Türk Konseyi(Keneşi)
GİRİŞ
Bu makale Türk Konseyi'nin genel özelliklerini ve amaçlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.Ayrıca bu konseyi oluşturan etkenler,''Türk Konseyi'nin Tarihsel Süreci'' başlığı altında incelenecektir.Bu konsey ile birlikte icraate geçen kurumlar liste olarak açıklanacaktır.Türk Konseyi ile gelişen ilişkilere atıfta bulunulacak ve sonuç kısmında atılan bu adımların daha da ilerlemesi,geliştirilmesi için hangi alanlarda yatırımların artması gerekliliği vurgulanacaktır.
Bu makale Türk Konseyi'nin genel özelliklerini ve amaçlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.Ayrıca bu konseyi oluşturan etkenler,''Türk Konseyi'nin Tarihsel Süreci'' başlığı altında incelenecektir.Bu konsey ile birlikte icraate geçen kurumlar liste olarak açıklanacaktır.Türk Konseyi ile gelişen ilişkilere atıfta bulunulacak ve sonuç kısmında atılan bu adımların daha da ilerlemesi,geliştirilmesi için hangi alanlarda yatırımların artması gerekliliği vurgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler:Türk Konseyi,Kazakistan,Azerbaycan,Kırgızistan,Türkiye,
Türk Dili Konuşan Ülkeler
Türk Konseyi Nedir?
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk
Konseyi - TDİK), Türk dili konuşan ülkeler arasında kapsamlı işbirliğini teşvik
etmek amacı ile uluslararası bir örgüt olarak 2009 yılında kurulmuştur.Türk
Konseyi`nin kurucu üyeleri Azerbaycan, Kazakistan,Kırgızistan ve Türkiye`dir.(1)Temel olarak ülkeler arası
kapsamlı iş
birliğine dayanır.Kapalı
ve bölgesel bir örgüt olmakla beraber uluslararası
hukuk kişiliğine
sahip hükümetlerarası bir örgüttür.Türk Konsey'ini oluşturan
organlar;Devlet Başkanları
Konseyi,Dışişleri
Bakanları Konseyi,Kıdemli
Memurlar Komitesi,Aksakallar Konseyi ve Sekretarya olarak sıralanır.
Türk Dili Konuşan
Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin Amaçları Nelerdir?
Nahçıvan
Anlaşmanın önsözünde üye devletler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaç ve
ilkelerine bağlılıklarını teyit ederek, Türk Konseyi’nin temel amacını, Türk
Dili Konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel
ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlamışlardır. Üye
ülkeler ayrıca, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi
yönetişim gibi temel ilkelere bağlılıklarını ifade etmişlerdir. Türk Konseyi
kapsamındaki işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve
Türk dili konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde
inşa edilmektedir.(2)
Türk Konseyinin Tarihsel Süreci
1991
Yılında
Sovyetler Birliği'nden ayrılıp
bağımsızlığını
ilan eden Türk cumhuriyetleri,dünya siyasetinde yerini almıştır.Özellikle
bağımsızlıklarının
ilk yıllarında
ekonomik anlamda bir çok sıkıntı
yaşamışlardır.Bu
sıkıntıların
en tabii sebebi Sovyetler Birliği zamanında
Sovyet yönetiminin bu ülkelerde spesifik üretimi teşvik
etmesi ve sadece bir ve birkaç alanda gelişmelerini istemesidir.Buna en açık
şekilde Özbekistan sanayisinin pamuk
üretimine dayalı olması
örnek gösterilebilir.Örnekten anlaşılacağı
üzere SSCB'nin bu ülkelerin sanayisini ve ekonomisini kendi ihtiyaçlarına
göre şekillendirdiğini
söylemek mümkündür.Bu şekillendirme ise bağımsızlıklarını
kazanan yeni devletler için çok büyük bir sorun teşkil
etmektedir.Bu sorun temel olarak üretim yetersizliğinden
kaynaklanan ekonomik sıkıntılardır.Çünkü
spesifik sanayisi olan devlet, diğer ihtiyaçlara yetememektedir.Bu
kapsamda bu devletlerin dünya siyasetinde varlığını
sürdürebilmesi için yeni sanayi düzeni oluşturmaları,siyasal
ve ekonomik iş birlikleri imzalamaları
gerekmektedir.
Dünya
siyasetine atılım
gerçekleştirdikten sonra bu ülkeleri bağımsız
bir devlet olarak tanıyan ilk ülke Türkiye'dir.Bu yakınlığı
bağdaştıran
en önemli unsur ise bu devletlerle aynı kökeni paylaşmamızdır.Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'te bu unsura yıllar
öncesinden şöyle değinmiştir.
''Dil
bir köprüdür.İnanç bir köprüdür,tarih bir köprüdür.Dolayısıyla
köklerimize inmeli ve farklı olayların
böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz''
Bu
yakınlık
neticesiyle önceden SSCB'nin kontrolü ile gerçekleşen
ilişkilerimiz artık
yeni bir boyut kazanmıştır.Artık
doğrudan gerçekleşen
ilişkiler olumlu sonuçlar doğurmuş,Türk
devletlerinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin birbirini daha yakından
tanıması
sürecini hızlandırmıştır.
