesi” konularında toplantılar yapıldı. Bugün içinde de çok önemli ikili görüşmeler de yapıldı. Belki de bizim en merak ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump’ın görüşmesi gerçekleşti. S-400 krizinin çözülmesi, Doğu Akdeniz ve Suriye konularının ana gündemin olduğu bu görüşme de Türkiye-Amerika ticaret hacminin 75 milyar dolara çıkarma konusunda uzlaşıldı. Uzun zamandır gündemimizde yer alan S-400 füze Anlaşması ve Amerika’nın buna karşı çıkması krizi doğurmuştu.
Türkiye tarafı S-400 Füze sistemi alımında anlaşıldığını , geri dönüşün olmadığını bildirirken Amerikan kanadı bu anlaşmaya NATO çıkarları ve yeni nesil savaş uçağı olan F-35 uçaklarının bilgilerinin çalınma riski olduğunu ileri sürerek bu anlaşmaya karşı çıkıyor ve Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit ediyor. İkili görüşme öncesinde Trump, S-400 konusunda, “Karışık bir konu. Farklı çözümler arıyoruz. Hiç şüphesiz ki bu bir problem” ifadelerine yer verdi. Trump ayrıca bu yıl içerisinde Türkiye'ye gitme planı yaptığını ancak tarihin henüz netleşmediğini de belirtti.
İki liderin görüşmesinden sonra Trump bu krizin Obama hükümetinin sebep olduğunu ve Türkiye’ye haksızlık yapıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada "Sayın Trump bugün bu konuya açıklık getirdi. Böyle bir şeyin olmayacağını da kendisinden özellikle dinlemiş olduk." dedi ve S-400 alımında geri adım atılmayacağını söyledi.
Dünya siyasetini ilgilendiren bir diğer önemli konu olan “ ABD-ÇİN Ticaret Savaşı”, G20 zirvesinde de önemli bir toplantıda ele alındı. Ambargoların konuşulduğu bir dönemde gerçekleşen bu toplantı sonucun da Amerikan hükümeti geri adım atarak Amerikan şirketlerinin Çin’e satış yapmaya devam edeceğini açıkladı. Trump, "ABD-Çin işbirliği ayrılıktan iyidir, diyalog zıtlaşmadan iyidir. Aslında (anlaşmaya) çok yakındık fakat bir şeyler oldu ve o süreç biraz koptu, şu anda biraz daha yaklaşıyoruz" diye konuştu. Bir diğer yandan ise Çin lideri Xi Cinping ise ABD ile Çin arasındaki tarihi ilişkilerin zaman içinde nasıl gelişip bugünkü seviyesine ulaştığını anlattığı konuşmasında, iki ülke arasındaki işbirliği ve koordinasyonun daha da artmasını umduğunu dile getirdi. Bu görüşme sonucunda Amerika-Çin ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacağı aşikar.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisini bir araya getiren G20’nin Japonya’nın ev sahipliğinde Osaka’da gerçekleştirilen Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde, “Korumacılık” ifadesi kullanılmayarak, “Serbest” ve “Adil” bir küresel ticaret politikası ihtiyacı vurgulandı. Bildiride, küresel “Ekonomik büyümenin” düşük kaldığı uyarısı yapılırken, ticari ve jeopolitik gerilimlerin artmasıyla risklerin aşağı yönlü olduğu vurgulandı. G20 liderleri, sonuç bildirisinde, ticaret ve yatırımlar konusunda, pazarları açık tutacaklarını ve Dünya Ticaret Örgütü’nün gerekli olan reformları destekleyeceklerini belirtirken, bu konuda küresel “eşit şartlar” oluşturmak için çalışacaklarını belirtti.
Diğer G20 zirvelerine nazaran daha yapıcı geçen bu zirvede S-400 krizinden Amerikan-Çin ticaret savaşına ,Suriye krizinden Nükleer silahların kontrolüne kadar birçok bölgesel ve küresel konular ele alındı. Bu zirve dünya politik dengesinin hızla değiştiği günümüzde kritik toplantılara ev sahipliği yaptı. Gücün Batıdan doğuya doğru kaydığı günümüzde Amerika'nın Çin'in ve dahi diğer küresel güçlerin güçlerini maksimize etmesi için yaptığı bürokratik ve politik hamleler yüz yüze görüşmelerle daha farklı bir forma bürünmesini sağladı. Amerika, Çin ile olan 200 milyar dolarlık ticaretine ek olarak getirdiği gümrük vergisinin yanında Çinli şirketlerin ürünlerinde kullandığı teknolojik yazılımların satışını engellemesi kararını G20 zirvesindeki görüşmeyle askıya aldı. Ekonomik olarak yüksek bir potansiyele sahip olan Çin pazarından Amerikan Şirketlerinin ambargo hamleleriyle zarar görmesi ihtimaline karşın bu geri adımın atılmasını açıklayabilir. Çin ise karşılık vererek kendilerinin bu durumdan zarar görmeden çıkabileceklerini açıkladı. Bu durum Çin hükümetinin olası ekonomik ve politik saldırı ve müdahalelere yıllarca hazırlandıklarının kanıtıdır. Bir diğer yandan bu durumun dünya ticaretini yönlendirmek için Amerikan hükümetinin Çok yönlü adımlar atabileceğinin kanıtı.
