SUUDİ ARABİSTAN'DA KADIN OLMAK
Suudi Arabistan,
Kuzeyden Kuveyt, Irak ve Ürdün, Güneyden Yemen ve Umman, Doğudan Birleşik Arap
Emirliği ve Basra Körfezi, Batıdan ise Kızıl Denizi ile çevrili olan bir
krallıktır; yönetimi şeriatla sürdürülen, ihracatının %90'dan fazlasını
petrolün teşkil ettiği ve bu bakımdan dünya birincisi olan ama kadın haklarında
neredeyse sondan birincileri oynayan Suudi Arabistan'ı bir yana bırakırsak
dünyada cinsiyet eşitsizliği yüzünden kadın olmak zordur. Şiddet, tecavüz ve
kadın cinayetleri her yerde bulunmaktadır. Fakat Suudi Arabistan'da durum biraz
daha farklıdır. Diğer ülkelere nazaran Suudi Arabistan'da kadınlar toplumsal
cinsiyet ayrımına daha fazla tabi tutuluyorlar. Ben de yıllardır orada yaşamış biri olarak, hemcinslerimin yaşadıkları bu ayrıma bizzat şahit oldum.
Kadınların haklarının yeterince
kısıtlandığı bu ülkede, Arap kadınlarına uygulanan katı kurallar
vardır.Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'daki en katı kural
kıyafetlerdir. Arap ülkesinde bir kadının yaşam tarzı İslam'ı tanımlar. Arap
kadınlarının diğer kadınlara göre giyimlerinde özel bir görüntü vardır. Bu
ülkelerde, kadınlar siyah abaiyah'larla sokaklarda dolaşmaktadır. Arap
kadınları için bu kıyafeti giymeden sokağa çıkmak söz konusu bile değildir.
Öyle ki ülkeyi ziyarete gelen turistlerin bile giymesi zorunludur. Fakat diğer
Arap ülkelerine göre İran'da daha özgür bir ahlak vardır. Suudi Arabistan’da
sosyal hayatta da kadın-erkek ilişkileri kesin çizgilerle birbirinden
ayrılmakta, bu ayrımın denetimi ise Muttava adı verilen görevli din polisleri
tarafından sağlanmaktadır.
Eğitim konusuna gelir isek; 1960'lara kadar
kızlar için eğitim yoktu. İlk defa kızlar 1962'de Üniversiteye gitmiştir. Fakat
Ülkede bir çok Üniversite olmasına rağmen sadece bir kaçı kız öğrencileri kabul
etmekte. Erkeklerden ayrı eğitim almaktadırlar. Kadınlar ve kadınların eğitimi
için önemli bir adım atılmıştır, buda; Prenses Nura Bint Abdurrahman Kız
Üniversitesi'nin başına kadın bir rektör atanmasıdır. Öte yandan, Soraya
Altorki’nin 2000 yılında yaptığı “Suudi Arabistan’da Vatandaşlık Konsepti ve
Uygulaması” isimli çalışma da yer alan Suudi Arabistan Planlama Bakanlığı’nın
verilerine göre edebiyat mezunlarının %64’ü, eğitim ve ekonomi mezunlarının
%66’sı, hemşirelik ve paramedikal bölüm mezunlarının %70’i, tıp fakültesi
mezunlarının %47’si kadınlardan oluşmaktadır.Bu demek oluyor ki eğitimde
Suudili kadınlar kendilerini geliştiriyor.Aile yapısına değinecek olursak, bir
kadın itaatkar ve mütevazi olmak zorundadır, Ana ve eş rolüne ise annesi
çocukluğundan beri onu hazırlamaktadır. Evlilikten sonra ise erkekler
diledikleri zaman boşanabiliyorken, kadınlar sadece eşinin terk ettiğini veya
iktidarsız olduğunu kanıtlayabilirse boşanma hakkına sahip görülüyor. Boşanma
gerçekleştikten sonra ise kadınların nafaka talep etme hakkı olmuyor, öyle ki
kız çocuklarının velayeti dokuz, erkek çocuklarının velayeti ise yedi yaşına
kadar kadında kalıyor. Daha sonra ya baba ya da babanın ailesi velayetleri
alabiliyor. Suudili erkeklerin eşleri ve çocukları vatandaşlık alma hakkına
sahip olurken, kadında bu hakkı göremiyoruz. Suudili olmayan biriyle evlendiği
zaman çocukları vatandaşlık hakkına sahip olamıyor. Bir başka konudan
bahsedecek olursak; hastanelerde bir doktorun karşı cinsten birini muayene
edebilmesi için, aile izni veya hasta izni olması gerekiyor. Bu kural yüzünden
yaşanan korkunç olaylarda bulunmaktadır. Örneğin; 2014 yılında kadın bir hasta
kalp krizi geçirdiği halde orada ki erkek doktorlar müdahale etmemiştir ve
hasta 2 saat can çekiştikten sonra vefat etmiştir.
Tabi kii Suudili kadınlara uygulanan bazı
kurallar günümüzde kaldırılmıştır. Örneğin; 2002 yılına kadar kadınların
vesikalık fotoğraflarda sadece gözleri gözükebiliyordu ya da 2018 yılına kadar
araba kullanmaları yasaktı. Günümüzde bu değişikliklere de şahit olabiliyoruz.
Tüm bunlara
rağmen kadınların yetersiz göründüğü ve haklarının diğer ülkelere göre az
olmasına rağmen yine de birşeyler başarabilmiş kadınlardan biri de Sarah
Attar'dır. İlk defa Olimpiyatlarda yarışan kadın sporcudur.(2012) Sonuncu
olmasına rağmen güçlüklerle baş edip kendini kanıtlamanın bir yanını bulmuştur.
Bu katı kurallar, kanunlar değişir ya da değişmez bunu bilemeyiz. Lakin
kadınların aynı Sarah gibi pes etmeyip ve başarılı olacaklarına inanıp bunun
için çabalayacakları günler görmek umudu ile...
RİM ATASOY
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Bölgesel Analiz Topluluğu
Muğla/Türkiye
Yorumlar
Yorum Gönder