SSCB'nin
dağılmasıyla
birlikte yüzyıllar boyunca parçalanmış
ve birbirinden ayrı bırakılmış
Türk devletleri için bir araya gelip bütünleşme
fırsatı
doğmuştur(3).Aynı
dönemde Türkiye siyaseti de pek iyi noktada değildir.Çünkü
Avrupa Birliği'ne girebilme çabaları
sonuçsuz kalırken izlediği
batı yönlü politikaların
başarıya
ulaştığı
söylenemez.Bağımsızlıklarını
kazanan bu devletler Türkiye tarafından da heyecanla karşılanmıştır.
Birbirleriyle
doğrudan ilişki
kurabilen ülkeler karşılıklı
olarak kardeşlik ve iş
birliği mesajlarını
iletmiş ve bu mesajların
gerektirdiği adımları
atmaktan geri kalmamışlardır.Özellikle
30-31 Ekim 1992'de Ankara'da düzenlenen Ankara Zirvesi bu ülkelerin bir araya
gelip ortak bir şekilde hareket etmelerinin temelini
oluşturmuştur.Bu
zirveye dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ev sahipliği yapmıştır.Zirve
sonrasında Ankara Bildirisi imzalanmıştır.Bu
bildirinin genel hatlarına bakmak gerekirse kardeşlik
mesajları verilmiş,ortak
tarih,ortak dil ve ortak kültürden kaynaklanan özel bağlar
dile getirilmiştir.
1992 senesinde ülkemizin
girişimleriyle başlatılan süreç kapsamında, on "Türk Dili Konuşan Ülkeler
Devlet Başkanları Zirvesi" gerçekleştirilmiştir.2009'da Nahçivan'da gerçekleştirilen
9.zirvede ilerleyen süreçleri kurumsallaştırmak
amacı ile Türkiye,Azerbaycan,Kazakistan
ve Kırgızistan
arasında Türk Dili Konuşan
Ülkeler İş Birliği
Konseyi'nin kuruluşuna dair Nahçıvan
Anlaşması
imzalanmıştır."Türk
Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi" veya kısaca "Türk
Konseyi" olarak da adlandırılan yapı, Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri
Bakanları Konseyi, Aksakallar Konseyi (her ülkeden gelen akil adamlardan
müteşekkildir), Kıdemli Memurlar Komitesi ve merkezi İstanbul'da bulunan
Sekretarya'dan oluşmaktadır.(4)
Türk
Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, 15-16 Eylül 2010 tarihinde İstanbul'da
gerçekleştirilen 10. Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi'yle resmen tanınmaya
başlamıştır.
İstanbul’daki
kuruluş toplantısının ardından Türk Konseyi'nin ilk Zirve Toplantısı
“Ekonomik ve Ticari İşbirliği” temasıyla 20-21 Ekim 2011 tarihlerinde Almatı'da
gerçekleştirilmiştir, Toplantı vesilesiyle, Konsey’in kurumsallaşmasına ilişkin
anlaşma ve tüzükler sonuçlandırılmıştır. Ayrıca, Zirve münasebetiyle, üye
ülkelerin iş çevrelerini bir araya getirecek Türk İş Konseyi tesis edilmiştir.
II. Zirve
"Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği" temasıyla 22-23 Ağustos 2012
tarihlerinde Bişkek'te düzenlenmiştir. Zirve'de alınan kararlarla birlikte,
Türk Konseyi çatısı altında yeni kuruluşlar tesis edilmiş, bu çerçevede
Astana'da Türk Akademisi ile Bakü'de bir Türk Kültür ve Mirası Vakfı'nın
kurulmasına ilişkin anlaşmalar imzalanmıştır. Ayrıca, Zirve sırasında imzalanan
Mali Esaslar Anlaşması ile Türk Konseyi Sekretaryası'nın kurumsal hüviyeti
güçlendirilmiştir.
Türk Konseyi’nin
III. Zirvesi 15-16 Ağustos 2013 tarihlerinde Azerbaycan’ın Gebele şehrinde
“Ulaştırma” temasıyla gerçekleştirilmiştir. Zirve vesilesiyle “Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanlıkları Arasında İşbirliği
Protokolü” imzalanmıştır.
IV. Zirve
toplantısı ise ülkemizin evsahipliğinde 4-5 Haziran 2014 tarihlerinde “Turizm”
temasıyla Bodrum’da düzenlemiştir.