Ülkemiz gündemini aylardır meşgul eden S-400 alımları ve de muhtemel Amerikan ambargosu ihtimali Cumhurbaşkanımızın Donald Trump ile görüşmesinin ardından kulislerdeki yaptırım ihtimalinin yerine anlaşma yaparak sorunun çözülmesi olarak değerlendirildi. Obama dönemini eleştiren Trump stratejik ortaklara ve NATO içindeki ülkelerin birbirine yaptırım uygulanmasının doğru olmadığını vurguladı. Ancak Amerikan senatosunun , Temsilciler Meclisi’nin , Pentagon'un ve Trump’ın aynı görüşte olmamaları durumun muğlaklaşmasına neden oluyor.
Dünya ekonomisinin yıllar içinde küresel olarak değişimi güç dengelerini değiştirerek yakın gelecekte olası ekonomik krizlerin yanında politik krizlerin gözlemlenemez hale geliyor.
Suudi Arabistan, gelecek yıl G20 dönem başkanı olarak Kasım 2020'de gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak.
İsmet Erim
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Bölgesel Analiz Topluluğu
Japonya’nın ev sahipliğinde Osaka kentinde iki gün süren G20 Liderler Zirvesi. Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin konuk liderleri karşılaması ile başladı. Liderler, zirve programında yer alan toplantı ve etkinliklerin yanı sıra ikili görüşme fırsatı da buldu .ilk gün toplantılarında: Erdoğan-Macron görüşmesi, Putin-Trump görüşmesi, May ve Putin'in öne çıkan toplantılardı. İlk gün kültür programında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump’ın yan yana oturmaları dikkatlerden kaçmadı .Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Macron’un görüşmesi basına kapalı gerçekleştirilirken , Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump’ın zirvede yaptıkları görüşmede Suriye’yi ele aldılar .İki lider uluslararası ilişkileri, Suriye’yi ve İdlib’deki durumu görüştü. Bu bağlamda Türkiye de konu dahilindeydi. Donald Trump, Putin’den ülkesindeki seçimlere karışmamasını istedi .Bir diğer taraftan Theresa May ve Vladimir Putin görüşmesi oldukça sert geçti. May, Putin'e Rusya'nın düşmanca müdahaleler, dezenformasyon ve siber saldırılar dahil İngiltere ve müttefiklerini tehdit eden sorumsuz ve istikrarı bozucu faaliyetlerini durdurana kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşemeyeceğini ifade etti.
Rus lider Putin, Financial Times’da yayımlanan röportajında "Liberalizm fikrinin artık hükmü kalmadı, nüfusun büyük bölümünün çıkarlarıyla çatışır hale geldi." değerlendirmesinde bulundu. Buna cevaben konuşan ; AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirve öncesi "liberalizm hükümsüz kaldı" yorumunda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, "Bence asıl hükümsüz olan otoriterlik, kişi kültleri ve oligarkların yönetimi" sözleriyle yanıt verdi. Avrupalıların Liberalizmi savunması gerektiğini söyleyen Tusk “Kim liberalizmin hükümsüz hale geldiğini iddia ediyorsa özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının hükümsüz hale geldiğini savunuyordur .“ifadesini kullandı.
Zirvedeki 2. günde “İklim Değişikliği” ve “Kadınların Güçlenmesi” konularında toplantılar yapıldı. Bugün içinde de çok önemli ikili görüşmeler de yapıldı. Belki de bizim en merak ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump’ın görüşmesi gerçekleşti. S-400 krizinin çözülmesi, Doğu Akdeniz ve Suriye konularının ana gündemin olduğu bu görüşme de Türkiye-Amerika ticaret hacminin 75 milyar dolara çıkarma konusunda uzlaşıldı. Uzun zamandır gündemimizde yer alan S-400 füze Anlaşması ve Amerika’nın buna karşı çıkması krizi doğurmuştu.
Türkiye tarafı S-400 Füze sistemi alımında anlaşıldığını , geri dönüşün olmadığını bildirirken Amerikan kanadı bu anlaşmaya NATO çıkarları ve yeni nesil savaş uçağı olan F-35 uçaklarının bilgilerinin çalınma riski olduğunu ileri sürerek bu anlaşmaya karşı çıkıyor ve Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit ediyor. İkili görüşme öncesinde Trump, S-400 konusunda, “Karışık bir konu. Farklı çözümler arıyoruz. Hiç şüphesiz ki bu bir problem” ifadelerine yer verdi. Trump ayrıca bu yıl içerisinde Türkiye'ye gitme planı yaptığını ancak tarihin henüz netleşmediğini de belirtti.