V. Zirve toplantısı
“Medya ve Enformasyon Teknolojileri temasıyla 11 Eylül 2015 tarihinde Astana’da
düzenlenmiştir. Zirve’de Türk Akademisi ile Türk Kültür ve Miras Vakfı’nın
tamamlayıcı anlaşmaları ile Türk Sporları ve Göçebe Kültür Merkezi’nin kurucu
ve tamamlayıcı anlaşmaları imzalanmış; ülkemize tahsisli Genel Sekreter Yardımcılığı
kadrosuna da Sayın Ömer Kocaman’ın ataması yapılmıştır. Sayın Kocaman 18 Eylül
2015 tarihi itibariyle görevine başlamıştır.(5)
VI.Zirve
Toplantısı Ruh
Ordo Kültür Merkezi'nde Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'ın ev
sahipliğinde
"Gençlik İşbirliği ve Ulusal Spor" temasıyla düzenlenmiştir.(6)
TÜRK KONSEYİ’NİN
BAĞLI/İLİŞKİLİ KURUMLARI
Türk Konseyi,
Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki işbirliği mekanizmalarının en üstünde yer
alan çatı kuruluş olarak kabul edilmektedir. Türk Konseyi’nin bu çerçevede
ilişkili kurumları aşağıda sunulmuştur:
TÜRKSOY
(Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı): 1993 yılında kurulmuştur. Merkezi
Ankara’dadır. Taraflar arasında bilim, eğitim, kültür ve sanat alanlarında
işbirliğinin geliştirilmesini, Türk dünyasının ortak değerlerinin uluslararası
seviyede tanıtılarak kitlelere yayılmasını, Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki
kültürel bağların derinleştirilmesini amaçlamaktadır.
TÜRKPA
(Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi): 2008 yılında imzalanan İstanbul
Anlaşması’yla kurulmuştur. Merkezi Bakü’dedir. Türk Dili Konuşan Ülkelerin
Parlamentoları arasındaki işbirliğini derinleştirmek amacıyla faaliyet
göstermektedir.
Türk İş Konseyi:
Kurucu belgesi 2011 yılında imzalanmıştır. Dört ülkenin özel sektör kuruluşlarını
birleştirerek, ekonomik işbirliğinin ileriye götürülmesi yolunda Türk Konseyi
tarafından yürütülen çalışmalarda önemli rol oynaması beklenmektedir. Türk
Konseyi Üye Ülkelerinin Oda Başkanları, Türk İş Konseyi çatısı altında yılda
bir kere biraraya gelmektedirler. Bu çerçevede, Türk İş Konseyi'nin Beşinci
Toplantısı, 3 Nisan 2017 tarihinde "Atameken"in ev sahipliğinde
Astana'da gerçekleştirilmiş olup, Türk İş Konseyi’nin Sekretaryasının İstanbul’da
teşkil edilmesi hususunda mutabakata varılmıştır.
Türk Akademisi:
Kurulduğu 2010 yılından 2012 yılına kadar Kazakistan Cumhuriyeti’nin ulusal bir
kurumu olarak faaliyet göstermiştir. Türk Akademisi’nin, Türk Konseyi
çerçevesinde faaliyet gösterecek uluslararası bir yapıya kavuşturulmasını
teminen hazırlanan kurucu anlaşma 2012 Bişkek Zirvesi’nde imzalanmıştır.
Astana’da yerleşik olan Türk Akademisi, Türk dili, edebiyatı, kültür, tarih ve
etnoğrafyası alanında gerçekleştirilen bilimsel araştırmaların eşgüdümünü ve
desteklenmesini amaçlamaktadır.
Türk Kültür ve
Miras Vakfı: Kurucu belgesi, 2012 tarihli Bişkek Zirvesi’nde
imzalanmıştır. Merkezi Bakü’dedir. Türk Kültürü ve Mirası’nın
gerçekleştirilmekte olan faaliyet, proje ve programların desteklenmesi ve
finansman katkısı sağlanması yoluyla korunması ve bu alanda gerekli çalışmaların
yapılması amaçlanmaktadır. Türk Kültür ve Miras Vakfı, çalışmalarını TÜRKSOY ve
Türk Akademisi’yle işbirliği içinde yürütmektedir.(6)
Sonuç
İlk yıllarda
iyi niyet temennileriyle başlayan iş
birliği süreci son yıllarda
daha somut bir hal alarak ilerlemektedir.Özellikle eğitim
ve ekonomi açısından
bunu görmek mümkündür.Lakin henüz yeterli seviyeye erişebildiğini
söylemek doğru olmaz.Bu bağlamda
karşılıklı
ilişkilerin yoğunlaşması
gerekmektedir.Ekonomi alanında yeni yatırımlar
gerçekleştirilmeli karşılıklılık
ilkesi ile hareket edilmelidir.İleriye dönük kararlar alınmalı,bu
kararlar alınırken
daha rasyonel davranılmalı
ve uluslararası siyaset içerisinde daha aktif bir şekilde rol alan Türk Konsey'ine olan ihtiyaç unutulmamalıdır.
Kaynakça
(3)Dünyamalı
Veliyev,Küreselleşme Sürecinde Türk Dünyası,SDÜ
Fen Edebiyat Fakültesi,Sosyal Bilimler Dergisi,Sayı:19,Mayıs
2009,ss.103-110.
(5)İbid.
Hacı İbrahim Sancaktar
MSKU-Siyaset Bilimi Ve Uluslararası İlişkiler
Yorumlar
Yorum Gönder