İki liderin görüşmesinden sonra Trump bu krizin Obama hükümetinin sebep olduğunu ve Türkiye’ye haksızlık yapıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada "Sayın Trump bugün bu konuya açıklık getirdi. Böyle bir şeyin olmayacağını da kendisinden özellikle dinlemiş olduk." dedi ve S-400 alımında geri adım atılmayacağını söyledi.
Dünya siyasetini ilgilendiren bir diğer önemli konu olan “ ABD-ÇİN Ticaret Savaşı”, G20 zirvesinde de önemli bir toplantıda ele alındı. Ambargoların konuşulduğu bir dönemde gerçekleşen bu toplantı sonucun da Amerikan hükümeti geri adım atarak Amerikan şirketlerinin Çin’e satış yapmaya devam edeceğini açıkladı. Trump, "ABD-Çin işbirliği ayrılıktan iyidir, diyalog zıtlaşmadan iyidir. Aslında (anlaşmaya) çok yakındık fakat bir şeyler oldu ve o süreç biraz koptu, şu anda biraz daha yaklaşıyoruz" diye konuştu. Bir diğer yandan ise Çin lideri Xi Cinping ise ABD ile Çin arasındaki tarihi ilişkilerin zaman içinde nasıl gelişip bugünkü seviyesine ulaştığını anlattığı konuşmasında, iki ülke arasındaki işbirliği ve koordinasyonun daha da artmasını umduğunu dile getirdi. Bu görüşme sonucunda Amerika-Çin ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacağı aşikar.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisini bir araya getiren G20’nin Japonya’nın ev sahipliğinde Osaka’da gerçekleştirilen Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde, “Korumacılık” ifadesi kullanılmayarak, “Serbest” ve “Adil” bir küresel ticaret politikası ihtiyacı vurgulandı. Bildiride, küresel “Ekonomik büyümenin” düşük kaldığı uyarısı yapılırken, ticari ve jeopolitik gerilimlerin artmasıyla risklerin aşağı yönlü olduğu vurgulandı. G20 liderleri, sonuç bildirisinde, ticaret ve yatırımlar konusunda, pazarları açık tutacaklarını ve Dünya Ticaret Örgütü’nün gerekli olan reformları destekleyeceklerini belirtirken, bu konuda küresel “eşit şartlar” oluşturmak için çalışacaklarını belirtti.
Diğer G20 zirvelerine nazaran daha yapıcı geçen bu zirvede S-400 krizinden Amerikan-Çin ticaret savaşına ,Suriye krizinden Nükleer silahların kontrolüne kadar birçok bölgesel ve küresel konular ele alındı. Bu zirve dünya politik dengesinin hızla değiştiği günümüzde kritik toplantılara ev sahipliği yaptı. Gücün Batıdan doğuya doğru kaydığı günümüzde Amerika'nın Çin'in ve dahi diğer küresel güçlerin güçlerini maksimize etmesi için yaptığı bürokratik ve politik hamleler yüz yüze görüşmelerle daha farklı bir forma bürünmesini sağladı. Amerika, Çin ile olan 200 milyar dolarlık ticaretine ek olarak getirdiği gümrük vergisinin yanında Çinli şirketlerin ürünlerinde kullandığı teknolojik yazılımların satışını engellemesi kararını G20 zirvesindeki görüşmeyle askıya aldı. Ekonomik olarak yüksek bir potansiyele sahip olan Çin pazarından Amerikan Şirketlerinin ambargo hamleleriyle zarar görmesi ihtimaline karşın bu geri adımın atılmasını açıklayabilir. Çin ise karşılık vererek kendilerinin bu durumdan zarar görmeden çıkabileceklerini açıkladı. Bu durum Çin hükümetinin olası ekonomik ve politik saldırı ve müdahalelere yıllarca hazırlandıklarının kanıtıdır. Bir diğer yandan bu durumun dünya ticaretini yönlendirmek için Amerikan hükümetinin Çok yönlü adımlar atabileceğinin kanıtı.
Ülkemiz gündemini aylardır meşgul eden S-400 alımları ve de muhtemel Amerikan ambargosu ihtimali Cumhurbaşkanımızın Donald Trump ile görüşmesinin ardından kulislerdeki yaptırım ihtimalinin yerine anlaşma yaparak sorunun çözülmesi olarak değerlendirildi. Obama dönemini eleştiren Trump stratejik ortaklara ve NATO içindeki ülkelerin birbirine yaptırım uygulanmasının doğru olmadığını vurguladı. Ancak Amerikan senatosunun , Temsilciler Meclisi’nin , Pentagon'un ve Trump’ın aynı görüşte olmamaları durumun muğlaklaşmasına neden oluyor.
Dünya ekonomisinin yıllar içinde küresel olarak değişimi güç dengelerini değiştirerek yakın gelecekte olası ekonomik krizlerin yanında politik krizlerin gözlemlenemez hale geliyor.
Suudi Arabistan, gelecek yıl G20 dönem başkanı olarak Kasım 2020'de gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak.
İsmet Erim
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Bölgesel Analiz Topluluğu
Eyvallah yegenin bu konulaarı araştırdıgın için seni kutlarım bu konulara yönlediren hocaları kutlarım
YanıtlaSil